Fakir tezek yaksa...

Sokakta, çarşıda, pazarda gündemle alakalı soru sorulan çok sayıda kişi, “Ben Avusturya’dan geldim, ben Almanya’da yaşıyorum, Hollanda, vs.” diye cevap veriyor. AVM’lerde oturanlara ve alışveriş yapanlara dikkat ettiyseniz bilirsiniz. Turist olmayan yabancı dolu ortalık.

Şimdi bu durumda benim aklıma şu geliyor; Türkiye’de yaşayan halkın çoğunluğu sokağa bile çıkamıyor! Onlar ya ekmek kuyruğunda, ya da indirim haberi aldıysa, yağ kuyruğunda...

***

Çıksa nereye gidecek? Eskiden bir kafetarya da otururdu, gün boyu iki çay içip akşam eve dönerdi. Artık onu da yapamıyorlar. Artan elektrik ve ısınma giderleri yüzünden oturulan sürenenin dakika hesabı yapılıyor. Ne kadar oturulacağı, mekanda yapılan harcamaya bağlı. Bazı yerlerde adisyona elektrik ve ısınma bedeli bile ekleniyor. Baklavanın boşu çıktı. Yakında ”görünmez baklava” çıkacak diye espriler üretilmeye başladı.

***

Son zamanlarda “Yarın seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz, halinizden memnun musunuz?” başlığı taşıyan anketler yapılıyor. Merak ediyoruz elbette, bu kadar umutsuzluğun olduğu, pahalılığın, işsizliğin, eşitsizliğin, adaletsizliğin olduğu bir ülkede, iktidar partisinin oyları neden hala yeterince düşük değil?

Aslında bunu analiz etmek zor olmasa gerek. Bakın mesela OECD’nin (İktisadi İşbirliği ve Kallkınma Teşkilatı) bir araştırmasına göre Türkiye’de okuduğunu anlamayan yaklaşık yüzde 39’luk bir kesim var. Kitap okumayanların oranı ise yüzde 60 civarında.

***

Okumazsan, sorgulamazsan, tarihi, coğrafyayı bilmezsen, ne derlerse inanırsınız. Mesela; “mum vardı, gaz lambası vardı, elektriği biz bulduk getirdik” derler. Sen Tesla’yı bilmezsen, Edison’u hiç duymadıysan elbette inanırsın. Enflasyon var diyorsun, adam Avrupa’yı bırak, kendi ülkesini bile gezememiş ama duyduğuna inanıp ”Avrupa’da da enflasyon var yiyecek ekmek bulamıyorlar” diyebiliyor.

E be mübarek insan! Okuduğunu anlamıyorsun diyelim, yaşadığını da mı anlamıyorsun?

***

Hayatımız yerli yapım film ve dizilere döndü. Bizim onlarda bile mutlu sahnelerimiz yoktur veya süresi kısa olur. Yaşadığımız durum tam böyle! Bu ülke insanına senaryolarda bile mutluluk yazılmaz. Bahtsız bedevi gibiyiz.

Hastaneden çıkan trafik kazası geçirir, aşkı bulan bir anda çöllere düşüverir, tam mutluluğu bulmuşken kör olur, neşeyle evine giderken tecavüze uğrar, çukura düşer vs...Acıdan beslenmeye alışmışız, mutluluğun senaryosu bile yazılamıyor.

***

Birçok ülkenin aksine, en ucuz (!) benzini, elektriği, doğalgazı bizi kullanıyormuşuz ama kimi görüp merhaba desen, sohbet faturalar üzerinden başlıyor. “Elektrik, su, doğalgaz faturası bana şu kadar geldi, sana ne kadar geldi?”

Ağır geldi!

“Ampülü kapat” sesleri çoğaldı evlerde. Ampulu kapattık ama muma da zam geldi. Evde eski bir gaz lambası var. Nostaljik. Görevi aksesuar olmaktı aslında. Günün birinde işe yarayacağından onun bile haberi yoktu. Fakat, gaz yağına da zam geldi.

***

Doğalgaz, elektrik faturaları uykuları kaçırıyor. Millet sobaya dönüş yapmaya başladı fakat oduna da zam geldi. Hem de öyle böyle değil. Ege’de İklimin ılıman olsası sebebi ile evlerdede ısınma-soğutma klima ile yapılıyor fakat elektrik zamlarından sonra klima kumandasının yerini unuttu millet.

Katalitik yakayım dese tüp pahalı, elektriğe dokunsa başka türlü.

“Fakir tezek yakalım dese, ya boka zam gelir, ya da ineğin kıçına sayaç takılır” derler ya! Bizde ki de o hesap.

***

Sözüm ona KDV indirimi yapmışlar! Ne inmiş acaba? Ben hiç hissetmediğim gibi, hissedeni de görmedim.

Kimin tarafından yapıldığının anlaşılamadığı (!) bu zamları anlamaya bizim “Kültürel”seviyemiz yetersiz kalıyor.

***

“Yol dediğin yol gibi / Ulaşmalı bir yere / Biz dön baba dönelim / Bu kısır döngü / Başı var da sonu yok / Dönüyom, dönemiyom / Sonunda bir çıkış yok / Bindik bir alamete...”

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi