Eski kuşak, yeni kuşak ve farklılıklarımız

Hepimizin zaman zaman kendi kuşağımız ile bizden sonraki kuşağı karşılaştırdığımız, eleştirdiğimiz oluyor. Bazen birbirimizi hiç anlamadığımızı düşünebiliyoruz. Bizimle bizden önceki kuşak arasında da vardı farklılıklar, bizimle, bizden sonraki kuşakla da devam ediyor, etmeye de devam edecek.
***
Amerika’da, 1946-1964 yılları arasında doğan kuşak, BB(Baby boomer) olarak tanımlanıyor. 
1946-1964 yıllarında doğan insanların;
-Delinen pantolonlarına yama vurmaları,
-Sökülen ayakkabılarını dikmeleri,
-Patlayan futbol topunu sağlamlamaları,
-Bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yokluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi. Onlar bunları yapmakla, kendinden sonraki nesile çok önemli bir mesaj veriyorlardı.
Onlara;
-Eşleri ile araları açıldığında, alternatiflere yönelmeden aralarını düzeltmelerinin mümkün olduğuna,
-Çocuklarıyla aralarına kara kedi girdiğinde bu durumun vakit geçirmeden telafi edilmesinin gerektiğine,
-Arkadaşlarıyla, komşularıyla, dostlarıyla bağları koptuğunda, yenilerini aramakla vakit kaybetmeyip, aralarındaki bağları tekrardan bağlamalarının kaçınılmaz olduğuna, müthiş bir örnek olması için, onların böyle bir yetenek geliştirmeleri için onlara “prototip” olmaya da çalışıyorlardı.
*** 
Yani bir yandan yeni neslin; 
Onarıcı, telafi edici, tamir edici, arabulucu özellik kazanmasına önayak oluyorlardı.
Onların bu çabalarının “çaresizlikten”, “yokluktan”, “fakirlikten”, “cimrilikten” ileri geldiğini düşünen 1965-2000 kuşağı olan “X” ve “Y” nesli, bu sinyali alamadı.
“Z” jenerasyonu da bu atıcı, değiştirici, vazgeçmeye hazır, çabuk sıkılan neslin özeti olarak hayata girdiler.
***
Bu nedenle yeni kuşak nesil;
-Aşırı alıngan,
-Aşırı özgürlükçü,
-Kendi ne kadar verdiğini değil de, ne kadar aldığını önemseyen,
-Eşiyle bozuştuğunda, arkadaşıyla atıştığında,
-Komşusuyla kavga ettiğinde ortamı yumuşatmayı, aralarını düzeltmeyi, barışabilmeyi düşünemediğinden, beceremediğinden, onları değiştirmeyi  seçmek gibi stratejik bir hatanın içine düşebiliyor.
Söz gelimi;
-Bana arkadaş mı yok?
-Bana komşu mu yok?
-Hiç sorun değil, elimi sallasam ellisi,
-Darılırsa darılsın… gibi, “sanal efelik” taslayarak fıtratını bozabilmektedir. Bu nedenle önceki kuşak onlar için; “Nereden türedi bu nesil?” diyerek hayretini ifade etmek zorunda kalabiliyor. Yani onların beceriksizliğine vurgu yapıyor.
Galiba;
“Tamirciliği” unutan yeni kuşağı gelecekte zor günler bekliyor…
***
Bugün bir arkadaşımdan gelen mesajda yazılanları aktardım size. Yazıyı kimin yazdığını bilemiyorum o nedenle ismini belirtemedim. Hiç yorum katmadan olduğu gibi aktardım.  
Sevgiyle kalın
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi