Erdal Nas meğer Don Kişot'muş!

CHP Avcılar İlçe Kongresi yarın yapılacak. Yani deyim yerindeyse yarın Avcılar'da dananın kuyruğu kopacak. Haftalardır devam eden kim kazanacak, kim kimi destekleyecek, kim nerede duracak tartışmaları yarın nihayete erecek. Ak, kara belli olacak.
Kongreye hazır 1 gün kalmışken ben de aldığım son bilgileri, kongreye ilişkin son düşüncelerimi paylaşmak isterim. Haftalardır devam eden hengame içerisinde önce dışarıdan bakan bir göz olarak dedim ki; belediye ve ilçe arasında güzel bir uyum var. Dolayısıyla Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Erdal Nas'ı destekler. Sonra bir de baktık ki kazın ayağı hiç öyle değilmiş. Meğer bizim sade bir vatandaş olarak “uyum” diye gördüğümüz şey çok basit bir “politika” imiş.
Meğer Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Erdal Nas'ı desteklemiyormuş. Meğer Erdal Nas diye aylardır sağda solda gezenler de Erdal Nas'ı desteklemiyormuş. Meğer politika denen gerçekliği atlamışım! 
Meğer Avcılar'da bugüne değin ilçede “tek adam” olmaya doğru gidiyor diye eleştirdiğim Erdal Nas; belediye başkanına, belediye başkan yardımcılarına, belediye meclis üyelerine, ben oldum, ben piştim, ben bilirim diyenlere karşı mücadele veren tabir-i caizse bir Don Kişot imiş... Bu anlamda ortaya çıkan bu manzaradan sonra Erdal Nas'a saygı duymak gerektiğini         düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde gazetemizin sayfalarında İlçe Başkan Adayı Ali Ekber Çelik'in röportajını okudunuz. Ne diyordu o röportajda Ali Ekber Çelik; “Erdal Nas tecrübesiz bir arkadaşımız. Pişmesi lazım. Zaten atamayla gelmiş bir isim...” Yani Ali Ekber Çelik diyor ki; Erdal sen bir çekil kardeşim, bu işi biz daha iyi yaparız... Aynı günün devamında bir diğer İlçe Başkan Adayı Ahmet Turan Arlı'nın CHP İlçe Binası'nda adaylık açıklaması vardı. Orada bulunan gazeteciler de açıklamayı canlı yayınla Facebook üzerinden yayınlıyorlar. Açıklama sonrası oradaki gazetecilerden birisi kamerayı Belediye Başkan Yardımcısı Bülent Zeren'e çevirdi. Ve Zeren'e sordu;                
“Kongre için ne düşünüyorsunuz?         
Zeren; “Bütün aday arkadaşlarımızı destekliyoruz, hepsine başarılar diliyoruz” gibi politik bir cevap verirken devamında; “Ali Ekber Çelik'i gönülden destekliyoruz” diye bir cümle kullandı ki günlerdir gerek köşemizden gerek sosyal medya hesabımızdan yazdığımız “belediye tarafsız” değil gerçekliğini gözler önüne sermiş oldu. Bu hadiseyi sosyal medya hesaplarımda bir 'eleştiri' olarak kaleme alıp belirttim fakat Ali Ekber Çelik'i destekleyen arkadaşlar; bu olay çok güzel bir hadise imiş gibi bu yoruma beğeniler gönderip, Zeren'e de teşekkür ettiler. Hatta bir arkadaş; “Bir insanın belediye başkanı veya belediye başkan yardımcısı olması tarafsız olmasını gerektirmez. Sonuçta onlar da partilimiz” gibi bana göre 'saçma' ve gereksiz bir detayı savunmaya çalışırken her şeyi eline yüzüne bulaştırmış bir insan izlenimi bıraktı...
Şimdi en nihayetinde şu şunu destekliyormuş, bu bunu destekliyormuş; çok önemli değil diyorlar. Yani bir belediyenin başkanıyla, yardımcılarıyla, meclis üyeleriyle topyekun bir adayı desteklemesi 'çok önemli' değilse Erdal Nas'a da Don Kişot gibi adam demeyelim de ne diyelim? Erdal Nas seçimi kazanması halinde hem başkanları hem yardımcıları hem resmi plakalı araçlarla gezenleri hem kravatlı meclis üyelerini hem de ben oldum, ben piştim, ben tek başıma kazandım diyen 'delegeleri' mağlup etmiş olacak! Bu sebeple Nas'ın zaferinin CHP Avcılar İlçe Örgütü için şimdiden tarihi bir zafer olabileceğini izah edebiliriz.
Niye Nas'ın zaferi dedim? Zira ben konuya ilişkin ilk yazımda olduğu gibi bu yazımda da her şeye rağmen Erdal Nas'ın kazanacağını düşünüyor ve inancını taşıyorum. Hatta öyle ki bu konuda Ali Tarakçı ağabeyle bile iddialaştım diyebilirim. Görelim feleğin aynası ne suret gösterir...

Sevgiliye...
Siyasetten, ekonomiden, hayatın kirinden pasından uzak cumartesiye yaraşır, sahici, yürekten şeylerde söylemek isterim...
Gözlerinin içine baktım... Tanrı'm ne güzeller. Dünyanın en güzel şarkısını andıran o sesi sonra. Ve elini çenesine koyup; "yaaa Anılll" deyişi. Herhalde ot bitmez kurak topraklarımda açan bir gülle karşı karşıyayım. O an her yer susmuş, her şey durmuş, sadece O var...O anlatıyor ben dinliyorum. O dokunuyor ben sıcaklığını kanıksıyorum. Kimsesiz başıboş yolculuğumda bir yol arkadaşı. Öylece ellerini tutasım geliyor, gözlerinin içinde dünyanın en hoş manzarasını seyrekoyulup; tatlı bir tebessüm kondurmak yüzüme... Ve "nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin..." demek istiyorum.Gündüz vakti gökte güneşim, gece vakti yolumu aydınlatan ay ışığım. İsmi sonra... İnanır mısınız dünyanın en kısa ve en güzel şiiri gibi.Ah evet aşık oldum sanıyorum. Aşık olmak. Birbirinden habersizce farklı cephelerde harp eden fakat aynı yerlerinden yara almış yorgun savaşçılar gibiyiz. Dizlerine koyup başımı dinlendirmek dertlerimi. Savaşta aldığım yaralarıma merhem misali cümleler fısıldaması ve öpücükler kondurması sonra...Hayat dostlarım. Bitmek bilmez bir film. Ve havaların soğuduğu bir vakitte ellerini sıcak tutacak bir başka elin varlığı.Gömleğim yırtılmış. Pantolonum kirlenmiş. Ellerim üşümüş. Hayatla girdiğim harpte amansız yaralar almışım... Ama olsun. Kapıyı çalacaksın ve dünyanın en hoş manzarasını andıran gözler karşılayacak seni. Bir sıcak hoşgeldin diyecek, sıcak bir kahve koyacak önüne. Tebessüm edecek. Az evvel sızlayan yaralarını unutacaksın...Aşık olmak dostlarım,En onarılmaz yaraların merhemi veAşık olmak,Sevmek,Yüzünde budala bir tebessümle,Gülüp geçmek en derin yaralara... Bayan Ka'ya... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Anıl Boduç Arşivi