Şimdi, herkes, ''Kılıçdaroğlu aday olur mu'' veya ''Kim Erdoğan'a karşı daha çok oy alır'' diye tartışıyor ya...

Bendeniz yine ''tam ters'' çakacağım!...

Niye şunu düşünmüyoruz: Acaba Erdoğan aday olmazsa, AKP'nin iktidarda kalma şansı ve/veya göstereceği yeni adayın cumhurbaşkanlığını kazanma şansı olur mu?

Aslında konuşulması gereken bu!

Erdoğan hala ''adayım'' demedi.. Onun yerine, AKP'liler ve MHP Lideri Bahçeli, ''adayımız Erdoğan'' diyor... Galiba, özellikle de Bahçeli, ''işi bitsin, bu kadarı yetti de, arttı'' diye içten pazarlıklı düşünüyor... Çünkü tekrar aday olursa, ''kesin gidici'' olduğunu görmüyor olamazlar!

Üstelik, ''yasal olarak aday olamaz'' tartışması var. Meclis Başkanı AKP'li Şentop, ''yasal engel yok, bu konuda makale yayınlayacağım'' diyor... Kendisi hukukçudur, ''hukuğa uyduracak'' herhalde!

Bence de Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığının önünde engel yok! Zaten Yüksek Seçim Kurulu, emir kulu, gol atamaz Erdoğan'a... Keza ''uyduruktan erken seçim kararı'' alınır yine olur!... Yasaya uydurulur da, yasaların ruhuna asla uymaz, her şekilde üçüncü kez adaylığı!... Ama burası Türkiye, başımızdakiler de bir ''etik'' göremiyoruz!

Asıl tartışmadığımız mesele şu! Görünen köy kılavuz istemiyor... AKP ve MHP'yi toplasan en iyimser hesaplarla, ki o da zor, yüzde 40-45'lere ulaşıyor.... Millet ittifakı da aynı yüzdelerde biraz önde geziniyor ama, çok net ki ittifakların dışında kalan HDP de, küçük sol partiler de, oylarını muhalefetin ikinci tura kalacak adayına yağdıracaklar...

Manzara o kadar net ki; Erdoğan gidici... Bu yüzden ''bunlar seçim yapmaz'' veya ''seçim sonuçlarını tanımaz'' dedikoduları türüyor... Ama hepsi fasa fiso... Erdoğan seçimle gidecek!

Erdoğan, ikide bir ''erken seçim'' için sıkıştırılıyor... İstemiyor, tüm başarısızlıklarına karşı kaçıyor erken seçimden. Niye yapsın ki! Yarın sabah seçim yapsa, akşama koltuğundan düşüyor! Akıl var, nizam var!

Ayakta kalabilmek için bir formül arıyor Erdoğan... ''Fakirin ekmeği umut'' misali, ''bir şey olur'' da 2023 seçimlerine kadar, ibreyi kendi yönüme çeviririm diye umut ediyor... Bulamıyor o ''bir şey''i ve kıvrandıkça kıvranıyor...

O ''bir şey''i asla bulamayacak Erdoğan... Bulamadıkça da ''aday olsam mı, olmasam mı" diye düşünecek... Aslında akıl vermek gibi olacak ama, şöyle de bir genel algı var:

''Evet Erdoğan kötü gidiyor, ama muhalefet de güven vermiyor''

Bu ''saplantılı düşünce'' de ayrı bir tartışma konusu ama, böyle de bir algı var ne yalan söyleyelim...

Belki de, ağırlıklı seçmen, muhafazakar-merkez sağ eğilimli olduğundan, böyle bir algı ortaya çıkıyor.... AKP'nin, daha doğrusu da Erdoğan'ın yerine başka bir ''merkez sağ alternatif'' görülemediği için, böyle bir ''saplantılı algı'' var.

Hani, İyi Parti biraz daha fazla AKP'ye muhafazakar-merkez sağ alternatif olmaya yakın... Ama İyi Parti de gel gör ki CHP'nin yanında duruyor...

İyi Parti, belki ''ne Erdoğan, ne Kılıçdaroğlu'' diyerek, başka bir rotaya sapsa, enteresan bir ''siyasi kumar'' oynasa, beklenmedik sonuçlar da alabilir mi? Alabilir!

Ama nereye kadar! Ve şimdi zamanı mı? Bence değil, İyi Parti bir gün patlayacak da o gün, henüz bugün değil... İktidara bir ucundan tutunması için, ya CHP'ye, ya da her şeyi unutup AKP'ye tutunması gerekiyor. Amaa AKP'ye tutunması çok zor! AKP'nin MHP'yle bir olup, İyi Parti'ye yaptıkları var; buna karşılık CHP'den gördüğü iyilikler var!

''Erdoğan'sız bir AKP''yi kabullenmek'' İyi Parti için çok daha kolay olurdu elbette. Görebiliriz öyle günleri de.... Ama sonuçta dönüp dolaşıp ''Erdoğan'sız AKP'ye'' düşüyor yollar... Çünkü CHP'nin tabanı gibi, İyi Parti'nin giderek çekirdekleşen tabanında da ''Erdoğan'a alerji'' var, ''tek adam rejimi''ne alerji var....

Tüm bunlara gelmeden de, ''AKP'nin Erdoğan'sızlığı seçmesi'', daha öncelikli bir tartışma konusu.