Ekonomik savaş nasıl verilir?

Geçtiğimiz günlerde Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) yaptığı toplantıda ekonominin nasıl kurtarılacağı ve ekonomik savaş konusu tartışıldı. Bilindiği gibi MGK’nın aldığı kararlar tavsiye niteliğinde olup hükümete uygulaması için verilir ve takip edilir.

MGK’nın kimlerden ve hangi makamlardan oluştuğu belli. Cumhurbaşkanımız bu kurula bazı makamları da ekleyerek kurulu genişletti. Son toplantıda Cumhurbaşkanımızın dışında ekonomist var mı, yok mu bilmiyorum. Merak ettiğim bu kurul oluşturan değerli yöneticilerimizden çarşı-Pazar’a giden var mıdır, oradaki fiyatları biliyorlar mıdır? Fırından veya evlerine yakın büfe veya bakkaldan ekmek almışlar mıdır? Yinede aldıkları kararların uygulanmasını temenni ederim.

Yöneticimiz ekonomist olarak kitapta yazmış olsa da bu savaşta sonuç olmak an itibarı ile mümkün değil gibi gözüküyor, ama uzun vade de bunun pek ala gerçekleştirilmesi de mümkündür.

Oysa ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı başlangıcı ve sonrasında ve beraberindekilerin çektiği sıkıntılara bakıp hem Kurtuluş Savaşından hem de Ekonomik savaştan nasıl çıktıklarını günümüze örnek olması bakımından ne yaptıkları ve nasıl zaferle çıktıklarını görmek mümkün.

O zamanlar, TBMM’nin kurulmasından sonra Milletvekillerinin aldıkları 80 liralık maaşla nasıl geçindikleri, Ankara’da kalacak otellerin ve kiralanacak evlerin yeterli olmayışı nedeniyle, Milletvekillerinin çoğu, subaylar, İstanbul’dan gelen gazeteciler ve öğretmenler Öğretmen Okulu’nda (Darül Muallimin) de kalan, hatta 3-4 vekilin bir oda kiralayıp orayı paylaştıkları zamanın vekillerinin anılarında o günleri okumak mümkün.

Hatta ülkeyi kuranlar Ankara’ya geldiklerinde onların sefilliğini gören ve onlara yardım etmeyi bir görev sayan zamanın Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi Hocanın verdiği 1000 lira ile ülkeyi kuranların birazda olsa nefes aldıklarını da unutmamak gerekir.

Birinci Kurtuluş Savaşı sonrası devletimizi kuran Atatürk tüm dünyayı sarsan 1929-1930 ekonomik buhranına karşı verdiği savaşını o dönemi anlatan yüzlerce kitapta yazılıdır.

Bu ekonomik krize karşı, o dönemin Milletvekillerinden Afyonkarahisar vekili Ali Çetinkaya, Erzincan vekili Saffet Arıkan, Tekirdağ vekili Cemil Uybadın’ın verdikleri kanun teklifinden Milletvekili maaşlarının 500 liradan 350 liraya düşürülmesi, 5 Mart 1931 günü kabul edilerek 1757 sayılı kanun olarak 11 Mart 1931 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak 1 Haziran 1931 günü yürürlüğe girerek uygulanmaya başlandı.

Ülke nasıl kurtulur?

O günlerde ekonomik kurtuluş savaşı böyle başladı ve sonrasında alınan ve uygulanan tedbirlerle Osmanlı borçları ödendi, yurdumuz da yörelerin ürettiği ve ihtiyaçlara göre fabrikalar kuruldu ve böylece ikinci savaşta kazanılmış oldu ki, ülkemiz tarihinde ilk defa İkinci Cihan Harbi'nden çıkan batılı ülkelere ürettiklerimizi satarak 1946-47 yıllarında ihracat rekoru kırdı.

*Şimdi günümüzde bu savaş verilecekse; o günkü parlamentoyu örnek alarak Milletvekillerimizin maaş ve yolluklarını düşürebilecek ve sayılarını azaltabilecek misiniz?

Yetmedi; 3-5 yerden maaş, temsil ve yönetim kurulu maaşlarını bire düşürebilecek misiniz?

*En önemlisi; devlet garantili Şehir hastaneleri, Havaalanları, köprüler, geçitler ve yolları yapan firmaların alacaklarını TL’ye veya ilaç alımlarında kullanıldığı gibi sabit kur’a bağlayabilir misiniz?

*Devlette, şeflik, amirlik, daire başkanlığı, müdürlük, bakanlık ve en üst kademelere kadar yükseler makam aracı savurganlığı na ve onlara yapılan masraflara son verebilecek misiniz?

*Millete porsiyonlarını azaltmayı, ev ihtiyaçları için kilolar yerine tane ile almayı tavsiye edenler söylediklerini kendileri yapıyorlar mı?

*Çiftçinin, üreticinin ve köylünün tarlası ile barışması için, yatlara uygulanan mazot indirimi onlara da uygulanabilecek, tarım girdilerinde devlet yeterli desteği sağlayıp tıpkı Kurtuluş Savaşından sonraki gib üretimi güçlendirebilecek misiniz?

*Millete balık vermek yerine balık tutmayı öğretip vatandaşı muhtaç ve el bakımdarı olmaktan kurtarmak için çaba gösterebilecek, ve halkımızı birbirlerini ocu, bucu demeden ve ayrım yapmaksızın sevip, saymayı sağlayabilecek misiniz?

Bu örnekleri pekala çoğaltmak mümkün. “Evet, bunlar yapılır” denilirse ekonomik savaş başlamış ve seferberlik ilan edilmiş olur.

Yöneticilerimiz bunları yaparak savaşa başlarsa, ben halkıma güveniyor ve inanıyorum ki; 7 dan 70’e tüm halkımız bu savaşa katılacak ve mutlak sonuç alınacaktır.

O zaman, “Dış ya da iç güçler bunları istiyor” demeye de gerek kalmayacaktır.

Hadi bakalım ülkemin geleceği için kolay gelsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi