Tuğçe Marik
Danimarka nasıl bir yer?
İskandinav ülkeleri denince doğası, havası, tarihi dokusu, vikingler, bisiklet kültürü, eğitimi, Aile hayatı ve güler yüzlü insanlar geliyor akıllara ve tabi ki Muhteşem ülke Danimarka...
Bu hafta sonu dünyanın en refah ülkelerinden birisi olan Danimarka’daydım ve bu yazımda 5 milyon nüfusu olan İskandinav ülkelerinin güneyinde yer alan bir ada ülkesi olan Danimarka’dan biraz bahsetmek istiyorum. Aslında yaptığım araştırmalar ve gezdiğim yerlerden kitap yazılır desem abartmış olmam.
Gelir düzeyi, refah düzeyi yüksek, özgürlükler ülkesi Danimarka’nın havası genellikle gridir. Havası maalesef çoğunlukla kasvetli ve yağmurludur. Bu psikolojik olarak her ne kadar Danimarkalıları yorsa da kışın ortasındaki bir günlük güneş bile dünyanın en güzel ülkesi yapmaya yetiyor burayı. Bunu da bizzat gelişimin ikinci günü yaşadım. Kış aylarında hava yaklaşık 15 saat karanlıkken yaz aylarındaysa tam tersi sabah dört gibi güneş doğuyor ve akşam 23’den sonra güneş batıyor ve zifiri karanlık olmuyor. Yaklaşık 20 saat güneşli ve sıcak olan bir güde kıpır kıpır olmamak imkansız gibi.
Yüzyıllar önce yapılmış tüm yapılar sanki dün yapılmış gibi bakımlı ve sapasağlam görünüyor. Uzun binalar yerine yatay mimarinin hakim olduğu, gözünüzün bakarken yorulmadığı huzur veren yapılar inşa edilmiş. Yolları dahi 1800’lü yılların sonunda bugünleri görür nitelikte planlanmış. Yol genişliği bisiklet kullanıcıları, yayalar ve araçların rahatlıkla seyahat edeceği genişlikte yapılmış. Tarihi yapısının görsel şölene dönüştüğü, sarı ışığın hâkim olduğu ülkede loş ışık sevdası var. Evler ve restoranlar genellikle gece lambaları ile süslenmiş bir halde. Kopenhag’da oldukça yaygın olan bu görüntü, çok tatlı ve huzurlu bir ambiyans veriyor.
Bu ülkede herkes eşit! Evet yanlış duymadınız başbakanından taksiciye, fabrikatöründen işçisine kadar herkesin statüsü eşit. Herkes istediği herhangi bir mekanda oturup yemek yiyebilecek derecede maddi özgürlüğe sahip. Vergiler biraz göz korkutsa da alım gücü yüksek olduğu için ev, araç, elektronik eşya ve gıda alımı ile ilgili kimsenin bu ülkede kaygısının olmadığını gördüm.
Bürokratların dahi günlük ulaşım aracı olarak kullandığı bisikletler, Danimarka’da hem doğanın temiz kalması hem insan sağlığına daha faydalı olduğu için toplu taşıma kadar önem arz ediyor. Kopenhag’da bisiklet yolu olmayan hiçbir sokak dahi görmedim. Bundan dolayı çoğunlukla insanlar bisikletleri kullanmayı tercih ediyor. Toplu taşıma araçları da tıka basa olmuyor. Ayrıca bisiklet kullananlar için de trenlerde özel vagonlar otobüslerde de alanlar var. Trafik kuralları bisiklet kullanıcıları için de geçerli. Normal araç kullanmaktan farkı yok.
Kim işsiz kaldığı zaman para kazanmak istemez ki? Veya kim çocuğunun doğduğu andan itibaren maaş almasını istemez?
1,5 yaş itibariyle çocukların eğitim hayatı başlıyor ve devlet tarafından tüm masraflar üniversiteye kadar karşılanıyor. Devletin sunduğu eğitim imkânı dünyada sunulan en iyi eğitim diyebiliriz.
Danimarka’da çocuk, kadın ve yaşlı çok önemli. Kadın hangi alanda iyiyse devlet o alanda kadına bütçe açıp yatırım yapıyor. Yeter ki bir şey üretsin, devlet sonuna kadar arkasında oluyor.
Danimarka’da devlet tam anlamıyla yüzde yüz halkının arkasında duruyor. Bu ve diğer pek çok anlamda oldukça şanslı bir ülke.
Anlata anlata bitiremeyeceğim güzellikler ülkesi Danimarka’ya dair yazılarımın devamı gelecek. Beklemede kalın :)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.