Dünya Çevre Günü

Çevre eğitimi bilgi vermek sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan davranışını da etkilemelidir. Bunun için eğitim çalışmalarında işitsel ve görsel materyaller ile uygulamaya ağırlık vermelidir.
Çevrenin korunması geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında gösterilen çabaların gayesi, insanlara daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamalarının sağlanmasıdır. Bunu sağlayacak olanda insanın kendisidir. Çünkü çevreye zarar veren de çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır.
Günümüzde çevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı, temel insan haklarından birisi olarak kabul etmektedir. Bu ise ancak kaliteli bir çevre eğitimiyle mümkündür. İnsan ve çevre arasındaki etkileşim vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre kavramının günümüzde kazandığı boyuttur, çevrenin ulusal düzeyde olduğu kadar, uluslararası düzeyde de yeni yaklaşımlarla ele alınması gereği ortaya çıkarmıştır.
Başkasını rahatsız etmek insan haklarını ihlal etmektir.
Yaradan diyor ki ben sizi asılı dura bir kan pıhtısından, ruhumdan üfledim tertemiz yarattım ancak siz önce kendinizi sonra çevrenizi kirlettiniz.
Kızılderili biz doğayı çevreyi dedelerimizden borç çocuklarımızdan ödünç aldık.
Çevre eğitiminin ana hedefi ise; yeni bir insan tipini, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyaç kadar tüketen gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir.
Dünya çevre günü 1972 yılında İsveç Stockholm 5 Haziran dünya çevre günü olarak kutlanmaya karar verilmiş.
1984 Yılında İstanbul’da Başta Mimarla, Ticaret, Eczacılar, Tabipler odaları olmak üzere 16 sivil toplum odası tarafından düzenlenmiş.
Dünya sinemasında bir oturum, konuşmacı katılımcılar, konusunda uzmanların yanında Adalardan, Boğazdan, Kazlıçeşme'den, Avcılarda yaşayan ve gazeteciler söz verilerek çevre konusu enine boyuna tartışılmış.
Konuşmacı Celal Bilgen oturuma katılan çevre gönüllülerini Küçükçekmece gölü ve gölü kirleten fabrikaları yerinde tespit için yapılan davete Pazar günü bini üzerinde katılımcı ile çevre temizliği ve güzel ikramlı ve eğlenceli bir piknik ile sonlandırılmıştır.
Kolay kirletir zor temizlersiniz.
Askere gidenler er olsun, yedek subay olsun ilk öğretilen mıntıka temizliği, delikanlı geçinenler sigara izmaritlerini toplamayı yaptılar ancak öğrenemediler, şayet öğrense idiler içtikleri sigara izmaritlerini yola atarlar mıydı?
Hükümetimizin aldığı bir kararla bakkal kasap market naylon poşetleri parayla satmaya başladılar naylon bin yılda toprakta yok olduğu bildiriliyor. Alınan kararla çevre bilinci oluşturmak kirliliği azaltmak amaçlanıyor.
Atık pillerle, teknolojik aletler yazar kasa hesap makinası bilgisayar, yanık yağların muslukta atılarak suyla temizlenme için alınan bir önlem var mı varda ben mi bilmiyorum.
Tarım ilaçları plastik veya teneke kutularda pazarlanıyor, ilaçlar suyla buluşturulup tarlalara atılmakta suyu köyünün çeşmesinden yâda dere suyu ile karıştırılıyor, ilaç kutuları içi boşalınca derelere atılıyor, bundan dolayı derelerimizde tatlı su balığı kalmadı.
Önerim odur ki nasıl markette poşete para kesiliyor ilaç kutularını da geri iade edenlere bir bedel ödensin böylece kutular gelişigüzel atılmaz bir nebze çevre kirliliği önlenmiş olur.
Osmanlı zamanında hattatlar yazı yazmak için kalemlerini açarlar yongalarını atmazlarmış, yazılarını yazarken sigaralarını tüttürürler küllerini yere atmazlar küllerini toplamak için hali vakti iyi olanlar gümüşten bazıları bakırdan bazıları tenekeden yaptırdıkları tabakalarına toplarlarmış, o tabakalarının adı takatuka imiş.
Hattatlar biriktirdikleri sigara küllerini boşaltmak için Beyazıt'ta bulunan küllüye giderler, nasılsın iyimisin demezler yongalardan ne haber derlermiş benim yongalar herhalde benim cenaze suyumu ısıtır deyince arkadaşı benimkiler seninkiler kadar yoktur ancak sana yakındır.
Marmara Denizi akıl almaz kirlilik, birileri bunun hesabını sormazsa deniz ben sorarım dedi anlayana Müsilaj kapladı her tarafı yönetenler aklınızı başınıza alın yoğunluğu azaltın yoksa tehlikenin en büyüyü kapıda.
Karadeniz üstten İstanbul Boğazı aracılığı ile Marmara denizine alttan Marmara’dan Karadeniz’e aktığı biliniyor.
Boğazın 30 metre altına boya bırakılıyor yukarı çıkmıyor Karadeniz’e gittiği biliniyor böylece alt akış tespit edilmiş oluyor.
Asrın hastalığına yakalanmayan tek meslek çobanlar çünkü onlar doğa ve temiz çevrede işlerini yapıyor ve hayatlarını sürdürüyor.
Doğa demek yaşam demek hayat demek temiz çevre temiz doğa yaşamı güzelleştirir ve uzatır.
Fatih Sultan Mehmet: Bir kenti yaşanabilir olması için 3 şeye ihtiyaç vardır bir hamam iki kütüphane üç kanalizasyon.
Hamam bedeni, kütüphanenin kitabı beyni, kanalizasyon şehri temizler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celal Bilgen Arşivi