Dolar artışı yazılı basını vurdu

Dövizdeki son aylarda devam eden kontrolsüz yükseliş ve Türk lirasının değer kaybı bir çok sektörü olduğu gibi baskılarının tamamını ithal kağıt ile yapan yazılı basını da vurdu.
Bu konuda dün benden bir meslektaşım 'İstanbul Gazeteciler Dernek Başkanı' olarak görüş istediğinde ona şu açıklamayı yaptım:
Hükümetimiz acilen kağıt kriz yönetimi oluşturmalı.
Dövizdeki yükseliş ve Türk Lirası'nın bu yıl yaşadığı değer kaybı, baskılarını ithal kağıt ile yapan yazılı basını zor duruma soktu. Tamamına yakını ithal edilen gazete ve dergi kağıdı nedeniyle zor günler geçiren basılı medyanın bu durumunu görmezden gelmemek gerekir.
Devlet yetkililerimizin, hükümet yetkililerimizin, basın temsiclililerinin bir araya gelerek acilen çözüm önerileri ve alınacak tedbirleri karara bağlayarak bir kriz yönetimi oluşturmalı.
Mesela kağıttaki vergiyi sıfıra indirmeli.
Daha önce özelleştirme ile kapatılan, öz kaynaklarımızla kağıt üreten SEKA kağıt fabrikasını tekrar faaliyete geçirmek için çalışmalar başlatılmalı.
Özellikle kara borsada kağıt ticareti yapan fırsat düşkünlerine hukuksal müdahaleler yapılmalı.
Yayın yapmakta zorlanan ciddi ve tutarlı yazılı basın organlarına kurumsal reklamlar gönderilmeli.
İstanbul Gazeteciler Derneği merkezi hergün meslektaşlarımızdan ve yazılı yayın organı sahiplerinden bu konuda şikayetler almakta.
Yayın sahipleri yayınlarını yapmakta zorlanmakta.
Kimi sayfa düşürmekte, kimi baskı sayısı düşürmekte, kimi kağıttan yaşadığı kaybı personel çıkartarak aza indirme yolunu seçmekte.
Bu durum biraz daha devam ederse korkarım ki bir çok yayın organı kapanma durumuna gelecek ve bir çok meslektaşımız işsiz kalacak.
Bir an önce yetkililerimizi ithal kağıt kriz masası oluşturarak devlet destekli daha sabit ve uygun fiyata kağıt bulmasını bu kağıtları yazılı basın yayın organlarımıza sağlamalarını diliyoruz...

SEKA neden kapatıldı?
Evet açıklamamda yetkilileri göreve davet ettim ama yetkililerimiz bu konuda adım atar mı bilemiyorum.
Bir gazetenin işleyişi yüzde 60 oranında dövize bağlı.
Sadece kağıt ve baskı olarak bakmamak lazım.
Bir devlet kuruluşu SEKA ciddi bir kağıt üreticisiydi.
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 10 fabrikası vardı ve kağıt hammaddesi ile gazete ve kitap kağıdı üretiyordu.
Turgut Özal’la birlikte başlayan özelleştirme dalgası ile SEKA hedef alındı.
Bu fabrikaların çok değerli arazileri ve ekipmanları vardı.
Örneğin, Giresun SEKA’nın özelleştirilmesi 5 milyon liraya gerçekleştirilmişti, fabrikayı alan kişi ise sadece fabrikanın ekipmanlarını hurdaya 11 milyon liraya satmıştı.
Daha sonra bu araziye de TOKİ evleri yapıldı.

Yandaş medyanın keyfi yerinde
Kağıdın fiyatının bu kadar yükselmesinden ve basın ve yayın sektörlerinin bundan etkilenmesinden hükümetin rahatsız olacağını sanmıyoruz.
Türkiye’deki gazetelerin büyük bölümü iktidar yanlısı gazeteler.
Bu yayınlar devlet organları tarafından ciddi destek almaktalar.
Asıl zorluğu zaten bir çok sorunlarla boğuşan muhalif basın yaşamakta.
Ulusal boy bir gazetenin ortalama baskı maliyeti 2017 kasım ayında 0,1 Euro idi. Bugün de 0,1 Euro. Yani 45 kuruş olan gazete artık 80 kuruşa mal oluyor. Bu durum gazete başına 35 kuruş maliyet artışı anlamına gelmektedir. Birçok ulusal gazeteye zam yaparak zararı azaltmayı yeyledi.
Peki ya bayi satışı olmayan, resmi ilan hakkı olmayan, abonesi olmayan, pek fazla reklam geliri vs'si olmayan yayın organları nasıl yaşayacaklar?

Doların ateşi ne zaman düşecek?
Umarız tez zamanda dövizdeki dalgalanma diner.
Doların ateşi düşer.
Ekonomi canlanır.
Faizler daha fazla yükselmez.
İşsizlik azalır.
Piyasa canlanır.
Aksi halde önümüzeki 2019, 2020 ve daha sonraki yıllar sadece yazılı basın yayın organları için değil, bir çok sektör için kabusa dönüşür ve bir çok işletme kapısına kilit vurmak zorunda kalır...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi