Can Atalay: Artık benim için Meclis cezaevidir

Can Atalay: Artık benim için Meclis cezaevidir
Tutuklu TİP milletvekili Can Atalay, "Artık benim için Türkiye Büyük Millet Meclisi burasıdır, cezaevidir, bu hücredir. Dün olduğu gibi bugün de Anayasa’nın uygulanmasını savunuyorum." dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin ikinci hak ihlali kararına rağmen tutuklu bulunan TİP milletvekili Can Atalay, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

AYM'nin ikinci hak ihlal kararına Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin uymamasına tepki gösteren Atalay, "Bulunduğum 20 metrekarelik hücreden çıkıp Mecliste yemin etmem, siyaset yapmam istenmiyor. Hatay halkı için çalışmam engelleniyor. Engelleri aşmak gerekiyor." dedi.

Anayasa’nın uygulanmasını savunan Atalay, hukukun egemen olması için mücadele vermeyi sürdüreceğinin mesajını verdi.

Can Atalay şunları kaydetti:

Demokrasi ve hukukun üstünlüğü için endişe duyarak Anayasa Mahkemesinin verdiği kararların uygulanması beklendiği halde uygulanmadı. Oysa; Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararları temel insan hak ve özgürlüklerin, demokrasi ve hukuk devletinin geleceğini belirleyen kararlardır. Anayasa Mahkemesi kararları hakkımda verilmiş olsa dahi; sahip çıkılması gereken demokrasidir, insan haklarıdır, hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğüdür.

Tartışılan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olan bir milletvekilinin özgürlüğüdür. Ancak asıl mesele vatandaşların seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma hakkına sahip çıkabilmektir. Asıl meselemiz demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmalıdır.

"Türkiye Büyük Millet Meclisi burasıdır, cezaevidir"

Hangi şartlar altında olursa olsun bu sorumluluğu yerine getirmek topluma olan borcumdur. Bulunduğum 20 metrekarelik hücreden çıkıp Mecliste yemin etmem, siyaset yapmam istenmiyor. Hatay halkı için çalışmam engelleniyor. Engelleri aşmak gerekiyor. O halde artık benim için Türkiye Büyük Millet Meclisi burasıdır, cezaevidir, bu hücredir. Dün olduğu gibi bugün de Anayasa’nın uygulanmasını savunuyorum.

Hukukun egemen olması için başta Hataylılar olmak üzere hepimiz için mücadele vermeyi sürdürüyorum, sürdüreceğim. Yolumuza devam ederken Hatay’da yitirdiklerimizin davasını üstleneceğimizi, 6 Şubat depremleri ile yerle bir olan Hatayı hep birlikte ayağa kaldırmak için canla başla çalışacağımızı, insan canını imar rantı içerisinde bir maliyet kalemi olarak görenlere ve insanımızı bu yıkıma mahkûm eden anlayışa karşı mücadele edeceğimizi söylemiştik.

"Yolumuzdan dönmeyeceğiz"

Keyfiliğin sonucunun otoriterliktir. 100 yılını arkada bırakan Cumhuriyetimiz, ancak demokratik hukuk devletinin kurallarıyla daha da ileri taşınabilir. Sözümüz, sözdür. Yolumuzdan dönmeyeceğiz. Karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin farkındayız. Yöneticilerin keyfiliğine, hukuksuzluğuna karşı çıkan bütün yurttaşlarımızı, yan yana duruşumuz ve dayanışmamız kurtaracaktır.

Bu nedenle; hangi mahkeme kararının ne zaman ve ne şekilde uygulanacağını, uygulanıp uygulanmayacağını bir kenara bırakmanın vaktidir. Mücadele ve dayanışmayı sürdürmeye devam etmenin zamanıdır. Bir kez daha söylüyorum: mevcut durum ve önüme çıkarılabilecek hiçbir engel, beni Hatay halkına karşı olan sorumluluğumu yerine getirmekten alıkoyamayacaktır.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.