Böyle gelmiş böyle gitmez

Yeni kurulan Memleket Partisi’nin Genel Başkanı Muharrem İnce, Ankara’da genel merkez binasının açılışını gerçekleştirdi. İnce, açılışta parti binası önünde toplanan partililere hitap etti.

Eşi Ülkü İnce ile kürsüye çıkan Muharrem İnce, Cumhuriyet tarihinin en kalabalık mitinglerini yaptıklarını belirterek, “Biz rüştümüzü ispatlamışız zaten” dedi. Bir yanda Cumhur İttifakı bir yanda Millet İttifakı olduğunu belirten İnce, “Biz diyeceğiz ki ‘ne Cumhur ne Millet tek yol Memleket.’ Hep birlikte bunu başaracağız. Türkiye'de parti çok, 110 tane parti var. Biz ‘parti kuralım, 3-5 tane milletvekili çıkaralım, pazarlık yapalım’ bunun derdinde değiliz. Birinci parti olacağız. Yarım kalan bir işimiz var, o işi başaracağız. Ülkeyi yöneteceğiz. Bu meydanları hep birlikte dolduracağız. Atatürkçü bir parti olacağız. Biz cumhuriyetçi demokrat bir parti olacağız” diye konuştu.

Kurdu var kuşu var

"Atatürkçü, Cumhuriyetçi, demokrat bir parti olacağız" diyen İnce, "Atatürk’e saygısızlık yapanı, ayrımcılık yapanı, çevreye saygısı olmayanı partimize istemiyoruz. Terörle arasına mesafe koymayanı, terörün her türlüsünü kınamayanı istemiyoruz. 85 milyonu buraya bekliyoruz. Yakında bu hastalıktan kurtulduğumuzda bu meydanları gümbür gümbür nasıl doldurduğumuzu herkes görecek. 2 ay sonra herkes görecek meydanları. Bu muhalefet düzenine toptan bir itirazımız var. Eğitimi, sağlığı, iyi yaşam koşullarını, iyi yaşamın nasıl olacağını konuşacağız. Eğitimin niteliğini konuşacağız. Tarımı, hayvancılığı, markalaşmayı konuşacağız. Tasarımı, turizmi konuşacağız.

Memleket bir toprak parçası değildir. Kurdu var kuşu var, dağı var taşı var, insanı var içinde. Memleket budur. Biz memleket dediğimiz zaman şunu anlıyoruz, aldıklarımızla değil verdiklerimizle doyan insanlarız biz" ifadelerini kullandı.

Toptan bir itirazımız var

İsim vermeden Ali Babacan'ı eleştiren İnbce, "Tayyip Erdoğan’a imza verip, sonra altını oymaya çalışan kişiden medet umacaksın. E sana imza verip altını oymaya çalışırsa ne yapacaksın? Bu muhalefet düzenine toptan bir itirazımız var. Böyle gelmiş, böyle gitmez. Okullar kapalı, camiler açık. Okulda bulaşıyor da camide bulaşmıyor mu? ‘Aman bunu söylemeyelim.’ Niye? ‘Yanlış anlarlar’ Cami bunların babası mı, cami hepimizin evi. Nasıl söylemeyeceğiz?" diye sordu.