G

Geçen gün bir arkadaşım aradı ve yazdığım bir yazının kelimesi kelimesine sosyal medyada kullanıldığını fakat altında herhangi alıntı vs bir not düşürülmediğini, görünce şok olduğundan bahsetti.

Arkadaşıma paylaşımın ekran görüntüsü fotosunu atmasını rica ettim. Ben duygularımı cümlelerini bilirim, bu sebeple görmek istedim. Ekran görüntüsü geldiği vakit gerçekten şok oldum. Çünkü gerçekten birebir alıntılanmıştı köşe yazımın bir bölümü....

Kişiye sosyal medya üzerinden ulaşıp yazımın linkini gönderdim. Birebir alıntıladığı için altına nerden ve kimden alıntılandığını yazmasının daha doğru olacağını belirttim.

Ben suçluymuşum gibi; "Bunları bir tek siz mi düşündünüz yani” gibi bir cümle kuruldu. Yanili- manili üslûplu birine ait olmayan yaşanmışlığı olan cümlelerim için üzülüyorum. Düzeltilmediği gibi durum üstüne fırça da yedik iyi mi?

Bu konuyu bir süredir ele almak istiyordum yoğunluktan vakit bulamıyordum. Kıymetli üstadım, büyüğüm Civan Canova’nın paylaşımı üzerine onun da mağdur olduğu konuyla da birleştirip yazacağımı kendisine ilettim.

Paylaşım da kitap kapağı; "Tüm zamanların en büyük aşığı Shakespear'e" diyor. Shakespear'e aitmiş gibi bir cümle var. Bu kapağı gören Civan hoca üzülüyor hâliyle. Çünkü kapaktaki o cümle Civan hocanın Ful Yaprakları adlı oyununda geçiyor.

Ful Yaprakları’nı yıllar önce oyunculuk eğitimi aldığım zaman okumuştum. Hâlâ durur kitaplığımda... Civan hocanın paylaşımı üzerine kitabı elime alınca altını çizdiğim diyalogları okudum önce:

Richard: “Benim suçum değil ki. Her şey birbirine karışıyor. Bütün yaşananlar, dileklerimiz, dinlediklerimiz, fotoğraflar... Zaman zaman içinde kayboldukça birbirinin içine giyiyor yaşantılar. Birbirine karışmış roman sayfaları gibi. Hangisi benim romanım, hangisi bir başkasının, çözemiyorsun bir türlü."

Şimdi bu duyguların sahibini göz ardı et ve kendininmiş gibi yayınla bunu. Olacak iş mi?

Benim alıntıladığım kısım intihal olan kısım olmuyor. İnsanın emek verdiği ürettiği duygunun sonucu kendisine aitmiş gibi bir başkası tarafından kullanılması suçtur ve aynı zamanda etik değildir. Alıntısı yapılan kısmen ya da tamamen kullanılan içeriklerin yayımlandığı tarih sebebiyle her hakkının saklı olduğunu hatırlatmak da yarar var.

İnsanı yazdıklarının kitlelere ulaşmasını görmek mutlu eder, gururlandırır. Kimse kendi eseriymişçesine kullanılmadığı sürece...

"Güneş altında söylenmedik söz yoktur" diyen düşünüre, Aziz Nesin gibi cevap veriyorum ve diyorum ki; “Güneş altında söylenmemiş söz yoksa, onları yeni biçimleriyle yazar, söyleriz biz de."

Ama kimsenin duygusunu araklamadan. Araklansa dahi inanın ki birinin duygusu diğerinin kaleminde aynı şekilde oynamaz. Varsayalım ki oynadı, emin olun okuyucu bilinçlidir kanmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi