Sevgili okurlar, bu gün İstanbul'un akciğeri dediğimiz doğasıyla, deniziyle, tarihiyle göz dolduran Çatalca ile ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Çatalca tarım ve hayvancılık ile ilgili faaliyetleriyle çıkış yapmaya çalışsa da yerel belediye bu manada girişimlerde bulunsa da ne yazık ki bu ilçe çok hızlı bir şekilde değişime uğruyor ve artık hiçbir önlem bu hızlı değişimi durdurmaya yetmez. Bundan sonrası yapılması gereken bu değişime ayak uydurmak ve yapılacak hizmetleri bunu göz önüne alarak planlamaktır.

Halkalı Gümrüğü’nün gelmesi, İstanbul Havalimanı’nın bu bölgeye de kurulmuş olması diğer yandan Kuzey Marmara Oto Yolu'nun ilçenin göbeğinden geçmesi ve hızlı tren projesinin yine bu ilçe sınırları içerisinden geçecek olması ilçenin çehresinin, ekonomik, sosyal, kültürel tüm yapısının değişmesine neden olmuştur. İlçe merkezi artık araç trafiği yükünü kaldırılamaz oldu. Daha düne kadar bomboş olan KİPTAŞ konutlarında bu gün neredeyse kiralık daire bulmak imkansızlaştı. Kiralık olanlarda ise kira fiyatları adeta tavan yaptı. Çatalca hiçbir açıdan bu büyümeye hazır değildi ve bu yoğunluğa ayak uyduramıyor. Planlanan büyüme gerçekleşmeden önce ilçe alt yapısından kentsel dönüşümüne kadar tüm çalışmalar detaylandırılıp ona göre adımlar atılmalıydı. İşte bugüne kadar ilçeye hizmet etmiş yöneticilerin geleceği öngörememezliği nedeniyle şuan da Çatalca dar bir alana sıkışıp kaldı.

Geçmişte Çatalca’nın hep böyle kalacağını farz ederek yapılan imar planlarıyla yola sıfır yapılan binalar şu anda yaşanan yaya ve araç trafiği sorununun çözülememesinde en büyük engeldir. Peki ne yapmalı? Öncelikle ilçe merkezin de kentsel dönüşüm projelerine hız verilmelidir. Çoğu bina eski, hasarlı ve birçoğunun riskli raporu var. Çatalca Belediyesi eğer çağdaş yaşanabilir bir kent yaratmak istiyorsa öncelikle riskli binalardan başlayıp kentsel dönüşüm projelerine bir an önce hız vermelidir. Atatürk Caddesi şehir merkezine araçların giriş çıkış yaptığı en yoğun ve işlek caddedir. Bu cadde bir an önce yeniden projelendirilip, dönüşüm çalışması başlatılmalıdır. Atatürk Caddesi’nde ne yapılırsa yapılsın hiçbir çalışma ne yaya trafiğinin ne de araç trafiğinin rahatlaması yönünden işe yaramadı.

Kaldırımlar gerektiği kadar genişlemiyor, yol trafiği rahatlatacak biçimde ne yazık ki büyümüyor. Bu cadde üzerinde yola sıfır binaların bahçeleri arka tarafa bırakılmış, cadde üzerindeki eski, hasarlı binaların kentsel dönüşüme girmesiyle yeni yapılacak projelendirme ile kaldırımlar ve caddeler genişleyebilecek ilçe merkezinin en işlek caddesi ilçeye yakışır bir görünüme kavuşacaktır. En önemlisi de İstanbul için beklenen büyük depremden dolayı yaşanacak can kaybının önüne geçmek için riskli binaların yıkılıp kentsel dönüşüm projesiyle yenilenmesi değerli bir hizmet olacaktır. Yazımı daha fazla uzatmamak adına daha önceleri de defalarca yazdığım tarım ve hayvancılıkla ilgili yazacaklarımı bir sonraki yazıma bırakıyorum.

Son olarak Çatalca'da iktidarı muhalefeti kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp hayati önem taşıyan kentsel dönüşüm projesi çalışmalarına el birliğiyle öncelik vermelidir. Güncel olarak böyle bir çalışma yapıldı mı bilmiyorum ama benim bir tavsiyem olacak. Bir an önce Çatalca'da şuanda kaç adet riskli bina var ve bu binaların kaç tanesinin oturulamaz raporları mevcut araştırılmalıdır.