Ekrem İmamoğlu mu en büyük derdimiz?

En büyük problemimiz sanki Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıya gidişiymiş gibi, günlerdir bu tartışmaları dinliyoruz. Büyükşehir Belediyesinin kaybedilmesini hala hazmedememiş olacaklar ki, her fırsatta kargaşa çıkaracak bir açığını arıyorlar. O yol şunun sorumluluğundaymış, burası kiminmiş, havaalanında neler olmuş konusuna girmeyeceğim. Zira, günlerdir dinliyoruz.

Dileyelim de bu MOBESE görüntüleri yüzünden diplomatik bir mesele çıkmasın.

            ***

Yoğun kar yağışından dolayı yolların kilit olduğu akşam, yandaş kanalların haber bültenlerinde bu konuşuldu. Hatta bir kanalda yemeğin faturası ne kadarmış diye dakikalarca vurgu yapıldı. (Nedense bu kanallar beş-on yerden huzur hakkı alanlardan, yapılan israflardan hiç bahsetmiyorlar)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli işi biraz daha ileri götürdü ve Ekrem İmamoğlu’nun, derhal “görevden affını istemesi” gerektiğini söyledi. Malumunuz, görevinden alınan her bürokrat veya bakan “ görevden aflarını isteyerek ve teşekkür ederek ” makamlarından ayrılıyorlar.

Ekrem İmamoğlu’nun görevi bırakmasını neden istiyor Devlet Bahçeli? 

Kar yağdı, balık yedi! Ne yapacaktı peki? Çıkıp yollara tuz mu atacaktı?

            ***

Gülşen’in kıyafeti, Sezen Aksu’nun şarkısı, Ekrem İmamoğlu’nun balık yemesi ile günleri geçirdik. Son günlerde de ufacık bir çocuğun nefretle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına hakaret sözü gündem oldu ki, duyduğumda içimin titrediğini hissettim. Bu olmamalıydı! Devletin başındaki insanların böyle nefret söylemlerine gülebiliyor olması düşündürücü ve çok üzücü. Ayrıca bu olaya hiç kimsenin de gülümseyerek baktığını sanmıyorum.

Bu Karadeniz ziyaretlerinde nedense hep bir olay cereyan ediyor. Benzer bir olay da 2021 yılının Eylül ayında Rize’de bir açılışta olmuştu hatırlarsanız. Orada çocuk kimseye hakaret etmemişti ama Recep Tayyip Erdoğan’ın kurdelayı kesen çocuğun kafasına vurarak bir şeyler söylemesi hafızalarda yer etti.

            ***

Bütün bunları bırakıp gündeme dönelim. Şarkıyla, balıkla uğraşıp ciddi ciddi çıkıp beyanat vereceğinize, sokağın sesine kulak verin. Hayatlarının en rahat dönemini yaşaması gereken emekli insanlar “ haftanın 5 günü tek öğün, diğer günler iki öğün yemek yiyorum ” diyor.

İçiniz acımıyor mu?

60-70 yaşına gelmiş insanlar ekmek kuyruğunda bekliyor ve emekli oldukları halde iş arıyorlar. Gençlere iş yok ki onlar ne yapacak? Hayat mücadelesinden yorulan, gelecek hayalleri kalmayan gençler, birer mektup yazarak hayatına son veriyor. Ülkemin gençleri ziyan oluyor.

            ***

Gazete sayfalarında, televizyonlarda elektrik faturasının nasıl düşürülüceği anlatılıyor. Buzdolabının kapağını sık sık açmayın, çamaşır, bulaşık makinalarını gece çalıştırın vs..

Esnaf dükkan açmış, müşteri gelmeden ışıkları açmıyor, elektrik tasarrufu yapacak diye makinaları erken çalıştırmıyor. Tost yemek için giren, 20 dakika makinanın ısınmasını bekliyor. Evler soğuk. Sanayici artan maliyetlere yetişemiyor. Çiftçi dertli, şöför, pazarcı dertli...Bir yandan da  pandemi ile mücadele ediyoruz. Herkesin, özellikle çocukların iyi beslenmesi lazım. Ama pahalılıktan evlere et, meyve girmiyor.

Hijyenik ped bile lüks tüketime girdi. 50 yıl geriye gidip, alternatif mi aranacak? Kitap ve dergi fiyatlarından bahsedemiyorum bile. Nasıl geçineceğiz, nasıl okuyacağız? Kitap okumak lüks mü?

Gençlere evlenin, en az üç çocuk yapın diyorlardı. Ne ile evlenecekler, çocuklara nasıl bakılacak? İstanbul’da konutların aidatı bile kira kadar neredeyse!

            ***

Şubat Ocak’tan iyi olacaktı, ohooo Nisan zaten Mart’tan daha iyi olacaktı. Kaçıncı Mart geliyor. Tam tersine artık bir sonra gelen ay, öncekinden daha zorlu geçiyor.

Bütün bunlar temel sorunlarımızken biz ne konuşuyoruz?

Ekrem İmamoğlu balık yemiş! Hatta ” kafa çekmiş! ”

Bu arada Ekrem İmamoğlu’nu yerden yere vuranlar merak etmesinler. Bizlerde biat kültürü yoktur. Seçme hakkımızı kullanacağımız zaman geldiğinde tercihimizi yaparız.

Ama halkın çoğunluğunun oylarını alarak bu makama gelen insanın işini yapmasına da engel olmayın.

            ***

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi