İSİFED Başkanı Muammer Ömeroğlu: Mehmet Şimşek güven veren bir isim

İSİFED Başkanı Muammer Ömeroğlu: Mehmet Şimşek güven veren bir isim
İstanbul Sanayicileri ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İSİFED) Başkanı Muammer Ömeroğlu, ekonominin gündemine ilişkin Damga'ya konuştu. Ömeroğlu, “Türkiye’de, piyasada önümüzü görme açısından Şimşek ve beraberindeki insanlara çok güveniyoruz” dedi

BARIŞ KIŞ- İSİFED Başkanı Muammer Ömeroğlu ile Türkiye'nin ekonomik gidişatına ilişkin önemli bir sohbet gerçekleştirdik. Ülkedeki ekonomik hareketleri değerlendiren Ömeroğlu, Maliye Bakanlığı'na getirilen Mehmet Şimşek'in de güven veren bir isim olduğunu söyledi. Şimşek ve ekibinin ekonomiye katkı vereceğini ve yatırımcılara güven verdiğini anlatan Ömeroğlu, uzun vadede Türkiye'nin ekonomik anlamda ciddi bir iyileştirme gösterebileceğini ifade etti.

Kabine değişikliğinde, Maliye Bakanlığı’nın Mehmet Şimşek ve yeni atanan Merkez Bankası’nın başkanını nasıl değerlendiriyorsunuz. Ekonomiye getirisi ve götürüsü ne olur?’

Her ikisinin de iş insanları olarak bakış açımız oldukça olumlu çünkü piyasaya bir kere iş insanları açısından baktığımız zaman piyasalara Avrupa’yla, dünyayla bütünleşeceği anlamını taşıyor artık. Bu iki insanın gelmesi daha radikal gerçekçi çözümlerle Türkiye’nin de yönetileceği anlamını taşıyor. Bu iki insanın özellikle Mehmet Şimşek’in başkalarının sözü ile iş yapacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla Türkiye’de, piyasada önümüzü görme açısından bu insanlara daha çok güveniyoruz. Yarınımızın ne olacağını düşünmeyeceğiz en azından bu yıl bittikten sonra daha tedbirli ve yatırım yapılabilir bir ülke göreceğimizi gösteriyor.

28 Mayıs seçimlerinden sonra doların yükselişi, zamların gelişi, dövizin yükselişi patronlar dünyasına nasıl yansıdı. Önümüzdeki dönemler için ön görünüz nedir, doların yükselişi devam edecek mi?

Zaten baskılanan döviz kurunun artmasını bekliyorduk dolayısıyla beklediğimiz yere doğru geliyor. Biraz daha artması gerektiğini düşünüyoruz çünkü ihracatçıların önünde çok büyük engel, döviz kurunun olması gerektiği yerde olmaması. Şu anda ihracatımızın da önünü açacağını ve iş insanlarının fiyat verebilmek için Avrupa’da fiyat tutturabilmek adına daha doğru bir kura doğru yaklaşıyoruz. Bu aslında olması gereken ve güzel bir durum, kötü bir durum olarak algılamamak lazım. Piyasa şartlarına uyan bir döviz kuruyla sürekli çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz. İthalatın da önünde en azından yüksek kur bir miktar engel olacaktır. Düşük kur ithalatı her zaman kazandırdığı için içerideki üretimi de baskılıyor dolayısıyla ithalat ve ihracat arasındaki dengelerin sürekli açılmasına ve enflasyona sebebiyet veren kurla karşı karşıya. Şu anda artması hatta bir miktar daha artmasını zarar olarak görmüyoruz. Ülke ekonomisi için oldukça yararlı olacaktır.

Bunu ithalat noktasında mı, ihracat noktasında mı söylüyorsunuz. Doların artması sizce ekonomimiz noktasında bir gerileme olur mu?

Dövizin artması, normal seyrine gelmesi bizim için önemli çünkü yurt dışına özellikle Avrupa’ya fiyat verirken fiyatı tutturamıyorduk. Çünkü TL bazındaki maaliyetlerimiz çok fazla artmıştı dövizin baskılanması sebebiyle Uzak doğuyla birçok ürünümüz, aynı ürünleri üretiyoruz. Uzak doğudaki firmalar bizden çok daha düşük fiyatlarla mal veriyordu Avrupa’ya en yakın yapmış olduğumuz ihracat Avrupa yakın coğrafya dolayısıyla çok fazla Pazar kaybetmiştik. Şu anda tekrar bu pazardan geri almaya başlayacağımıza inanıyorum düşük kur her zaman için ihracatçının önünde bir engeldir. Mümkün mertebe daha stabil bir artış bekliyoruz.

tsi1.jpg

Ekonomi de sürekli bir dalgalanma var, seçim öncesi seçim sonrası yani stabil bir noktada durmuyor. Bunu neye bağlıyorsunuz. Bir de cari açığın çok fazla olduğu söyleniyor. Bu cari açık nasıl kapanacak?

Türkiye üretim gücünü uzun bir süredir kaybetti. Döviz kurunun düşük tutulması tamamen yatırımlarımızı engelliyor. Faizin aşırı yüksek olması yatırım yapılmasının engelliyor. Bugün köylerde bile insanlarımız tarım yapamaz hale geldi, hayvancılık tamamen bitti. Bunları Türkiye’de yapamazsanız sürekli ithal etmek durumunda kalırsınız. İthal ettiğiniz sürece de sanayinin büyümesi mümkün değil. Gelir seviyesi düşen bir halka mal satamazsınız, gelir seviyesinin arttırılması gerekiyor. Bunun da tek şartı üretim yaparak arttırabilirsiniz. Üretimi olmayan bir ülkede daima cari açık verecektir, o açıkta her zaman kalkınmadaki en büyük engelimiz. Cari açığı kapatabilmenin en büyük yolu üretim yapabilmek ama bunu nasıl yapacağız Türkiye’de hiçbir hammadde yok. Bazılarının da Türkiye’nin de hammadde üretebilir hale gelmesi gerekiyor. Burada da sanayicilerin yapamayacağı hammaddeler var, çok büyük yatırım gerektiren maddeler bunların bir kısmın gerekirse devlet eli ile yapılması gerekiyor. ‘’

Sanayimizde üretim ne noktada, kalıcı bir üretimi başarabildik mi. Yoksa gerileme mi var, nasıl değerlendiriyorsunuz sanayimizdeki üretimi. Üretimde arttırıma gidebiliyor muyuz?

Sanayide üretimimiz sürekli artıyor fakat önemli olan katma değerli olan üretimler yapabilmek, sanayicimiz para kazanamadığı için dolayısıyla yeni yatırımlar yapmakta geri kalıyoruz. Teknolojiye ayak uydurabilmenin tek şartı katma değerli ürün üretebilmek ancak Türkiye’de ne yazık ki bir ön görememezlik var. Önümüzü göremediğimiz için yatırım yapamıyoruz, yatırım yapamayınca da katma değerli ürünler çıkmıyor. Devletin de birçok şeye destek olması lazım.

Yani bu noktada sanayiciler olarak yeni kabinede ve yeni hükümette neler bekliyorsunuz?

Yeni kabineden bir kere çok mutluyuz açıkçası ancak bir miktar en azından bu yılı bir güven endeksi olarak bekleyeceğimizi düşünüyorum. Yani sene sonuna kadar yatırımların yine çok zayıf olacağını düşünüyorum. Kabinenin devam etmesi halinde bundan sonraki yatırımların özellikle faizinde belli bir yerde tutunduktan sonra ön görülebilirliği artarsa bundan sonra hem yatırım yapabilecek hale geleceğiz hem de güven ortamının artmasın ile yurt dışından gelecek olan yatırımların özellikle para girmesiyle ülkeye ülkenin sanayisi gittikçe gelişecektir.

tsi2.jpg

Son olarak Marmara bölgesindeki sanayiciler için ne söylemek istersiniz?

Marmara bölgesindeki sanayicilerin en büyük problemi; arazi problemleri, inşaat problemleri ve yakın zamanda beklenen deprem problemleri. İstanbul’dan Marmara’dan uzaklaşabilecek olan sektörleri en kısa zamanda uzaklaşmaları özellikle tek katlı binalarda üretim yapmalar gerekiyor.

Yani burada Anadolu’ya açılmadan mı bahsediyorsunuz?’

Evet, buradan İstanbul Marmara dışına taşınmaları gerektiğini söylüyorum. Yapabilen firmaların bir an önce gitmesi yakın gelecekte oralarda arazilerin artacağını şimdiden düşünmeleri gerektiğini söylemek istiyorum. Mümkün mertebe hızlı hareket edilmeli, bu kat kat olan fabrikalardan kurtulmaları gerektiğini düşünüyorum.

Bir sanayici olarak dövize mi yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz, yoksa sanayiye, üretime mi?
Dövize yatırım yapmak her zaman zarardır dışarıdan baktığımız gibi görünmüyor. Mal, arsa, demir, bakır, cevher ve her türlü şey dövizden çok daha fazla artar. Dolayısıyla üretim yaptığınız zaman elinizdeki hammadde ve döviz bazında artar. Çok daha karlıdır üretim yapmak, dövize yatırım yapmak çok karlı değildir. TL ve döviz dışındaki her şeye yatırım yapabilirsiniz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.