Ekrem İmamoğlu İstanbul seçimini neden kazanabilir?

Eren Erdem cezaevinde, diğer bir üye de yurtdışında olduğundan, salı günü yapılan PM iki eksikle toplanmış. CHP’nin Ankara Büyükşehir Adayı olan Mansur Yavaş için PM’de isim isim okunarak oylama yapılırken, İstanbul Büyükşehir Adayı Ekrem İmamoğlu için genel oylama yapılmış.
Yavaş için 12 PM üyesi ‘ret’ oyu verirken, İmamoğlu ise kendisine sert eleştirilerde bulunan 2 PM üyesi dışında herkesin oyunu almış. Sert eleştiri yapan bu iki PM üyesinin ‘ret’ oyu verip vermediği tutanaklara işlenmezken     anlayacağınız İmamoğlu’nun adaylığı oy birliği ile kabul edilmiş.

Ekrem İmamoğlu kazanamazmış!
Ekrem İmamoğlu’nun İBB adayı olamayacağı, olmayacağı ya da aday olsa bile kazanamayacağı söylentileriyle birlikte ayrıca Kılıçdaroğlu’nun tasfiye etmek için aday yaptığını iddia edenlere kadar yığınla söz dolaşıyor politik kulislerde. 
CHP’nin açıkladığı Büyükşehir Belediye Başkan adaylarına bakınca mutlaka yerelde bir başarı hikayesi olanları aday yaptığını görüyoruz.
Bursa, Adana ve Ankara’da olduğu gibi.
CHP’nin İstanbul’da iktidar olduğu 14 ilçede son beş yıldır öne çıkan en başarılı belediye başkanlarından biri tartışmasız Ekrem İmamoğlu.
****
Her parti, belediye başkan adayını belirlerken sadece partisine oy veren değil kentte yaşayan diğer seçmenlerden de oy alabilecek nitelikteki adayları tercih etmek     zorundadır. Aksi halde seçimleri kazanma şansını zayıflatmış olur.

Neden Ekrem İmamoğlu ismi öne çıktı?
Öncelikle Muharrem İnce’nin kibirle örülü tavrı, dayatmaları, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında yaptıkları, söylemleriyle birlikte olağanüstü kongre toplanmasına yönelik başlattığı imza kampanyası, Kılıçdaroğlu’nun eşiyle birlikte katıldığı o yemekteki tavrı, sonrasında medyaya yaptığı açıklamaları ve üslubuyla siyaseten kendisine duyulan güveni sarstı.
Cumhurbaşkanlığından sonra bir de İstanbul’u istemesi kamuoyunda da ‘her yere aday’ denilerek negatif bir etki yaratırken, partililer arasında kamplaşma yaratacak bir olağanüstü kongre için kampanya talebi ve Kılıçdaroğlu hakkındaki olumsuz konuşmalarıyla ne yazık ki siyaseten kendisini göz göre göre bitirdi.
****
CHP’nin 25 yıldır kazanamadığı Beylikdüzü'nü Ekrem İmamoğlu’nun büyük başarısıyla birlikte kazandığı ortada. İmamoğlu’nun beş yıldır yönettiği kentte herkesle iletişim ve temas halinde olması dolayısıyla siyasetteki     ismini de haliyle öne çıkarmış oldu.
Kısacası İmamoğlu ismi partiden oy götüren değil, partiye oy getirendir.
Esas olan da bir partinin adayı için bu durum önemli değil midir?
İstanbul’da seçim kazanabilmek için toplumun farklı kesimlerine seslenebilmek, AK Partililerden oy alacak bir isim gerekiyordu tıpkı Ankara, Adana ve Bursa’da olduğu gibi.

İnce İstanbul’da yüzde 37, Erdoğan yüzde 50 aldı
Herkes İnce’yle kazanılabileceğini, isminin tanındığını ifade ediyordu.
Tanınmışlık kadar, başarısı hikayesinin de olması ne kadar önemliyse İnce’nin herhangi bir başarı öyküsünün bulunmaması ise ayrı bir tartışma konusuydu. Tabi ki kamplaşmaya da dikkat çekmek gerekiyor. İnce, seçim     kampanyasını bu kamplaşma üzerinden yürütüyordu. Tabiki bu da her koşulda AK Parti ve Erdoğan’ın lehine oluyordu.
24 Haziran seçimlerinde İnce, İstanbul’da 3 milyon 378 bin oy ile yüzde 37, Recep Tayyip Erdoğan ise 4 milyon 578 bin ile yüzde 50 oy aldı. Erdoğan ile İnce arasındaki fark yüzde 13 ile 1 milyon 200 bindi.
2014 yılında yapılan İstanbul Büyükşehir seçimlerinde Mustafa Sarıgül yüzde 40.1, Kadir Topbaş ise yüzde 47.9 oy aldı. Aradaki fark yüzde 7.8 ile 670 bin oydu.
2009 yılında yapılan yerel seçimlerde ise Kadir Topbaş yüzde 44.2, Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 37 oy aldı. Aradaki fark ise yüzde 6.9 ile 405 bin oydu.
****
Son iki seçime bakınca yüzde 7’lik farkı kapatamayacak bir CHP’li adayın kazanma şansı yoktu. Sadece CHP oylarıyla da seçim kazanılma ihtimali yoktu. Özetle AK Parti, İYİ Parti, MHP ve HDP’den oy alamayacak hiçbir adayın seçim kazanması imkansızdı.
****
İstanbul’da CHP’nin seçim kazanabilmesi için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermeyen tüm seçmenlerin oyunu alsa dahi yüzde 50 yapıyor. AK Parti’den mutlaka yüzde 2 oy alınmadan seçim kazanılması ihtimali ne yazık ki hiç yok.
****
İstanbul’da iki adaylı bir yarış yaşanacak. Sadece İstanbul’da değil Türkiye’nin birçok yerinde böyle olacak gibi.
Adaylardan birinin kazanabilmesi için en az yüzde 50 artı 1 oy alması gerekiyor.
24 Haziran seçimlerinin sonuçlarına göre tartışmasız İstanbul’u AK Parti kazanır.
Ancak kazın ayağı hiç de öyle değil. Neden mi?
Çünkü İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan belediye başkan adayı olmayacak. AK Parti’nin İBB Adayı Binali Yıldırım olacak.
Yıldırım’ın Erdoğan kadar oy alabileceğini söylemek mümkün değil.
Ancak bir kutuplaşma olursa AK Parti yüzde 50 artı 1 oy alabilir. Ayrıca İmamoğlu ismi üzerinden de herhangi bir kutuplaşma da yapılamaz.

CHP gösterebileceği en iyi adayı göstermiştir!
CHP’nin aday gösterdiği Ekrem İmamoğlu’nu yakından tanıdığım için söylüyorum.
Muharrem İnce gibi ne polemik yapar ne de ismi üzerinden AK Parti cephesinde bir kutuplaşma yaratabilir.
Ve ekonomik krizden dolayı Erdoğan’a oy vermiş yüzde 3 civarında bir seçmen, AK Parti iktidarını cezalandırmak için oy vermediğinde ortaya çıkacak sonuç, İmamoğlu lehinedir.
İmamoğlu’nun Trabzonlu ve Karadenizlilerden ciddi bir oranda İstanbul’da destek alacak olmasının bir kenara     yazılmasını isterim. 
****
Geçen gün yazmıştım İstanbul’da seçimler yüzde 52, yüzde 48 bandında biter. Kazanan kim olursa olsun kaybeden yüzde 45’in üzerinde bir oy alır.
Anlayacağınız öyle anlatıldığı gibi bu seçimlerde AK Parti ve Yıldırım için çantada keklik değildir.
Havuz medyasının sürekli haber yapması, özellikle cami temelinin iki kere atıldığının haberleştirilerek manşete taşınması İmamoğlu’nun aleyhine değil aksine lehinedir. Görülen o ki, havuz medyası İmamoğlu’nun tanınırlığına ciddi katkı yaparken, AK Parti’nin de çekindiğine yönelik olarak bir algı oluşmasına neden olmaktadır.
****
Yine yolsuzluk ve usulsüzlükler üzerinden yürütülecek kampanyalar seçmeni etkilemiyor. Etkileseydi 17/25 Aralık’tan sonra AK Parti’nin dibe çakılması gerekirdi.
Türk seçmenini etkileyen en önemli neden ceptir. Cebi yoksullaştıkça, alım gücü düştükçe tepkisini mutlaka sandıkta ifade etmektedir.
Ayrıca bu seçimler, sokaktaki insan için bir genel seçim olmayacaktır. Sandıkta çıkan sonuçla, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını, TBMM’de Cumhur ittifakı çoğunluğunu kaybetmeyecektir. Ondandır ki, Türkiye genelinde yüzde 10 civarında bir seçmenin mutlaka sandıkta mevcut iktidarı cezalandırmak için oy vereceğini görmek için kahin olmaya gerek de yoktur. 
****
Ankara ve İstanbul’da AK Parti ve CHP adaylarının alacağı oy yüzde 40 bandındadır. Seçim sonuçlarını merkezdeki yüzde 20 seçmeni etkileyecek olan kazanacaktır. Bu seçmen ise fanatik bir seçmen değildir. İşte bu yüzden AK Parti İstanbul ve Ankara’yı kaybetme ihtimali son iki seçimden daha fazladır.

Son söz: İstanbul’da CHP Adayı Ekrem İmamoğlu seçimi kaybetse bile, İstanbul tarihinde CHP’nin en yüksek oyuna erişecektir. Ki, bu onu siyasette aynı zamanda kalıcı yapacaktır. Kazandığında mı? Türkiye’nin gelecekteki en önemli aktörlerinden biri olacaktır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi