Erdem, CHP ve akraba atamaları

CHP Parti Meclisi Üyesi ve önceki dönem Milletvekili Eren Erdem’in Silivri Hapishanesine koyulmasının 400. Gününde hapishane yolu üzerinde basın açıklaması yapıldı.

Alınan önlemlere bakıldığında, oraya gelen CHP Genel Başkan Yardımcıları, Milletvekilleri, CHP’nin çeşitli ilçelerinin yöneticileri ve özellikle gazeteciler cezaevine yaklaştırmadı.

Gelenler haksız yere hapis yatan Eren Erdem’in yalnız olmadığını ve bu haksızlığın bir an evvel giderilmesini isteyecekleri bilindiği halde, sanki hapishaneyi işgal edecek ye da oraya saldıracaklarmış gibi düşünülüp önlem alınmış, hapishaneye giden yollar barikatlarla kapatılmıştı.

Tüm bunlara karşın Veli Ağbaba, yanındaki milletvekilleri ve “Eren Erdem yalnız değildir”, “Hak Hukuk Adalet” diye slogan atanların tezahüratları arasında basın bildirisi açıklandı.

Orada Eren Erdem destekçileri ve bazı partililerle yaptığım görüşmede ilginç detaylar ortaya çıktı.

Bir partili birazda öfkeli bir biçimde, “Geçtiğimiz seçim öncesinde Eren Erdem’in hemen hemen hapishaneye atılacağı tahmin ediliyor ve onun yurt dışı çıkışına izin verilmiyorken, neden Eren Erdem Milletvekilliğine aday gösterilmedi?” diye soruyor. Düşünüldüğünde nedenini bilmemekle birlikte doğru söylediği kanaatine varıyorsunuz.

Bir başkası Eren Erdem’in neden Milletvekili gösterilmediğinin sorgulanmasını duyunca hemen lafa karıştı.

Arkadaşımız son derece haklı. Peki, şu anda bile mevcut Milletvekillerinden daha çok çalışan ve her alanda olan, geçtiğimiz seçim öncesinde delege oyu ile 2. Sırayı alan Barış Yarkadaş,  Haluk Pekşen, Hüsnü Bozkurt, partide çalışmalarıyla öne çıktıkları için mi, aday gösterilmediler?” dedi.

Bakıştık. Nedenini bilmediğim için söyleyecek bir şey bulamadım ve, “Bunlar parti içi yönetimi belki bilemediğimiz şeyler vardır” diyebildim.

Bu konuda bilgisi olan varsa biz halkımıza duyurmaya ve bilgilendirmeye hazırız.

 

CHP ve ATAMALAR

CHP son yerel seçimlerde mevcut Belediye Başkanlıklarından bazılarını kaybetmiş olmasına rağmen, özellikle, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya’nın CHP’ye geçmesiyle büyük sükse yaptı ve partide gelecek için umutlar adeta fışkırdı.

Elbette bu başarıda adayların payından çok halkın ve partililerin payı büyüktür. Bunu hiç kimse inkar edemez ve etmeye de kalkmasın.

Halk, “Yeter artık söz milletin ve Egemenlik bizimdir” diyerek beğenmedikleri ve şaibeli Belediye Başkanlarını görevden uzaklaştırdılar ve yeni sahiplerini getirdiler.

Gelmeleri tamam da hemen oturup, işe koyulmaları kolay olmuyor.

İstanbul’da 25 sene süren bir yönetim var. Yani ilk yılda göreve başlayanlar emekliliğini hak etmiş durumda.

İştiraklar ve belediye şirketlerinin başındakiler oralara yapışmış bırakmak bilmiyorlar. Zaten 31 Mart seçimlerinin iptal sebebi de bu değil miydi?

Şimdi bir iki belediye de bazı akraba atamaları olmuş. Sanki kıyamet koptu, “Vay anam siz CHP başkanısınız, sakın ha akraba, eş dost, tanıdık kimseyi almayın” deniliyor.

İyi de, Ekrem Bey en az 200 bin kişiyi iş sahibi yapacağım derken, Binali Bey, bu sayıyı 400 bine çıkarmamış mıydı?

Liyakat sahibi insanlar aranıyor.

Güzel nereden bulunacak?

O eş, dost, denilen ve ağırlıklı partili olanlar arasından bulunacak. Kimse merak etmesin, partisinin iktidar olması için gecesini gündüzüne katan, uykusuz kalan, afiş ve pankart asmak için ağaçlara, direklere ve köprülere çıkanlar arasında bu niteliklerdeki insanlar elbette ki vardır.

Kimse kusura bakmasın, atanacak ya da eleman alınacak boş kadrolara elbette bu insanlar arasındaki liyakatlı olanlar değerlendirilmelidir.

Aksi taktir de taban küser, tepki verir ve önümüzde seçimlerde sahaya inmezler. Afiş asacak kimse bulunmaz.

Ayrıca, o direklere tırmanan gençlik kolları üyeleri, kapı, kapı gezen kadın kolları üyeleri her türlü tehdit’e karşı koyarak, yağmur çamur demeden çalışmaları hem iktidar için hem de gelecekleri için değilmiydi?

 Şimdi parti emekçilerinden liyakatlı ve uygun olanların değerlendirilmesinin zamanıdır.

Amaç, herkes işi alınsın, bir yerler birilerine peşkeş çekilsin, yeni bankamatik insanlar yaratılsın değil.

 Kadro ve intiyaç varsa, elbette bu insanlar arasından uygun olanlar değerlendirilmelidir.

Ayrıca , “Aman, eş dost, akraba, hatta babamın oğlu bile olsa yapmayın” sözleri belediyelerden bu tür taleplerin yapılmayacağı anlamına da gelmemelidir.

Birikimli ve donanımlı olan bu insanların 25 yıldır, üvey evlat muamelesine tabi tutuldukları da unutulmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi