Bir milim daha yürüyemezler!

Bir milim daha yürüyemezler!
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde basın toplantısı düzenleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'nın Suriye'den sınır dışı edilmesinin 23. yılında, “Özgürlüğe yürüyoruz” adıyla yapılan yürüyüşleri değerlendirdi. HDP'ye sert eleştiriler yönelten Soylu, “Bir bebek katili için milletvekilleri çıkacaklar sonra da diyecek ki 'demokratik siyasete darbe vuruluyor, izin verilmiyor.' Bir milim dahi yürümelerine izin vermeyiz. Bu konuda kararımız nettir ve açıktır” dedi

İçişleri Bakanı Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde 'Polis Intiharları' konulu basın toplantısı düzenledi. “3600 meselesini dillerinde pelesenk ettiler, aynı zamanda ardından promosyon meselelerini gündeme getirdiler” diyen Soylu, “Bir tarafta polisin uygulamasından şikayet ettiler, bir taraftan da bir fitneyi gerçekleştirmek üzere bir anlayış gerçekleştirmiş oldular. FETÖ çıkartıyor çünkü yıllarca polis teşkilatına elini sokup oradan istediği sonuca ulaşmak için bir çabası oldu. 15 Temmuz'dan sonra bu tamamen elinden alınınca yapmak istediği bir takım olaylar üzerinden bunu sağlayabilir miyim? Bunun yandaşları kim; bazı sol müptezeller, FETÖ'cü müptezeller, terör örgütü mensupları” ifadelerini kullandı.


Senaryo çok net!

Senaryonun çok net ve açık olduğunu belirten Soylu, “Son olarak da polis teşkilatıyla ilgili, intiharlarla ilgili FETÖ kanalları, yurtdışına kaçmış örgüt müptezelleri, kendisine sol diyen yine müptezeller, bunların tamamı bir süreci ortaya koyuyor. Oradan alıyor, TBMM altında bunlar dillendirilmeye çalışılıyor. Burada hedef çok nettir. Türkiye'nin huzur ve güvenini temin etmeye çalışan polisin konsantrasyonunu bozmak, yıpratmak, onu kendi işinin odağından ayırmak. Burada şunu ifade etmem gerekir. Polis teşkilatı elbette büyüklük açısından önemli bir noktada. En son intihar meselesi var. Bu polis intiharları meselesinde FETÖ tarafından başlayan ve hepimizi üzen bu olayı farklı bir tarafa çekmek için çabayı görüyorum. Bu meselede bunu gerek konvansiyonel medya üzerinden gerek sosyal medya üzerinden sürekli olarak gündemde tutmak ve polis teşkilatını bunun üzerinden baskılama yöntemini bir strateji, asimetrik bir hamle olarak gördüğümü ifade etmeliyim” dedi.


3 ayrı çalışma

2016 yılında intihar üzerine 3 ayrı çalışma hazırlattıklarını ifade eden Soylu, “Raporları da burada. Biz bu konuda hangi tedbirleri almalıyız? Bunun sebepleri nelerdir? Dünya ne yapmış? Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunun Türkiye'ye özgü bir takım sebepleri ve tedbirleri var mı? Biz bu çalışmaların hepsine teker teker baktık. Şu anda 11 aydır yürüyen bir bilim kurulu da oluşturduk ve çalışmayı sürekli olarak yapıyoruz. Biz bir aileyiz, polis ailesi. Elbette ki ailenin kendi adına yaşadığı heyecanlar, sorunlar, mutluluklar, iyi, sıkıntılı günler olacaktır. Biz bu ailenin sadece işinden istifade edelim, görevlerini yapsınlar sonrasına karışmayalım şeklinde bir yaklaşımımız olamaz. Bütün bu konudaki süreci Emniyet Genel Müdürümüz, Teftiş Kurulu Başkanımız, ilgili sağlık ve sosyal hizmetler başkanlığımız ile yürütmeye gayret gösterdik. Bu tip bir sorun bile bizim için fazladır. 1 polisimizin bile intihara teşebbüsü bizim için fazladır. Bu sorunların üzerine gitmek bizim temel görevimizdir. Fransa'da polislerin intihar oranı yüz binde 34,92'dir. Portekiz'de intihar yüz binde 19,54, Avustralya'da yüz binde 16,9, İngiltere'de yüz binde 16,44, ABD'de yüz binde 16, Türkiye'de ise yüz binde 15,17. Diğer ülkeler de var. Bu bizim kıyas yapabileceğimiz ülkeler. Türkiye'de bu yüz binde rakamına göre polis intiharları rakamı nedir? İntihar eden personel sayısı 51, 1 Ocak-10 Ekim arası. İntihar bindelik oranda binde 19. 267 bin 155 personel, intiharın bindelik oranı yüz binde 23. Bu bizde böyleyken Fransa'da ise yüz binde 39 civarındaymış. 2017'de bu rakam yüz binde 58, 2018'de 41, 2019'da 47, 2020'de yüz binde 39, 2021'de 89. 2022'de ise şu anda 44” açıklamasını yaptı.


Sebepleri neler?

Türkiye'de meydana gelen intihar teşebbüs olaylarının yüzde binde 58'den yüz binde 46'ya kadar gittiğini belirten Soylu, “Polisimizdeki intihar teşebbüsü kaç? Yüz binde 40'larla yüz binde 30'lar arasında. Bu yıl itibariyle yüz binde 24 civarında. Peki, intihara teşebbüs ayrı bir de intihar ayrı. Elinde silah olduğu için bunu gerçekleştirebilme oranı çok daha yüksek. İntihar sebepleri neler? Aile olarak biz olayın her yönüyle ilgilenmekle mükellefiz. Her olaydan sonra bizim yaptığımız ilk önce teftiş kurulumuzun özellikle intihar konusundaki bir vesileyle nedenlerini burada değerlendirmek. Bu nedenlere baktığımız zaman 1. evlilik çatışmaları ve ailevi sebepler, yüzde 22,5. 4'te 1'i ailevi meselelerden kaynaklanıyor. Son 2-3 yılda sanal bahis, şans oyunları ve kripto para konusunda yüzde 29,3” dedi.


PKK'ya teslim olmuş

HDP Milletvekili Ömer Öcalan'ın, polis teşkilatını kast ederek, “Faşizme karşı mücadele edeceğiz. Halka hizmet etmeyen bu teşkilatın da (Polis Teşkilatı) yapılandırılmasında rol oynayacağız” açıklamasına da değinen Süleyman Soylu, “Tabi Pervin Buldan, Pollyanna. Türkiye'de PKK terör örgütü bu kadar insanı katletmemiş, HDP de zaten Alman Yeşiller'in ortaya koyduğu siyaset gibi parti. Aslında Karayılan ile Cemil Bayık'la hiçbir alakası yok. Onlar böyle değiller, aslında HDP, Türkiye'de yeşil, çiçek, böcek, kanuna uyuyor, PKK ile hiçbir ilişkileri yok! Ve neticede PKK'yı her zaman bir terör örgütü olduğunu söylüyorlar! Biz bunları duymuyoruz, Buldan da orada bir Pollyanna. Onun için kötü bir devlet var, TSK var, jandarma var. Onlar dünyanın en temiz insanları! Güvenliği sağlamak isteyenler de dünyanın en kötüleri. Kendileri kesilen ağaçlar için yola çıkmışlardı, biz bunları yanlış görmüşüz. Bunlar bizim aklımızla dalga geçiyorlar. PKK'ya teslim olmuş bir topluluk. Kendisine yapılan dağdaki hakaretleri iyi bilir; ama sesini çıkaramaz, ödü kopar” eleştirisinde bulundu.


İçindekini fışkırtıyor

“Bir bebek katili için milletvekilleri çıkacaklar sonra da diyecek ki 'demokratik siyasete darbe vuruluyor, izin verilmiyor.' Bir milim dahi yürümelerine bu konuda izin vermeyiz” diyen Soylu, “Bu konuda kararımız nettir ve açıktır. Ömer Öcalan denen müptezelin söylediği de içindekini dışına fışkırtıyor. Kendi aralarında toplanıp fıs fıs konuştıklarını, oradan aldıkları şımarıklıkla bunları söylüyor. Bu şımarıklığı onlara veren de CHP'nin kendisidir. Maalesef eskiden milli meselelerde siyasi partilerin bir hassasiyeti olurdu. Bu hassasiyet ortak bir hassasiyet olurdu. Ana muhalefet partisi bu hassasiyeti tamamen ortadan kaldırmış, 'iktidarın karşısında ne olursa olsun' diyen, 'ben HDPKK'nın oylarına talibim' diyen bir anlayışa sahip. Onlar için polise atılan tokat da mübah. Terör örgütleri bitiyor, ama maalesef bu konuda üzülen ana muhalefet partisi, şımartılan HDPKK'nın sözde milletvekilleri. Gazi Meclis'e yakışmayan tamamen PKK'nın siyaset unsurları” ifadelerini kullandı.


 

BOT HESAPLAR DEVREYE GİRDİ

Kadıköy'de meydana gelen patlama hakkında açıklamalarda bulunan Süleyman Soylu, “Olayın gelişimini ben anlatayım. Diyarbakır'daydım, patlamadan sonra bilgi aldık. İstanbul itfaiyesi, patlamanın nereden kaynaklanabileceğini değerlendirirken ilk bilgilere göre sayın valimize 'Doğal gaz patlaması olabilir' dedi. Vali bey de olay yerinden böyle bir bilgi paylaştı. Daha sonra binanın içine girilince bir değerlendirme yaptılar. Doğal gazdan olamayabileceği konusu ortaya çıktı. İlk önce 1 yaralı var dendi, sonra 3 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ortaya çıktı. 2'si Özbek, birisi 8 yaşında. ‘Özbekler orada bomba imha ediyorlardı’ dendi. Hemen bomba iddiaları ortaya çıktı, Allah'tan korkuları yok. 8 yaşında bir çocuk ile 70 yaşındaki dedesi bomba imal ediyordu. İlk paylaşımların önemli bir bölümü yüzde 30'u FETÖ'nün, terör örgütünün bot hesapları. Hemen FETÖ'nün bot hesapları devreye giriyor ve hemen psikolojik harekat başlatıyorlar” dedi.


Elektriğe çok meraklı

“Olay terör de olabilir, terör olmayabilir de, biz olayı irdelemek zorundayız” diyen Soylu, “1959 doğumlu M.K., yakınlarının ve akrabalarının şizofren hastası olduğunu söyledikleri, bir sol ayağının kesik olduğu ve evinin çöp eve döndüğü tespit edildi. Evinde toz halinde 1 yıldır bulundurduğu havai fişek gibi, maytap gibi, piroteknik bir malzeme var. Evinde bir sanki kurusıkından bozma bir tabanca da bulundu. 1980 öncesi aşırı sol örgütlerle de irtibatın olduğu, İsviçre'de adam öldürmeden dolayı 2012-2019 yıllarında Türkiye'de ceza alan ve kendi kendine yaşayan bir kişiden bahsediyoruz. Elektriğe çok meraklı, evinin her yerinde elektrik aksamı olan bir kişiden bahsediyoruz. Kriminal başkanımız o gece itibariyle oraya gitti, 80'in üzerinde bulguları vardı. 60'a yakın bulgunun tamamına baktılar. Yaptığımız çalışmalarda bir terör bağlantısı şu an göremedik. Soruşturma yürütülüyor. 30’a yakın kişinin ifadesi alındı. Patlamaların art arda 3 defa olmasının nedeni hem normal tüp hem de oksijen tüpü patlamış. Biz şu ana kadar bir terör bağlantısı göremedik” ifadelerinhi kullandı.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.