Sizin karneniz nasıl?

Sizin karneniz nasıl?
Ve bir eğitim-öğretim dönemini daha sonlandırdık. Ve hemen ardından YKS adı altında yeni bir sınav daha başladı.

Ve bir eğitim-öğretim dönemini daha sonlandırdık. Ve hemen ardından YKS adı altında yeni bir sınav daha başladı.
Kimimiz beklediğimiz karnenin nasıl olacağı heyecanı ile okullara koştuk, kimimiz eve gelecek karneyi bekledik.
Ama kendi karnemiz hiç bakmayı düşünmez, her gün bir sıfırın eklendiği o karnenin nasıl olduğuna bakmayız.
Ülkenin içinde bulunduğu eğitim düzeyin birer ferdi olarak başta insan hakları dersimiz olmak üzere bir çok dersin kırık olduğunu düşünmeden ya hiç gitmediğimiz, gitsekte kağıt, toner adı altında istenen katkı payı parası dışında çokta katkı sunmadığımız, öğretmenlerini tanımadığımız çocuklarımızın alacağı karneleri bekleriz.
Ve eve gelen karneye baktığımız da çattığımız kaşların beyazlanmasına neden olan hayat karnesi notlarına ne demek gerek bilmem ama her birimizin karnesinin bir hayli zayıf olduğu da bir gerçektir.
Bu nedenle eve kırık karne ile     gelen çocuğunuzun karnesine kızmadan kendi karnemize bakmak ve bizim eksiğimiz nerede diye düşünmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Seçimleri olan Kent 
Konseyi'nden bihaberiz...

Siyaseti, politikayı ilgilendiren partilere üye olmadan siyasetçilerin yetersizliğinden şikayetçi olup, 81 partinin varlığından bi haber bir toplumun ekonomiden sorumlu sanayi ve ticaret odaları ile ilgilenmeyen, oy kullanımını başkalarına vekalet veren bir esnaf, iş adamının olduğu ülke de tarımda sorumlu ziraat odalarının vb. gibi kurum, dernek, federasyon, vakıf ve siyasi partilerin temsilcilerinin oylarına muhtaç olan 'bunca irili, ufaklı kurum, kuruluşların başkanları kimdir, yönetimi kimlerde oluşuyordu?' diye merak edip, oralı olmaz..
Sonra da 'Vay efendim falan niye burada yıllardır hükumet, başkan, yönetici' diyerek isyanlar basan bir topluma Kent Konseyi ne işe yarar diye sormayacağım..
Çünkü magazin, evlendirme programları ve kaza haberlerinin başlıklarına bakıp, geçen bir toplumun aşağıda ki Kent Konseyi'nin Anayasasını okuyup, algılayıp, 'Bende orada olmalıyım' demeyeceğini bilen bir toplumun olduğunu bilen çoğu belediyeler de ya kendi adamlarından oluşan bir gruba iş verir gibi burayı teslim eder, yada kağıt üzerinde kurup, 'o da var' dercesine elinde tutar.
Halbuki çok önemli bir kurum olan ve bu ayın sonuna kadar tüm yurtta seçimleri yapılmak zorunda olan Kent Konseyi'ni iyice anlamak için aşağıdaki Anayasanını okumak, algılamak yeter, artar bile.
Haydi başta Avrupa ülkelerinde olmak üzere bir çok ülkede ve yerel belediyecilikte çok önemli olan ama bizim toplum tarafından çokta algılanmayan ve bana göre Ardahan başta olmak üzere bir çok yerde model hale gelen Kent Konseyi'nin anayasasını hep birlikte, sakince, algılayarak okuyalım...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.