Şunun şurasında 24 Haziran'a dört hafta kaldı. Cumhurbaşkanı adaylarının ve seçime giren siyasi partilerin performansına bir göz atarsak şu görünüyor.
16 yıldır tek başına iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nde daha önceki seçimlerde pek rastlamadığımız bir bıkkınlık, bir isteksizlik, bir karamsarlık, bir tedirginlik hakim.
Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerde daha bir organiz eolmuş gibi duruyor.
İYİ Parti'nin ilk seçimi olduğu için tüm partiye gönül verenler ve emek verenler de tıpkı seçmenler gibi ne olacağından bi haberler.
Partileri ne oy alıri nasıl bir performans gösterir, kaçta kalır, nerede kaç milletvekili çıkarırılar.
Kim ne söylüyorsa öylece bakıp geçiyorlar.
Çünkü ellerinde ciddi bir veri yok!

MHP'den rahatı yok!
Belki de bu seçimlerin en rahat olanları Milliyetçi Hareket Partisi ve bu partiye gönül verenler.
Adamların baraj derdi yok.
Cumhurbaşkanı adaylarının seçimleri kazanıp kaybetme derdi yok.
Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan kazanırsa biz kazandırdık diyecekler, kazanamazsa bizden dolayı kazanamadı diyecekler.
Bahaneleleri hazır!
Tek dertleri HDP barajın altında kalsın o kadar.
Zira İYİ Parti'ye de çoğu 'bizim evlat' gözü ile bakmakta.

HDP diken üstünde!
Halkın Demokrasi Partisi'ne gelince onlar her seçimde olduğu gibi yine diken üstündeler.
Barajı aşabilecekler mi?

Cumhurbaşkanı adayları cezaevinden çıkabilecek mi?
Seçilecek milletvekillerinden hangilerine cezaevi yolu görünecek?
Tam bir mualla.
Korku tireni gibi herifler ne zaman ne olacağını beklemekle yetiniyorlar.
Bütün bu korku içerisinde kullanacakları oylar ile şayet parileri CHP'den az bir destek alamaz ise üzgünüm ama baraj altında kalmaları çok da uzak bir ihtimal değil!

İyi Parti'nin derdi Akşener!
İYİ Partililer ilk defa girdikleri seçimlerden partilerinin en iyi ihtimal ile barajı geçeceğini düşünürken, partilerinden ziyade Cumhurbaşkanı Adayları Meral Akşener'in ikinci tura kalmasını arzuluyorlar.
Çünkü Akşener ikinci tura kalırsa şayet, ikinci turda kaybetse bile İyi Parti bu özelliği sayesinde bir sonraski seçimlere daha bir coşku ile girecektir.
Aksine düşünsenize, parti barajı zar zor aşıyor, Akşener beklenenin altında az bir oy alıyor, eee...
Zaten zar zor kurulan ve teşkilatlanan bir partinin ömrü de çok uzun olmayabilir!

CHP daha bir temkinli gidiyor!
Hani bir söz vardır ya, yenile yenile yenmesini öğrenmek diye.
Cumhuriyet Halk Partisi sanki bu defa eski yenilgilerinden oldukça desr çıkarmışa benziyor.
Özellikle Cumhurbaşkanı Muharrem İnce'nin performansı partiye ciddi bir sinerji getirdi.
Kenetlenme sağladı.
Çalışkanlık aşıladı.
Bakıyorum da partinin sosyal medya hesapları, reklam afişleri, sloganları, kıs filmler ile verilen mesajlar falan.
Geçmişteki AK Parti'yi hatırlatıyor.
He ne kadar İYİ Parti'nin seçimlere girmesi ve HDP'ye gidecek bazı oylar yine CHP'den kaçsa da sanki CHP bu seçimlerde eskilere oranla daha başarılı olacak gibi geliyor bana.

Karamollaoğlu soldan dem vuruyor!
Saadet Partisi'ni de bu seçimlerde yabana atmamak gerek.
Özellikle Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu sanırsın devrimci bir aday gibi paylaşımlar yapıyor.
Mesajlar veriyor.
İfadeler kullanıyor.
İnanın yaşım eskileri hatırlayacak derecede olmasa şu adamı uç sol bir partinin adayı görceğim.
O derece.
Hele son attığı bir twitte medyamızın bu gününe bir gönderme yapmış.
On numara.

Erdoğan beklemede, İnce iyi gidiyor, Akşener atakta...
Yazımızın başlığında dediğimiz gibi.
Cumhurbaşkanı adaylarından Recep Tayyip Erdoğan'ı şimdilik eski seçimlerdeki performanslarına oranla beklemede ve dinlemede sayabiliriz.
CHP'nin adayı Muharrem İnce özellikle son CNNTÜRK TV'de canlı yayında gösterdiği performans ile oldukça dikkat çekti.
İYİ Parti adayı Meral Akşener ise sessiz ve derinden atağa kalkmış durumda.
Her ne kadar yandaş medya kendisine sansür uygulasa da yurttaş mu sansürün mağduriyetini sandıkta giderme yoluna giderse şaşırmamak gerek.
Neyse şimdilik yeni haftanın ilk yazısını burada noktalayalım.
Ve dileyelim ki kazanan ne A parti, ne B parti, ne de C parti; bu seçimlerde de kazanan     Türkiye olsun...