Eğitim sistemimizin başı döndü

Eğitim sistemimizin başı döndü
Kim demiş çağa ayak uyduramadık diye? Ülkemizde gündem o kadar hızlı değişiyor ki ayak uydurabilene aşk olsun. Ülke içindeki sorunlarımızı tartışmaya zamanımız kalmıyor, diğer ülkelerle olan sorunlarımızı konuşmaktan. Çoğumuz başka gündemlere atlamışken, ben geride kaldım. Öğretmenlik geçmişimden midir bilinmez ama eğitimde takılı kaldım. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eğitim sistemimizde ne hale getirildiğini görüyorum ve bundan sonrakileri de hayal edebiliyorum.

Kim demiş çağa ayak uyduramadık diye? Ülkemizde gündem o kadar hızlı değişiyor ki ayak uydurabilene aşk olsun. Ülke içindeki sorunlarımızı tartışmaya zamanımız kalmıyor, diğer ülkelerle olan sorunlarımızı konuşmaktan. Çoğumuz başka gündemlere atlamışken, ben geride kaldım. Öğretmenlik geçmişimden midir bilinmez ama eğitimde takılı kaldım. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eğitim sistemimizde ne hale getirildiğini görüyorum ve bundan sonrakileri de hayal edebiliyorum.
Vatan sevgisinden bahsederken, bu vatanın geleceği olan çocuklarımızın eğitimini deneme yanılma yöntemiyle mi belirliyoruz? 
Yaşananları eleştirmek kolay da nedenlerini sorgulayabilmek biraz zor. Bir yerlerde ucunun kendimize dokunacağını biliriz. Bir şey yapmadan sessiz kalmakla da sorumluluktan kaçamayız. Günlerce liselere giriş sınavlarında yapılan değişiklikler tartışıldı.
Aynı partinin hükümetinde görev yapan bakanlar farklı değişiklikler yaptı. Sadece sınavlar değişmedi, müfredat da değişti. Bekledikleri neydi bilemem ama herhalde yapılanlardan memnun kalmadılar ki sürekli değişiklik yaptılar. 
2004’te “Liselere Geçiş Sınavı” LGS kaldırıldı, yerine Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) getirildi. Bu sınav, içeriği, ders         müfredatı ve katsayıları açısından farklılıklar taşıyordu. Öğrenciler ve aileler bu sınava     göre hazırlık yaparak, yeni sisteme uyum sağlamaya çalıştı. 
2007’de OKS kaldırıldı, yerine çocukların 3 yıllık ortaöğrenim boyunca, her yılsonu bir sınava girmelerine yönelik oluşturulan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) getirildi. 
Bu sistem de sadece 3 yıl yürürlükte kaldı. 3 yılın sonunda, her yıl sınava girilen sistem yerine yeniden OKS modeline dönülerek, ortaöğrenimin sonunda tek sınav modelinde karar kılındı. 
2010 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, eğitim reformu yaptı. Yayımladığı bir genelgeyle tüm düz liselerin Anadolu liselerine dönüştürüleceğini açıkladı, uygulama hemen başlatıldı. Dört yılda tüm düz liseler diğer okul türlerine dönüştü.
Anadolu liselerindeki başarılı sonuçların nedeni araştırılarak mı verildi bu karar? Yoksa, Anadolu isminde bir hikmet vardır, okulların başına Anadolu ismini eklersek başarıyı kucaklarız mı dendi?
2013-2014’te yeni bir sistem uygulanmaya başlandı. Bunun adına Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) dendi.  Daha önce öğrenciler tek sınava girip üç yıllık müfredattan sorumlu iken, bu sistemle öğrenciler, sekizinci sınıftaki konuların, sınava kadar işlenen bölümlerinden sorumlu oldu. Sınavda çoktan seçmeli sorular soruldu. Yanlışlar da doğruyu götürmedi.
Eskiden öğrenciler, sınavla öğrenci alan Anadolu Liseleri ve Fen Liselerine puanları tutarsa yerleşebiliyordu. Yerleşemeyenler     düz liselere, meslek liselerine veya imam hatip liselerine gidebiliyordu. Yani öğrenciler arasındaki yarış belirli okullar içindi. Ancak TEOG ile birlikte tüm okullar sınavla almaya başladı. 
Geldik 2017 yılına, sonuç hüsran. Ne yapmak gerekiyor? Yeni bir değişiklik yapmak gerek dendi ve biraz farklılıkla eskiye dönüldü, yeni gibi gösterilerek. “Teog'un yerine stresi kaldıracak, basit bir sistem getirelim. Bizim sistemimiz şu: Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi'ni getirdik" dendi. Yıllardır yapılan değişikliklerle eğitim sistemimizin başı döndü. 
Herkes bir tarafından çekiştiredursun, biz aynaya bakalım. Biz aramaya çıktığımız eğitim sistemimizi henüz bulamamışken, millet yazdıkları oyunlarla çocuklarımızı, gençlerimizi bağımlılaştırıyor. 
Millet yeni gezegenler keşfediyor, uçan araba yapmaya çalışıyor. Biz böyle devam ettiğimiz sürece, teknolojiyi yapanlar yerine sadece kullananlar olarak yaşamımızı sürdürürüz. Teknolojiyi kullanmak için de ekonomik gücümüzün olması gerektiğini unutmamak lazım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.