Dört yılda çöktük

TÜRKİYE'DE son dört yılda dertlerimiz 3'e katlandı,Bugünkü iktidar 3Y ile mücedele etme sözüyle geldi. Hepsi yalan oldu. Yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele diyerek gelmişlerdi ama şu anda bu 3Y'nin sahibi AKP oldu. Bugün Enflasyon 3'e katlandı, Yakıt fiyatı 3'e katlandı,Yoksulluk 3'e katlandı, Ev fiyatları 3'e katlandı,Araba fiyatları 3'e katlandı,Kadın cinayetleri 3'e katlandı, Kısaca hayatı olumsuz etkileyecek ne varsa hepsi toptan 3'e katlandı.Hırsızlık eskiden yüz kızartıcı suç sayılırdı.  Sayelerinde hırsızlar alkışlanır oldu.!  %80 enflasyon yetmezmiş gibi "9 milyon Suriyeliye bakıyoruz" diye övünen bir hükümet var. Dünyanın hiçbir toplumu bunu kabul etmezdi. Türk toplumu tarihinin en derin uykusunda. Korkunç bir akıl tutulması yaşanıyor. Bu millet, liyakatı, adaleti, eğitimi, kalkınmayı, üretimi, Etik değerleri, kıt da olsa demokrasiyi AKP’den önceki Cumhuriyet hükümetleriyle gördü. AKP ise küresel üst akılla bu kültürün içini boşalttı, bize Ortadoğu kültürünü dayatıyor.Ancak DOSTLAR ! Alışmayacağız. Hz Ali Ne demiş; Bakın devletin dini adalettir.Adeleti olmayan devlet zaten dinsizdir. Dün başkanlık sistemi gelirse Türkiye uçacak diyordu.Bugün müminin görevi sabretmektir  diyro ! Bir ülkenin refah seviyesi araba sayısıyla ölçülmez. İşçisinin, emeklisinin, öğrencisinin, tüm halkın alım gücüyle, geçim kaygısının ne derecede olduğu ile ölçülür.
Bu iktidar;  20 yıldır; Halktan  koptu,Ötekileştirdi.Ekonomiyi çökertti, yandaşlar zengin olurken, halk fakirleşti.Bir Holding yöneticisi her işi ben yaparım derse hiç bir işi doğru düzgün yapamaz. Başkanlık sistemi tam da bu. Ama bu sistemsizlik artık kendisini bitiriyor. Yolsuzluk tüm devlet kurumlarını sardı. Ülke tamamen kontrolden çıkmış durumda..Enflasyon ve yabancılar yüzünden kiralar aldı başını gidiyor .Çözüm olarak TOKi ev yapacak,kira öder gibi ev sahibi olunacak.Ölme eşeğim ölme yaz gelsin yonca bitecek
 

Dinden camiden soğuttular
Böyle devam edemeyiz. 20 yılda ülkeyi; Rusya'nın, Ukrayna'nın buğdayına muhtaç hale getiren,ekonomiyi G20'de 17. sıradan,22. sıraya düşüren,Enflasyonu %176'ya çıkaran, İşsizliğe rekor kırdıran,Dış borcu 123 milyardan, 500 milyar dolara çıkaran iktidar hepimizi yoksullaştırdı. Din elden gitmedi, ezan dinmedi, bayrak inmedi. Bunların haricinde bir ülkenin başına gelebilecek her felaket geldi.Ne dedilerse tersini gördük. Hatta kendi dinlerini yarattilar, çoğu insanı dinden, camiden, Diyanetten soguttular. Sorsan en kral müslüman onlar ama binlerce ateistin yapamadigini yaptilar bu ulkeye. Din elden, hiç bu kadar gitmemişti. Bu kadar ateist, deist olusmamisti. Nedeni hergün biryerlerden çıkan, hacı hoca imam vs. Sacmaliklari yüzünden. Kuran kursları, cemaatlerde tecavüzler. Birkereden birşey olmaz diyen kadın bakan.Bayraksa malum. Bize sığınan Araplarin gösterileri bizi bu hale getirdi.
 

Yandaşlar abad oldu
AKP hükümetleri de Cumhuriyetin ekonomik değerlerini satarak, yönetici sınıf ile zengin yandaşlara çalıştı. Çok açık ve net.Paramızı çaldınız,Soruları çaldınız,  Yirmi yıllık zamanımızı çaldınız, Gençlerin umudunu çaldınız! Velhasıl, her şeyimizi çaldınız.. İktidara oy veren vatandaşa sormak istiyorum;İktidardan beklediğin hizmetler  icraatlar gerçekten bunlar mıydı?  İlyas Salman filmi gibiyiz. Avrupa'ya götürüyoruz diye aldılar ülkeyi, kamyon kasasında gezdire gezdire Ortadoğu'ya bıraktılar. Cumhuriyetin kuruluşundan buyana iktidar olan hükümetler az çok toplumun dirliği, birliği, gelişmesi ve ülkenin bütünlüğü için çalıştı. Buğday ve un ihraç eden ülkeydik, şimdi, Ukrayna'dan gelen buğday gemisini denetleme işini aldık diye seviniyorlar!  Bu vizyonsuz, basiretsiz iktidar tarafından yönetilmekle cezalandırılacak ne kusur işledik ki?  Çalınan KPSS sorularında "fetö izi var" diyerek işi sulandırıp, ortaya çıkan hırsızlık skandalından kurtulmaya çalışıyorlar!Velev ki öyle,kim yerleştirdi onları devlete?K im çıkaramadı devletin içinden geri?
 

Erken çöktük
Türkiye'de son dört yılda yani "Verin yetkiyi görün etkiyi" denilen günden bu yana ülkede açlık sınırı 4 kat arttı. TÜRK-İŞ verilerine göre, 2018 temmuzunda açlık sınırı bin 738 TL iken, bugün 6 bin 840 liranın üzerine çıktı.  Yüksek gıda enflasyonu, her geçen gün azalan alım gücü vatandaşın tüketim alışkanlıklarını alt üst etti. ETBİR verilerine göre, dört kişilik bir aile beş yıl önce yıllık 56 kilo kırmızı et tüketebilirken, artık 28 kilo tüketebiliyor.
 

Minareye kılıf sığmadı
TÜİK 'in ağır makyajına rağmen "çaldıkları minareye, kılıf uydurmak" zor.Türkiye bu kadar kısa sürede, bu kadar hızla azdırılan bir enflasyon tsunamisiyle ilk kez karşılaşıyor.Üretici enflasyonu %144,6 ile Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdı. Bu ucube rekorun sahibi AKP'dir.  Üretici enflasyonu yüzde 145 olmuş, sayenizde sanayicinin işletme sermayesi her gün eriyor. Bugün aldığı malı yarın kaça yerine koyacağını bilmiyor. Ama ön teker nereye, arka teker de oraya. Çıkıp hiç sıkılmadan Nebati Bakan, üreticiyi, sanayiciyi suçluyors. Nebati Bakan bununla da kalmadı diyor ki "Recep Tayyip Erdoğan Etkisi". Millete "verin yetkiyi, görün etkiyi" demişlerdi.Kast ettikleri meğerse buymuş.İşte bugün ülkemiz ne yazık ki, Milleti unutan, iyi olan her şeyi kendinden menkul sanan,kendi hatalarının sorumluluğunu üstlenmeyen, AKP  ve şürekâsı elinde, bir buhrandan diğerine sürükleniyor. AKP yurttaşların  ne demek istediğini bilseydi bunlar olmazdı zaten. Sayın Nebati’nin de acaba vatandaşa bakacak gözleri var mı, ben onu merak ediyorum. Bence yok. Ben onu peynir gemisine benzetiyorum; karaya oturduNebati bakandan sonra her şey çok daha kötüye gitti. Ama Nurettin Nebati: “Ben bu enflasyonla sokağa çıkabiliyorum, yabancı bakanlar %10'la çıkamıyor.”diyebiliyor TÜİK 'in makyajlı rakamlarıyla bile, OECD'de enflasyon şampiyonuyuz. Türkiye'deki enflasyon, OECD'nin neredeyse 8 katı. Bu ucube eserin sorumlusu iktidardır.Bakın Dostlar Tam bir yıl önce  enflasyon %19 idi; bugün %80. Dolar  8,46 idi; bugün 17,96.Avro, 10,02 idi; bugün 18,30.Benzin 7,82 TL idi; bugün 22,38 TL. Bir yolda koskoca bir ülkenin iflahı kesildi. "Ülkeyi uçuracağız" dediler.   Sınav sorularını uçurdular.Gençlerin emeğini, hayallerini ve geleceğini çaldılar.Bıraktık ülkeyi, sağlıklı bir sınav sürecini bile yönetemediler. Sınav sorularını koruyamayacaksınız. Sınırlarımızı koruyamayacaksınız. Şehirlerimizi koruyamayacaksınız. Paramızın değerini koruyamayacaksınız. Merkez Bankası kasasını koruyamayacaksınız. Beceriksizliğin bu kadarı çok özel bir çaba gerektirir. Bu kadar hata tesadüf olamaz.
 

Nebati bakanın rüyalar alemi
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin göreve geldiği günden beri yaptığı açıklamalar tartışma yaratıyor. Nebati son olarak, "Sokağa çıktığınızda vatandaşın gözlerinden, duruşundan ne demek istediğini anlıyorsunuz" ifadelerini kullandı. Ekonomik darboğazla mücadele eden yurttaşlar ise Nebati'ye tepkili. Nebati’nin daha önce kullandığı, “Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır” sözleri de çok tepki çekmiş ve uzun süre konuşulmuştu. Nebati son olarak geçtiğimiz gün katıldığı bir televizyon programında, “Sokağa çıktığımız zaman biz vatandaşın gözlerinden ne dediğini anlıyoruz zaten. Bakışlarından anlıyorsunuz, duruşundan, söylemlerinden anlıyorsunuz. Vatandaş beni gördüğü zaman aslında Recep Tayyip Erdoğan'ı görüyor” dedi. Ancak ben çok anladıklarını düşünmüyorum. Onların tabiriyle, insanların gözünün feri sönmüş durumda. İnsanlar gerçekten çok ciddi geçim sıkıntısı içindeler. Karnı doymayan insanın gözünün feri olmaz. Öncelikle insanlara sağlık, yeterli beslenme sağlaması gerekiyor bu arkadaşların. Ama kendi çevreleri iyi olduğu için bizi de öyle zannediyorlar. Alım gücümüz gerçekten çok düştü. Her şey ortada. Dostlar ! Vatandaşın konuşacak hali bile kalmadı. Son 30-40 yılın en zor şartlarını yaşıyoruz. İnanılmaz durumda Türkiye. Maalesef böyle provokatif şeylerle, ‘ne dediğini anlıyorum’, bu ne kadar saçma… Zaten sayın Bakan, çok özür diliyorum, bazı söylemleriyle komik duruma düşüyor. Hem bu kadar kötü bir ekonomi hem de vatandaşla dalga geçer gibi konuşmak bence hiç hoş değil. Türkiye gerçekten tahmin edilemeyecek boyutta zor günler geçiriyor.
 

Millet rezillik içinde
Türkiye'de hergün rezillikten başka bir şey gördüğümüz, duyduğumuz yok. Nebati'nin de kendinden başkasını düşündüğü yok ki.Millet rezillik, açlık, kepazelik içinde.  Bir koli yumurta olmuş 60 lira. 100 liranın değeri 10 lira olmuş..100 lira, 10 lira olur mu? Emekli maaşına zam yaptı. Daha o zamlı emekli maaşını alamadan gerisin geri aldı. Bıu iktidarın  yandaşlarından başka kimseye bir faydası yok.
 

Halk borç batağına saplandı
Maalesef ülke  ve yurttaşlar borç batağına saplandı. Psikolojisi bozuldu insanların. (İş ciddi. Bunların sorumlus olanlar. Yok ‘Gözlerim ışıl ışıl’, yok ‘birşey’… Yok öyle şey ya.Ülke iyiyse yurttaşın gözleri ışıl ışıl olur, benim çocuğum mutluysa benim gözlerim ışıl ışıl olur. Maalesef ülke halkının psikolojisi gerçekten bozuldu. İyiye gitmiyoruz. Bir de bunun sonrası var. Bunun sonrasını düşünemiyorum bile. Felaket Vallahi ben Bakan Nebati'nin direkt gözlerinden bir şey  anlayamıyorum. Herkes kendisi nasılsa karşısındakini öyle bilir hesabı; kendi düşündüğünü, kendi yaşadığı dünyayı göreceğini düşünüyorum. Sokakta fazla vakit geçirmeleri lazım. Çıkıp sadece ‘merhaba’ demek değil de yaşamak lazım. Vatandaşla aynı sıkıntıları çekmek lazım. İşe aynı toplu taşımayla gitmek lazım. Pazara çıkıp alışveriş yapmak lazım. Pazarda yapamadığın alışverişi çıkıp başka yerden destekleyememek lazım. Vatandaşın ne demek istediğini hiç kimse anlamıyor. Hepsi hikaye. Hepsi rant peşinde, para peşinde. Milletvekili maaşına zam olduğu vakit herkesin elleri havada; sana, bana oldu mu herkesin eli tavada.
 

Bugün dünden yarın bugünden kötü
Ekonomi yönetiminde demeçleri ile sık sık gündeme gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, dünyadaki gelişmeler, gıda ve enerji fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte enflasyonda mayıs ayından itibaren düşüş yaşanacağını ve sene sonunda da anlamlı bir düşüşün geleceğini belirtmişti.
Nebati’nin enflasyon açıklamalarının ardından TÜİK verilerine göre, enflasyon temmuz ayında aylık bazda yüzde 2,37 artarken, yıllık enflasyon yüzde 78,62'den yüzde 79,60'e yükseldi. Böylelikle yıllık tüketici enflasyonu 1998 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkarak, son 24 yılın rekorunu kırdı. TÜİK hesaplamalarına göre; Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), 2022 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 5,17, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 70,04, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 144,61 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 97,30 artış gösterdi.
 

Gelecek umudu kalmadı
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran 2018 seçimlerinden 5 gün önce, 19 Haziran'da yaptığı konuşmada, “Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil, geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” demişti. Sistemin uygulanmaya başladığı 2018’de 5 lira 29 kuruş olan dolar kuru, bugün 18 TL seviyesini aşarak bu yılın rekorunu tazeledi.  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon sepetindeki madde fiyatlarını son iki aydır açıklamıyor. Ancak açıklanan son verilere bakıldığında, daha etinin kilogram fiyatının 2017 Nisan’da 40,73 TL iken 2022 Nisan’da 111,53 TL’ye yükseldiği görülüyor. Ancak bunlar, ülke genelindeki ortalama fiyatlar. Çarşı pazardaki kırmızı et fiyatları ise TÜİK’teki bu fiyatların iki katının üzerinde Kırmızı et tüketimindeki ilk kırılma pandemide yaşandı.Ancak daha sonra artan fiyatlar ve alım gücündeki daralma nedeniyle hane halkının et tüketimi azalmaya başladı. Aradan iki sene geçmesine rağmen hâlâ toparlanamadı
 

KPSS de sızıntı mesnetsiz değil
Bakın Dostlar ! Devlette yönetim krizi her geçen gün büyüyor. Ülkemiz yönetilmiyor savruluyor. Gün geçmiyor ki büyük bir skandal patlamasın. İşte dün yaşadığımız skandal; bu kifayetsiz kadrolar, sağlıklı bir şekilde, Kamu Personeli Seçme Sınavı dahi yapamamışlar. Bu milletin evlatlarının umutları, geçmişte çalınan sınav sorularıyla çok yandı. FETÖ’yle beraber çok kul hakkına girdiler bunlar. Gençlerimizin umutlarını çaldılar. Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde dönemin ÖSYM Başkanı için soruşturma izni vermedi, sınav sorularının çalınmasıyla ilgili iddiaların araştırılmasını, bilerek, isteyerek engelledi. Dün yine sınav sorularının dışarıya sızdırıldığına yönelik, sosyal medyada çok ciddi iddialar ortaya atıldı. Bunlar öyle hafife alınacak, mesnetsiz iddialar da değil. Ama ÖSYM daha yemeden, içmeden, doğru düzgün araştırmadan iddiaları hemen reddetti. Ardından artan kamuoyu baskısıyla, Erdoğan’ın Devlet Denetleme Kurulu’na, bu konuyu inceleme talimatı verdiği söylendi, açıklandı. Sonra da Erdoğan aynı gün gece yarısı bir kararnameyle ÖSYM başkanını, apar topar görevden aldı. Hayrola, bu ne telaş! ÖSYM Başkanını kurban verip, bu işten sıyrılmayı mı düşünüyorsunuz. Yoksa giderayak devlete yandaşlarınızı doldurmaya çalışırken, operasyon elinizde mi patladı? ÖSYM Başkanına tavsiyemiz, eğer bu işi birilerinin talimatıyla yaptıysa, önceki Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar gibi, kendisine talimat vereni açıklasın. Yoksa bu pilav daha çok su kaldırır.
 

Herkesi mağdur ettiler
Çalınan her soru, gençlerimizin çalınan hayatıdır. Sınav sorularının çalındığı iddialarının, ciddiyetle ele alınması gerekir. Çünkü bundan sonra bu sınavı kazanan da töhmet altında olduğu için, kaybeden de hakkının yendiğini düşündüğü için mağdurdur. Bu, yandaş olmayan gencin hakkını gasptır. Derhal soruşturulmalı, soruşturma sonucuna göre de gereği mutlaka yapılmalıdır. Kamuoyunun vicdanı derhal rahatlatılmalıdır. Biz bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu arada ÖSYM YÖK’ün ilgili kuruluşu… Şimdi ÖSYM’nin ilgili olduğu YÖK Başkanı, neden sus pus? Buradan açıkça ifade edelim, iş başında liyakatli, emir eri olmayan bürokratlar olsaydı bu skandal yaşanmazdı. Sınav sorularını koruyamayacaksınız. Sınırlarımızı koruyamayacaksınız. Şehirlerimizi koruyamayacaksınız. Paramızın değerini koruyamayacaksınız. Merkez Bankası kasasını koruyamayacaksınız. Beceriksizliğin bu kadarı da, gerçekten çok özel bir çaba gerektiriyor. İnsan ister istemez, “Bu kadar hata gerçekten tesadüf olamaz” diye düşünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi