Bu günlerde, Beylikdüzü'nde STK ve siyaset ile uzaktan yakından ilgili olan bazı isimler, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte çektirdikleri fotoğrafı; “En güzel günler henüz yaşamadıklarımız...” yazısıyla birlikte paylaşımaları dikkatinizi çekmiştir.
Benim çekti.
Bu fotoğrafın karşı tarafında ise İmamoğlu muhalifleri tarafından; ''CHP'li Ekrem İmamoğlu en geç bir hafta içinde, İçişleri Bakanlığı'nca görevden uzaklaştırılan belediye başkanları kervanına katılacak..,” şeklinde paylaşımlar yapılmaya başladı...

Şimdi azıcık bir Beylikdüzü turu atalım ve sonrasında fikrimizi paylaşalım.
*
Öncelikle ilçe olmadan önce Beylikdüzü sadece bir semte verilen isimdi.
1987 yılında o zaman belde belediyesi olarak Çatalca'ya bağlı olan Büyükçekmece ilçe ilan edildiğinde, Yakuplu, Kavaklı, Gürpınar önceleri Büyükçekmece'ye bağlı mahalle, sonrasında 1994 yılında belde belediyesi oldular.
Beylikdüzü aslında Kavaklı Belediyesi'nin devamı.
2002 yılında Kavaklı Belediye meclisi adını Beylikdüzü olarak değiştirdi.
En son 5216. Büyükşehir Yasası ile Gürpınar ve Yakuplu Beylikdüzü Belediyesi'ne katılarak ilçe ilan edildi.
*
1994 ve 1999 yerel seçimlerinde ANAP'tan belediye başkanı seçilen Orhan Tıraşoğlu o günlerde (2002 yılında) yolsuzluk operasyonu ile tutuklanarak cezaevine kondu.
Daha sonra serbest kaldı ama siyasi hayatı bitti.
Tıraşoğlu sonrası 2004 seçimlerinde AK Parti'nin adayı Vehbi Orakçı Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildi.
2009 seçimlerinde partisi Vehbi Orakçı'yı aday yapmayınca o da bağımsız aday oldu.
Ancak seçimleri bu defa Ak Parti'nin adayı Yusuf Uzun kazanırken seçimlerden kısa süre sonra Vehbi Orakçı yolsuzluk operasyonu ile tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kısa süre sonra serbest bırakılan Orakçı yargılandığı tüm dosyalardan berat etti.
*
Derken geldik 2014 yerel seçimlerine.
Bu seçimlerde CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu en yakın rakibi AK Parti'li Yusuf Uzun'a 16 bin oydan fazla fark atarak; yüzde 50.8 ile seçimleri kazandı.
Böylece 2014 yılında, İstanbul genelinde AK Parti'li bir belediyeyi CHP'ye kazandıran tek isim İmamoğlu ve CHP Beylikdüzü olmuştu.
*
Beylikdüzü'nden aslında kimler geldi kimler geçti.
Bir ara adından 'imparator' diye söz ettiren Ali Çebi vardı.
İki dönem Büyükçekmece Belediye Başkanlığı yapan Çebi, bir zamanlar bu bölgenin tek kralıydı.
Gürpınar, Yakuplu, Kavaklı, Kıraç, Bahçeşehir belediye başkanlarını o belirlemişti.
Şimdilerde 'altıncı defa seçileceğim' iddiasında bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ü Ali Çebi Bakırköy'den Büyükçekmece'ye getirip yardımcısı yaptı. 
ANAP'ta Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı olmasıyla Genel Başkanlık görevine gelen Mesut Yılmaz 1994 seçimlerinde Ali Çebi'yi Küçükçekmece'ye -kimine göre kazanamayacağını bildiği halde sürgüne gönderdi, kimine göre terfi etti – aday gösterdi ve o zamanlar DSP'nin kalesi olan bu ilçede Çebi'nin yüksek oy alması kazanmaya yetmedi.
*
O zamanlar 775. Gecekondu Önleme Bölgesi kapsamında kurulan kooperatifler ile adeta Büyükçekmece ve çevresi parsel parsel Çebi'ye yakın kişilerin eline geçti.
Sonrasında bu özelliği Akgün'de kullandığı için yıllarca yargılandı.
Bir zamanlar 'jitem operasyonları' ile adından söz ettiren Binbaşı Zeki Bingöl, ANAP'lı eski belediye başkanlarına adeta kök söktürdü.
Sonrasında aynı Zeki Bingöl bu defa kendisi benzer suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
*
Anlayacağınız Beylikdüzü'nün geçmişi karma karışık.
Bu günü karma karışık.
Yarını ne olur bilemeyiz.
Ancaaaak....
Şunu çok iyi biliyoruz ki; Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili henüz net olarak ortaya konmuş, tebliğ edilmiş, yetkili mercilerce açıklanmış bir durum yok.
Peki böyle bir net durum olmamasına rağmen İmamoğlu taraftarlarının; “En güzel günler henüz yaşamadıklarımız...” paylaşımları ile İmamoğlu karşıtlarının; 'Bir hafta içerisinde İmamoğlu görevden uzaklaştırılacak' şeklindeki iddiaları ve paylaşımları nerden çıktı dersiniz?
*
Bakın size bir şey söyleyeyim.
Ne yazık ki daha önce benzer isimler ile ilgili benzer iddialar ortaya atıldı ve birçoğu doğru çıktı.
Şimdilerde de birçok isimle ilgili iddialar var.
Hatta geçen gün köşe yazımda; 'sıra hangi CHP'li başkanda?' diye sordum. 
Dün konunun muhatabı Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile telefonda görüştüm.
Ailesiyle birlikte Uludağ'a beş günlük tatile gittiğini öğrendiğimiz İmamoğlu şunları söyledi: 'Pazartesi belediyede olacağım. Benim kaygı duyduğum herhangi bir durum yok. Bildiğim, bana tebliğ edilen bir şey yok. Zerre kadar ne bir uyarı aldım ne de talimat. Samimiyetle söylüyorum o iddia edildiği gibi şeyler söz konusu olsa hemen bugün çıkar açıklamamı yaparım. Hatta şuanda bizim belediyede müfettiş de yok. Benim derdim Beylikdüzü'ne daha iyi bir hizmet sunmayı sürdürmek. İşimize bakıyoruz. Ancak burası Türkiye. Yarın sadece benimle ilgili değil, herkesle ilgili her an he rşey olabilir. Bilemeyiz. Bugün benimle ilgili bu iddiaları ortaya atanlar herkesle ilgili benzer iddialarda bulunabilirler. Benim kalbim o kadar temiz ki; bu iddialarda bulunanlara hiç ama hiçbir şey söyleme gereği duymuyorum. Sadece bizim bazı arkadaşları, 'gerek yok böyle paylaşımlara' diye uyardım...
*
İmamoğlu bunları derken biz bu duruma ne demeliyiz.
Vicdanlı olmak gerek.
Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapmamak gerek.
Elinde net bir belge, dosya, bilgi, kaynak olmadan hiç ama hiçbir kişiyi zan altında bırakmamak gerek.
Bizim işimiz falcılık değil, kehanette bulunmak değil, iddia oynamak değil, toto loto oynar gibi tahminde bulunmak hiç değil.
Evet belli başlı öngörülerimizi ortaya koyabiliriz ama o zaman da bunun bir öngörüden ibaret olduğunu belirtiriz.
Gerisi sadece ve sadece bilgiden, ön görüden ziyade, 'gönlümüzden geçenler' olur ki bunun adına da ne yazık ki; şantaj denir, iftira denir, çamur at iz kalsın denir...
*
Neyse Allah'tan bir haftalık bir süre biçilmiş.
Bir hafta dediğin nedir ki.
Bir gün gitti kaldı altı gün.
Hadi bir hafta sonra böyle bir şey gerçekleşmedi.
O zaman ne diyeceğiz...!