Küçük dünya savaşı!
Orta Doğu’nun kaderini yazanlar, gurur ve hayalleriyle sarhoş olmalı ki, kaprisleriyle insanlığın yolunu kesmeye devam ediyorlar. Maalesef, din sermaye olunca, küresel sermaye de dine el atmak zorunda kaldı. Şimdi bu coğrafyayı yeniden, kendi istek ve çıkarları doğrultusunda tasarlayacak ortamı yaratmış oldular.
Suriye’de hala devam eden veya ettirilen savaşın; Esad’ın mı, fesadın mı işi olduğuna bakmadan, balıklama bu kan gölüne atlayanlar yeni putlar yarattıklarının farkındalar mı? Şimdi Suriye daha mı özgür acaba? Emperyalist güçlerin ilgisini çeken şey, gerçekten Orta Doğu halklarının özgürlüğü müdür? Yoksa savaşlar yoluyla bölgeye yerleşmek, ele geçirmek veya savaşın bütün faturasını bölge halkına ödeterek, o ülkenin zenginlik kaynaklarına el koymak olduğunu görmemek, siyasi körlüktür. Cehalettir, ihanettir. İşte bu şeytanımsı politikaların farkına varmak yerine, bölge ülkelerinin yöneticileri resmen uşaklık etmede yarışıyorlardır.
Suriye’nin başına musallat ettikleri güçleri yaratanlar, küresel emperyalist güçlerle beraber, bölge ülkelerinin yöneticileri ve krallarıdır. Suudi başta olmak üzere, Ürdün-Katar vb. ülkeler şiddeti-terörü ve katliamları övercesine her anlamda destek vermiş, vermektedir. Deyim yerindeyse, Suriye’ye demokrasiyi götürmek adına, örgüt kiralamış, örgüt kurmuşlardır. Bu yöneticilerin ahlaki enerjiden, insanlıktan yoksunluğu, arzu ve şehvet düşkünlüklerini yok edeceklerine, gerçekleri yok etmiş ve bu coğrafyaya, sahte tapınma biçimleri getirerek, bir anlamda örtü olarak kullandıkları dini çarpıtma, enstrüman olarak kullanma yoluna gitmişlerdir. Görülüyor ki, Suriye sorunu dünya sorunudur. Suriye savaşı küçük dünya savaşıdır. Dinlerin-Mezheplerin ve küresel güçlerin örtülü savaşıdır.
ABD bölgede oyun kurucudur ve dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da kiralık oyuncuları mevcuttur. Dönemsel ittifaklar değişse de, uzun sürede taşlar yerine oturacaktır. Çünkü geldiğimiz bu nokta; Suriye’nin bir bakıma geleceği üzerine yapılacak son rötuşlardır. Vekâlet savaşlarıyla başlayan, kiralık örgütlerle devam eden savaşın resmen içindeyiz. İşte, Amerika’nın Suriye’ye acil müdahalesini isteyenler ve alkışlayanlar, Amerika’nın inşa ettiği cennet ile Müslümanların inandığı cennetin ayırdında değillerdir veya inanmıyorlardır. İşte Suriye’ye özgürlük götüren boru hattının, Reyhanlı’da geçtiğini anlamanın önemi burada yatmaktadır. Küresel sermayenin yarattığı, vicdandan yoksun bir dünya ve sonuçları.
Şimdi Suriye’nin içinde bulunduğu bu yıkımda veya paylaşılmasında hiç kimse yalandan gözyaşı dökmesin. Suriye’nin toprak bütünlüğüymüş, sivillerin ölümüymüş, göçmüş falan, hepsi fassafiso. Suriye’nin veya bölgedeki sorunun karmaşıklığından her ülke sorumludur. Geldiğimiz noktadaki sorunların toplamı, bu sorunları yaratanların günahları hanesine yazılacaktır. Kısaca kimse vicdanlı veya insancıl olduğunu, üzüldüğünü söylemesin, çünkü inandırıcılıktan öte komiktir. Bölgede ABD ile birlikte hareket edenler, projeyi destekleyenler, ABD’den acil müdahale etmesini talep edenler; Hepiniz aynı gemide ve aynı gücün bileşenleri değil miydiniz? Bölgedeki şiddeti, terörü örtülü veya örtüsüz desteklemediniz mi? Şimdi terör karşıtlığına yatmış masum rolü yapan bir ABD olsa anlarım. Herkes masum, temiz, suçsuz ve günahsız!
Orta Doğu’nun içinde bulunduğu bu zor ve bir o kadar karmaşık durum, istesek de istemesek de bizleri, yani ülkemizi etkileyecektir. Sonucunu her anlamda yaşıyoruz. Artık sıcak savaşın tam merkezindeyiz ve sonucun nereye evirileceğini kestirmek de zor görünüyor. Oyun büyük bu anlamda, bölgede ve ülke içinde olası kışkırtmalara karşı uyanık ve hazır olmak durumundayız. Suriye savaşı çok yönlü ve kapsamı büyük bir savaş olduğu kadar, önemli bir projenin de laboratuvarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.