Okulların yarı yıl tatilli sona eriyor. Yine kafalar karışık, gerçi bu yıl eğitim öğretim sisteminin nasıl ilerleyeceği konusunda kafalar hep karışıktı. Eğitim yüz yüze mi yoksa uzaktan mı olacak, hangi sınıflar yüz yüze eğitime geçecek, özel okullar da eğitimin kaç gün olacak, sınavlar nasıl yapılacak? Her gün açıklanan covit-19 tablosunda iç açıcı gelişmeler görülmediği gibi birde mutasyonlu covit hızla yayılıyor. Bu tabloyu göz önüne alırsak okulların yüz yüze eğitime geçme kararı ne kadar doğru bir karar olur tartışılır. Bu yıl ki eğitim döneminde en çok zorlananların veliler olduğu görüşündeyim. Uzaktan eğitimle birlikte yeni bir eğitim sistemine geçen çocukların bu duruma alışmasını ve motive edilmesini sağlamak pekte kolay değil. 3 T olarak adlandırılan ve uzmanlar tarafından çocukların uzak tutulması gerektiği önemle vurgulanan televizyon, tablet ve telefon artık çocuklarımızın hayatının tamamını ele geçirdi. 3 T’den uzak tutmaya çalışılan çocukların şimdiyse 3 Tbaşında oturup dersi takip etmeleri için teşvik etmek, bir de çocuk işte arada şeytan dürter ders zamanı oyunlara girer diye sürekli kontrol etmek velilerin çilesi oldu. Bir yanda sınıfların whatsapp gruplarından ödevleri takip edip, çocuklara ödev yaptırmak konusunda sıkıntı yaşayan veliler, diğer yandan öğrencilik bilinci ve sorumluluğu kaybeden bir nesil oluştu. Bu gibi sebeplerden ötürü bazı veliler okulların yüz yüze eğitime geçmelerini desteklerken bazı velilerse sağlık olsun da bu yılda eğitim olduğu kadar olsun diyor.  Ancak bu sürecin gözlemlediğim en olumlu gelişmesi çocuklarına ders çalıştırmak için derslere sıkı sıkıya çalışan eğitimli bir veli kitlesinin oluşmasıdır. Bu yıl her anlamda yıpratıcı bir dönem oldu. Ebeveynlik, velilik ve öğretmenlik arasında sıkışıp kalan aileler çocuklarıyla ciddi sorunlar yaşıyor. Elbet bir gün covit-19’un kendisi de mutasyonlusu da geçecek fakat toplumda çok derin izler bırakacağı kesin. Dışarı çıkma yasaklarıyla eve kapanan çocukların tek sosyalleşme ortamı haline gelen sanal oyunlar, eğitimin uzaktan olmasıyla ekran başında geçirilen uzun saatler neticesinde göz sağlığının iyiden iyiye bozulmasının, yaşanan psikolojik zorlanmaların iyileştirilmesi nasıl sağlanacak. Devletin pandemi sürecinde yaşanan olumsuzlukların tespiti ve onarımı için bilim kurulu gibi özel bir ekip kurarak ciddi bir çalışma gerçekleştirmesi oldukça gerekli görünüyor. Eğitim alanında zaten önemli sorunlar olduğu ve yeniden yapılanma ihtiyacının aciliyeti biliniyordu. Pandemiyle birlikte eğitimdeki sorunlar çığ gibi büyürken yapılanmanın hafif kalacağı eğitimde devrim gerektiği inancındayım. Her ne kadar ilk dönem sınavsız, öğretmenlerin derse katılımı baz alarak verdiği notlar ile yüksek ortalamalar elde eden çocukların gerçek durumları yapılacak sınavlar sonrası yüzlerine bir tokat gibi çarpacak. Bu yılki eğitim açığının telafisi yapılmazsa ileriki dönemlerde ülkedeki eğitim durumundaki düşüş rakamlara yansıyacaktır. Ancak biliyoruz ki her şeyin telafisi olur, en önemlisi sağlık yeter ki sağlık olsun.  

Bu süreç veliler, öğrenciler için ne kadar zorsa öğretmenler içinde bir o kadar zor olduğunun farkındayım. En çokta şunu düşünüyorum öğretmen bir çift uzaktan eğitim veriyor, uzaktan eğitimine devam eden çocukları da var. Bu durumda derslere girebilmek için ailedeki bireylerin belki de hepsine telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik araçlara ihtiyaç var. Öğretmenlerin aldığı maaşta ortada olduğuna göre bu donanıma sahipler mi? Öğretmenlere bu konuda bir eksiklerinin olup olmadığı soruldu mu, eksiği olan öğretmenlerimize her hangi bir destek sağlanıyor mu, bunu merak ediyorum.  

Maddi, manevi her açıdan yıpratıcı günler yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Belirsizlikler işçisinden işverenine, öğretmeninden öğrencisine velisine, işletmecisinden, pazarcısına, üretiminden hizmet sektörüne her kesimi çok yordu. Biliyoruz ki en çokta sağlıkçılarımızı perişan etti.  

İlkbahar umutların yeşerdiği mevsimdir, her ne kadar mutasyonlu virüsün önümüzdeki aylarda etkisini daha çok hissedeceğimiz bilgisi uzmanlar tarafından paylaşılıyor olsa da bir umut işte bahar gelişi güzel günlerinde habercisi olsun.