Dünyada üç misli artan salgının Türkiye'de yüzde 47 artması gerçek olabilir mi?

'Pandemi konusunda verilen veriler, ekonomik verilerimize benzemektedir.'

Rakamları vatandaştan gizlerseniz, var olan sorunu çözmüş gibi gösterirseniz, sorun ortaya çıktığında, büyüdüğünde kimseyi inandıramazsınız. Hele birde devlet yetkilileri tarafından söylenen her şeyi sorgulamadan gerçek diye kabul eden milyonlar varsa, yandınız demektir. Pandemi dünyada 19 Haziran'dan bugüne kadar 3 misli, ölümler iki misli artarken Türkiye'de aynı artış oranların dünya verilerinin altında yaşanması gerçekçi değildir. Pandemi konusunda verilen veriler, ekonomik verilerimize benzemektedir. Ekonomide ve siyasette söylenen hamaset pandemi konusunda da yapılmaktadır. Pandemi ile gerçekçi bir mücadele yapılabilmesinin yolu rakamları vatandaştan saklamak değil, açık bir şekilde paylaşmaktan geçmektedir.

Dünyada, 1 Ocak ve 19 Haziran tarihleri arasında (171 günde) corona vaka sayısı 8 milyon 340 bin, iyileşen hasta sayısı 4 milyon 360 bin, ölen insan sayısı yaklaşık 450 bindi. (*)

1 Eylül itibarıyla dünyada durum şöyle: Salgın ilk ortaya çıktığı tarihten bugüne tam 244 günde 25 milyon 745 bin insana bulaşmış. Aktif 6 milyon 863 bin 427 hasta, 856 bin 836 ölüm var.

Verilere bakınca dünyada 74 günde 17 milyon, 171 günde ise 8 milyon insana bulaşmış.

Anlayacağınız Covid-19 gittikçe yaygınlaşıyor.

Türkiye'de durum ne?

Dünyada yaygınlaşırken Türkiye'de durum ne? Önlemler gevşetildikten sonra salgın pik yapmış durumda.

İlk corona görüldüğü günlerde vatandaşa “kendi OHAL’ini ilan et” diyen devlet, bugün de gele gele önlem almayan vatandaşı suçlamaya başladı.

Devlet olarak toplu taşımadan başka alanlara kadar üzerine düşeni yap(ama)ma, sonra vatandaşı suçla.

Hayatın her alanında devletin yasalarla ortaya koyduğu kurallar var. Örneğin trafikle ilgili kurallar var, ihlal eden vatandaşlara her türlü işlemi yapıyorsun, 10 kilometre fazla hız yaptığı için ceza kesiyorsun, muayenesi geçtiği için ceza kesiyorsun, trafik sigortası yaptırmadığı için ceza kesiyorsun... Diyor musun vatandaşa ‘ben serbest bıraktım kendi önlemini al.’ Vatandaş kendi önlemini alsa da devlet kurallara uymayan vatandaşına gerekli cezayı kesiyor.

Bir yerde terör saldırısı olsa, olağanüstü güvenlik önlemleri ve OHAL ilan etmiyor mu devlet?

Ediyor... Pandemi de bir terör saldırısıdır ve devlet teröre karşı hangi önlemleri alıyorsa pandemide de aynı önlemleri almak zorundadır. Bu onun görevdir, sorumluluğudur. Kamu düzeni, kamu otoritesi kurallarla kurulur. Yaptırımı olur...

Ancak corona olunca ‘kendi OHAL'ini ilan et’ diyen devlet,

Vergi almaya gelince devlet olduğunu hatırlayan devlet, her türlü zor yöntemi kullanan devlet, muhaliflere karşı hukuku askıya alan devlet, corona olunca bir demokrat demokrat...

Salgınla ilgili mart ayının 10'undan sonra iki aylık OHAL ilan etse bugün vatandaşa tüm sorumluluğu yüklemeyecek ve salgın pik yapmayacaktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi