Erken seçim olur mu?

Daha dünyayı ateşe saran salgın belasından tam olarak kurtulamadan yine bir birimize düştük.

Bir taraf karşı tarafı; darbe çağrıları yapmakla, terörle işbirliği yapmakla, tembellikle suçlarken.

Karşı taraf diğer tarafı; yolsuzlukla, cumhuriyet düşmanlığıyla, ekonomik yönetim başarısızlığıyla suçlayıp, her iki taraf da bir birini köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.

Oysa halk bu her iki taraftan da hizmet bekliyor, sağduyu bekliyor, etik hareketler bekliyor, adalet bekliyor, kuru tartışmaları bir tarafa bırakıp halk için, ülke için, gelecek için performans bekliyor.

*

Bu günlerde tutturduk bir erken seçim olur mu?

Darbe olur mu?

Yeni ittifaklar kurulur mu?

Kuru, içi boş, kimselere faydası olmayacak, varsayımlar üzerine, saçma sapan kurgulara dayalı tartışmalara girdik.

Hani araya korona girmeseydi çok daha erken başlardık ya, o da başka birşey.

*

Arkadaşlar erken seçim olabilmenin şartları ve kuralları var.

Son yıllarda Türkiye’yi erken seçime kim götürdü; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Neden götürdü?

2002 yılında koalisyon ortaklığı bozdu, çok partili koalisyonun bu ilkeye zarar verdiğini düşünerek hadi bir de halka soralım dedi.

2015 yılında Haziran seçim sonuçlarına göre kendisine Başbakanlık teklifi edilmesine rağmen o yine erken seçime gidilsin dedi ve Kasım’da yine Ak Parti tek başına iktidar oldu.

2017’de gerçekleşen referandum ile Türkiye’de sistem değişikliğine gidildi.

Ak Parti tek başına iktidar, MHP koşulsuz destek veriyor, muhalefet giderek zayıflıyor, olur da seçimler zamanında yapılırsa sorun yaşarız diye düşünen MHP Lideri Devlet Bahçeli 2018 Nisan’ın da erken seçim kararı alarak herkesi şok ediyordu.

Hatta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu çıkışına şaşıran bazı Ak Partililer kendilerine bir tuzak olabileceğinden de şüpheleniyorlardı.

*

Bu erken seçimde yeni kurulan İyi Parti’nin seçimlere girememe olasılığını ise Cumhuriyet Halk Partisi İyi Parti’nin mecliste grup kurarak seçimlere girmesi için ödünç milletvekili vermeyi göze alıyordu.

Uzatmayalım fazla sonuçta bu günlere böyle gelindi.

Adalet ve Kalkınma Partisi 2003 yılında tek başına iktidara geldi, önceleri halktan aldığı destekle her seçimde oylarını artırdı, 2015 yılından itibaren oy kaybetmeye başlamıştı ki o zaman da devreye MHP desteği girdi ve değişen Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte 18 yıldır tek başına iktidarlığını sürdürdü.

*

Bu günden sonra yeniden erken seçime gidilmesi için şartların olgunlaşması gerekiyor.

Örneğin yeni kurulan Gelecek Parti ve DEVA Partisi öngörüldüğü kadar haklın desteğini alamadı, bir ara iktidar tam puan kaybediyordu ki salgında yeniden kaybettiği desteği geri kazanmayı başardı, Cumhur İttifakı yeni kurulan siyasi partilerle 2-3 puan kaybederken, Millet İttifakı’na dışardan destek veren HDP muallak açıklamalara girdi.

Ekonomi giderek zora girmesine rağmen, muhalefetten akla yatkın ekonomik projeler gelmediği için, halk daha kötü olmayalım diye yine iktidara desteğini kesmedi.

Bakın iktidarlar en çok nasıl değişir?

Memnun olmayan halk yeni iktidar alternatiflerine yönelir.

Peki bugün Ak Parti iktidarından memnun olmayan halk neden muhalefete yönelmiyor.

Çünkü ortada akla yatkın söylem yok.

Proje yok.

Lider yok.

Sistem yok.

Yönetim kadrosu yok.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en güçlü rakip olacak iki kişi öne çıkıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş.

Her iki kişi de büyükşehir belediye başkanı.

Bunların hangisini Cumhurbaşkanı adayı gösterirseniz gösterin CHP o şehrin yönetimini kaybeder.

Neden; çünkü meclis çoğunluğu muhalefetin, yani Cumhur İttifakı’nın elinde.

Şayet halkın en az Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş kadar destekleyeceği başka bir isim ortaya çıksaydı merak etmeyin CHP kanadı basa bas bağırıdı hemen seçime gidelim diye.

Şunada CHP’nin de istediği seçimlerin zamanında yapılması.

Zamanında yapılırsa ve büyükşehir belediye başkanlarından birisi aday yapılırsa bu kentlerden birisi sadece bir yıl kaybedilmiş olucak.

Oysa şimdi seçim olsa 4 yıl Ankara veya İstanbul gibi bir bütçeyi CHP yönetmemiş olur.

*

Çok küçük bir ihtimal olarak erken seçime şöyle gidilebilir.

Olur da gelen anketler seçim uzadıkça yeni kurulan partilerin oylarının artacağını işaret eder.

Yine süre uzadıkça muhalefetin iş birliğinin artma ihtimali ortaya çıkar.

Bunu da çok önceden sezen MHP Lideri Devlet Bahçeli ortaya bir bomba atar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceleri durun bir dakika, neler oluyor diyerek değerlendirmeye alır.

Ve aldığı brifinglerden tatmin olursa o da seçime gitmeyi tercih eder.

*

Kısacası erken seçim yanlış bir tabir.

Biz buna ‘baskın seçim’ diyoruz.

Yani seçime gitmek de gitmemek de iktidarın elinde.

Giderse baskın seçim olur.

Gitmezse hiçbirşey olmaz…

İyi haftalar, sağlıklı günler diliyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi