Geçmişteki hebanın geleceğe Deva’sı olmaz

“Başbakan ol ama Başbakan gibi davranma.”

Şimdi anlaşılıyordu Ortadoğudaki yaprakların Sayın Davutoğlu’nu neden dinlemeyip kımıl kımıl kımıldadığı.

Aslında benim merak ettiğim asıl konu neden görevleri başındayken değil de istifa ettikten sonra mensubu oldukları siyasi partinin gerçek yüzünü söyleme gereği duydukları idi.

Oysaki o aynı Sayın Davutoğlu değil miydi 2001 yılından 2019 yılına kadar Akp Hükümetinde “Milletvekilliği, Dışişleri Bakanlığı, Akp’nin 2. Genel Başkanlığını ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanlığını yapan.

Ya da 18 yıl boyunca hiç mi görmemişti “yapılan hukuksuzlukları, cemaatin TSK’yı bitirmek için hazırladığı ergenekon ve balyoz kumpaslarını, devletin namusu kozmik odanın talan edilmesini, 17-25 Aralık sürecini, ne istediyseler verdik dedikleri cemaate teslim edilen devletin kurumlarını ya da işin daha da gerçeği Atatürk ve onun Kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin altına dinamit döşendiğini.

Ki öyle ha diyince geçmişe sünger çekmek kolay olmuyordu Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan.

Çünkü bizler hala düzme kumpaslarla onuru ve gururu ayaklar altına alınan Ali Tatar Yarbayın intihar etmesini, sahte belgelerle Türk Subaylarının, Gazetecilerin, Akademisyenlerin Cemaatin Savcılarına kırdırılmasını, Cemaatçi Savcı Zekeriya Öz’e sahip çıkılarak zırhlı araç tahsis edilmesini, Kozmik odanın açtıranların “devletin bağırsakları temizleniyor” denilmesini ne unutabildik ne de sünger çekebildik.

Ve benim asıl anlamadığım konu; ülkeyi yönetmeye talip olan “Gelecek ve Deva” partilerinin Genel Başkanları dahil yönetim kadroları ve üyelerinin yüzde 60’ı Akp’lilerden oluşuyor iken o Türkiye’yi aynı zihniyetle nasıl aydınlığa taşımayı düşünüyorlardı bunu anlamadım.

Siz en iyisi mi size yüklenen misyonu iyi oynayın. Yani vatansever birer Atatürkçü gibi görünmeye devam edin.

Sonrası zaten Devletin işi.

1 Dolar 1 Lira Olacak.!


 

Yiğit Bulut’un bu açıklamasına çok gülmüştüm. Oysa ki Sayın Bulut resmen geleceğe dair bir öngörüde bulunmuştu. 

Çünkü dolar birkaç ay içinde neredeyse 1 lira seviyelerine gelecekti.

Nasıl mı.?

Hemen şöyle ifade edeyim. 

Hatırlar mısınız.? Sayın Cumhurbaşkanı 16 yıllık AKP iktidarının icraatlarını ve partisinin durumunu Giresun'da AKP Giresun il kongresinde değerlendirirken “Tuvalete gittiğimiz zaman kaça gidiyorduk.? 1 milyon lira. Hatırlayın, ne günlerdi o günler ya. Ama ne oldu biz geldik ve bu altı sıfırı ülkede bir atın bakalım oradan dedik. Attık ve 1 milyonluk tuvalet 1 liraya düşürdük. Bugünleri gördük mü. Mesele bu, iş bilenin kılıç kuşananındır.” demişti.!


 

Sayın Yiğit Bulut’ta 1 doların 1 olacağını iddia ettiğinde dolar 1.25 lira idi. Bugün ise 1 dolar 7.24 lira seviyelerindeydi. Ve yanılmıyorsam Sayın Bulut’un bu kehaneti bir kaç ay içinde tutacak gibiydi. Yani 1 dolar 10 lira seviyelerine gelirse aynen tuvalette yürütülen mantık gibi paramızdan bir “0” sıfır daha atılarak 1 doların 1 lira olduğunu görebilirdik.

Oysaki o koskoca finans analisti zamanında Akp ve bugünün taraflı Cumhurbaşkanı için Erdoğan'ın Hitler'e benzediğini, Türkiye'nin faşizme doğru gittiğini, Çavuşesku modelini örnek göstererek kendine bağlı “ideolojik” dinamikler ile motive edilmiş “polis” gücü oluşturulduğunu... Ve 14 Şubat 2008 tarihli Vatan gazetesinde ki "Tehlike Çok Büyük" başlıklı yazısı ile belkide Akp’ye karşı en sert muhalefet yapan gazeteciydi. 

Ama ne olduysa biranda 1 doların 1 lira olacağını iddia ederek Hükümetin ekonomide başarılı olacağına dair vurgu yapmıştı o finans analistimiz. Ve her ne kadar öngörüsü Türkiye Ekonomisi için tutmamış olsa bile sarf ettiği iki cümle Sayın Bulut’u 2013'te Başbakanlık Başdanışmanı, 2014 tarihinde ise Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı yapılmasına ve cebine 1 liralık olmasada 7 liralık benjaminle doldurmasına yetmişti.


 

Üretmeyen, istihdam ve katma değer yaratılmayan bir ülkede ekonomiyi sıcak döviz girdileri ile ayakta tutmak hatanın en büyüğü idi. Çünkü üretmeyen bir ülke bu parayı ithalata harcayacaktı ve tüketiciler kredi kartı ve borca boğularak hayali büyüme yani saadet zinciri sürecekti.


 

Ama artık deniz bitmişti ve el parasıyla sürülen SALTANAT’ın sonuna geliniyor gibiydi.!


 

Ki önümüzde çok daha büyük bir sorun vardı. O sorun da 1 doların 7 lira olması idi. Yani dış borç ödemelerimizi tuvalette olduğu gibi sıfır atarak değil “0” sıfır ilave edere ödeyecek olmamızdı. 

Keza toplumun matematik anlayışı 7 lira olan doların ülkeyi batışa götüreceğinden daha çok 1 milyon olan tuvaletin 1 lira olmasıyla sınırlıydı. Yani gökyüzünü milli uçaklarımız süslemesede onlara inanan toplumun ısrarla gökyüzüne bakarak uçağı görmeye çalışması. 

Yada 1999 depreminde Ambulans yoktu ama biz geldik bu ülke Ambulans gördü demesi gibi bir durumdu bu...

Ve belki de Sayın Cumhurbaşkanının bu söylemi üzerine depremzedeleri kağnılar ile taşındığını düşünenler bile olabilirdi. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sönmez Arşivi

40+1!

25 Kasım 2023 Cumartesi 00:01