Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Ekrem İmamoğlu bana da mektup gönder!

“Doları 15,16,17 liradan alan var. Kim bunlar?”

“Küçük yatırımcı çarpıldı.”

“Olağanüstü kazanç planlandı.”

“Faize evet diyemem.”

“Döviz faize bağlandı. Nasıl olacak.”

“Yükü hesap edemiyorlar. “

“Garip garip açıklama yapıyor.”

“Terör örgütleriyle iltisaklı kişiler”

“Siyaset yapma günü değildir.”

“Cinsinize de cibilliyetinize de iyi biliyorum.”

“Döviz kurları endişe yaratıyor.”

“Elektriği biz veriyoruz. “

“Memurlara 300 Tl artış yaptık. Gereken yapıldı.”

“Fiyatlara aldırış etmeyin.”

“Konuşursam yer yerinde oynar.”

Daha ne konuşacaksınız acaba, konuştukça gök kubbe sallanıyor.

Hop çıkıyor, hop iniyor…

Olan yurttaşın uykusuna oluyor.

Sevgili mektup, sorunlarım o kadar çok ki, nereden başlayacağımı bulamıyorum.

Herkesin, diğeri hakkında bildiği bir şeyler var. Bazıları bildiklerini kayın ormanlarının gizeminde saklıyor.

Söylerse, o kişinin onurunu zedeleyeceğini bildiği için, susuyor.

İnsan onuru için yaşar. Tehdit etmek, iftira atmak kolaydır da, altından kalkamayacağı işlere girmek hafife alınacak gibi değildir.

İBB personeli için söylenenleri duydun değil mi? Çalışanlar zan altında, tedirgin ve korku içindeler.

Hedef meyve Başkan Ekrem İmamoğlu iken taş hedefi şaşırmıştır.

Anne terliği olsa idi, isabet kaçınılmaz olurdu. Çünkü anneler haksız yere evladına laf söylemez.

Sende bilirsin insanın olduğu yerde yöneticilik yapmak zordur.

Adaletli, liyakatli, hoşgörülü, şeffaf ve ahlaklı olmalısın.

Yetki, güç yönetende olduğuna göre, olası durumu önce ülken sonra işini seviyorsan kırmadan, dökmeden siyasi showa döndürmeden halletmek erdemliktir.

Sevgili mektup bildiğin bir şey varda bana ulaşamıyorsan, sende bana yazabilirsin. Yazdıklarını okuduğumda, bildiklerini paylaştığın için minnet duyarım.

Söylediklerini, dikkate alırım.

Yazdıkların doğru ise gerekeni yapar. Döner sana teşekkür ederim.

Değil ise bilgi verir, sevgilerimi sunarım.

Mevlana der ki, “Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez “

Bilgi paylaşmakla güzelleşiyor, aşklaşıyorsa bundan güzel ne olabilir.

Sayın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu keşke bana da bir mektup yazıp, ışığıyla aydınlatsa, memnun olurum.

Mektup önemlidir. Eğer ağır hasta olduğu için Mustafa Kemal Atatürk’e iletilemeyen Nazım Hikmet’in mektubunu, Cumhuriyetin kurucusu okuyabilse idi. Nazım belki de vatanına hasret ölmeyecekti.

Mektup deyip geçmeyin, sevdaları, özlemleri, gizemleri, istihbaratları içerir.

Sevdiğinin saçını, kokusunu, gözyaşını taşır.

Yazanın, dokunduğu kâğıdı öper, koynunda sıcaklığını hissedersin.

Öyle aleni kâğıt parçası değildir.

Gözlerinin ışıltısı, kalbinin sesi vardır.

Çiftçi mektubunun sonunda, “Bana her şeyi de, gübre fiyatına aldırış etme deme” diyor.

Cepleri delinmiş, astarları yırtılmış montları, ceketleri tamir etmek için yakın gözlüğünü burnunun üstünde tutan terzi mektubuna iç çekerek, “Keşke böyle olmasaydı. Sökük tamiriyle ayakta durmaya çalışıyoruz.” diye başlıyor.

Hâlbuki edebimizle, namusumuzla çalışıp, vatanımıza kattı sağlamak için vergimizi verip, birkaç nefes alıp, vuslata erip gidecektir.

Yani güzel mektup, yurttaşta, esnafta rahatsız…

O halde, bugün biriyle mektupdaş olalım.

Duygularımızı, düşüncelerimizi mavi, siyah, kırmızı kalemler ile beyaz, pembe, mavi kâğıtlara nakşedelim.

Bilirim, Sayın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mektup yazmayı sever, o güzel kalemlerinin biriyle bize de mektup yazsın.

Kâğıt var, kalem var. Ne duruyorsun haydi mektup yazıp kalemdaş olalım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi