Cumhurbaşkanı Erdoğan: En büyük andımız İstiklal Marşı'dır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: En büyük andımız İstiklal Marşı'dır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında af, ittifak ve öğrenci andı tartışmalarıyla ilgili konuşuyor. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Cumhur ittifakı zeminini hazırlayan milletimizin kendisidir. Yeni yönetim sisteminin inşaası gibi temel konularda aynı çizgilerde olmak her konuda birlikte hareket etmeyi gerektirmiyor. MHP ile son dönemde af, erken emeklilik, öğrenci andı gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor.

"KİŞİSEL OLARAK SAYGISIZLIK ETMEYİ AKLIMIZDAN GEÇİRMEYİZ"
Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz ama kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızdan dahi geçirmeyiz. Temel ilke bir devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir ama kişilere karşı işlenen suçları af yetkisine devlet sahip değildir.

"BARONLARLA DA TORBACILARLA DA MÜCADELE ETTİK"
Eğer adalet mülkün temeliyse o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak zorundayız. Biz devlet olarak uyuşturucu baronları ile de mücadele ettik torbacılarla da mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir.

"BUNLARA KADER MAHKUMU DİYEBİLİR MİYİZ"
Şu anda 50 binin üzerinde cezaevlerinde sadece uyuşturucu mahkumu var. Şimdi soruyorum milletime bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim aldatılmış, ne demek aldatılmış? Katillere mi kader mahkumu diyeceğiz, hırsızlık bunlar mı kader mahkumu diyeceğiz? Say sayabildiğin kadar. Liste önünüze geldiği zaman zaten tabloyu görebiliyorsunuz. Devlete karşı işlenen suçlarda yapılabilecek olanları yerine getirmeye gayret edebiliriz.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR...
Emeklilikte yaşa takılanlar meselesinde de karşımıza devletin kaldıramayacağı bir yükün faturası ortaya çıktı. Bunun dışında bizim ne kimseyi ne de bir kurumu kişi olarak hedef olarak almamız mümkün değildir. 

"MİLLETİMİZİN EN BÜYÜK ANDI İSTİKLAL MARŞI'MIZDIR"
Danıştay öğrenci andından yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir. Bu karar bir takım eski alışkanlıkların maalesef sürdüğünü gösteriyor.  Türkiye’nin hak etmediği bir tartışmaya sürükleyen bu karar bir takım eski hastalıkların bünyemizde yaşadığını gösteriyor. Bize göre milletimizin en büyük en etkili andı İstiklal Marşı’mızdır. İstiklal Marşı dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Bu tür tartışmalar günlük siyasetin ötesinde sembolik anlamı olan hususlardır. Türküm! Türküm ben, ama şunu söyleyeyim ben Türkçü değilim, ırkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır. Her etnik unsur kendi unsuru ile iftihar edebilir.  Şimdi sizin Türkçülük yapma hakkınız var. Ama öbür tarafta siz böyle yaptığınız zaman da benim Kürt vatandaşımızın diğer tarafta Kürtçülük yapma hakkı doğar. Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz. Sembolik unsurlarımızın hepimizi kucaklaması gerekir. Bizim rabiamız işte tam da bunu kapsamaktadır. Ne diyoruz biz tek millet… Türkiye’de ne kadar unsur varsa hepsini tek millette topluyoruz. Ve ikinci tek bayrak derken istiklalimizi alameti farikası olan bir değerimizi vurguluyoruz. Tek vatan derken her bir karış toprağın hepimize ait olduğunu vurguluyoruz. Tek devlet derken maziden atiye uzanan son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet tanımadığımızı belirtiyoruz."

KAŞIKÇI CİNAYETİ
Grup konuşmamızın bu bölümünde Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğun da öldürüldüğü kesinleşen kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Cemal Kaşıkçı evlilik işlemleri için Suudi Arabistan başkonsolosluğuna gidiyor. Kaşıkçı’nın bu ziyaretinin haber verildiğini anlaşılıyor. Hazırlık çalışmalarının ülkelerinde yapıldığını işaret ediyor.

"TOPLAM 15 KİŞİDEN OLUŞAN EKİP"
Operasyondan bir gün önce 16:30’da 3 kişilik bir ekip otele yerleştikten sonra konsolosluğa gidiyor. Bir diğer ekip de Belgrad ormanında ve Yalova’da keşiflerde bulunuyor.

Toplam 15 kişiden oluşan bu ekip ayrı ayrı gelip başkonsoloslukta buluşuyor.

Önce Başkonsolosluğun harddiskinde kamera görüntüleri sökülüyor. Akşam saat 17:50’de ülkemiz resmi makamlarına Kaşıkçı’nın zorla alıkonduğuna dair ihbar geliyor.

Viyana sözleşmesi de artık masaya yatırılacak. İlk önce başkonsolosluk çalışanlarına hakkında işlem yapılamıyor.

Araştırma ve soruşturma derinleştirildikçe çeşitli uçaklarla 15 Suudi görevli ve Adli tıpçının ülkemize geldiği ve daha sonra özel uçaklarla ülkemizden ayrıldığı tespit ediliyor.

Dublör ve yanındaki şahsın da akşam Riyad’a hareket ettiği görülüyor. Riyad önce iddiaları tümüyle reddediyor. Başkonsolos Reuters muhabirine 6 Ekim’de kendini savunmaya çalışıyor.

Olay günü konsoloslukta çalışan personel bir odada denetleme bahanesiyle oda da tutuluyor. Bir diğer personel grubuna da izin veriliyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum