Erdoğan kazanmıştır...

Erdoğan kazanmıştır...
Ortadoğu'da oynanan oyunun bir karesini daha izlediğimiz 9 Ekimden bu yana yaşananlar Başkan Erdoğan'ın kazancıyla son bulmuş demesek de devam ediyor.

Ortadoğu'da oynanan oyunun bir karesini daha izlediğimiz 9 Ekimden bu yana yaşananlar Başkan Erdoğan'ın kazancıyla son bulmuş demesek de devam ediyor.
YPG-PYD nin Amerika üzerinden muhatap alındığı da görünen bu süreçte kazancına kazanç katan Erdoğan'ın bu kazancını daha da arttırmak için yeni bir seçime gideceğini de hesaba katmak lazım.
Bunu Amerika Başkanı Trump'ın şimdiden ilan ettiği"Erdoğan gelecekte de kazanacak"söyleminden anlayabiliriz.
İç politikadan sıkıştığı, yalnız kaldığı ileri sürülen ve bu nedenle savaş dahil her alternatifi değerlendireceği söylenen ve bunun Sason çırpınış olacağını ileri sürenlerin bir kez daha yanılıp, yenildiği son Suriye operasyonu Erdoğan'a yeni bir güç katmıştır. bu güçle de başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde her an gidilebilecek olan yeni bir seçimle kazancına kazanç katacağını da hesaba katmak gerekir.
Orta Doğu satrancının hamlelerini iyi oynayan aynı Erdoğan bu gün Gaziantep'de, Şanlıurfa'da olası bir iç çatışmayı da bir kez daha kilometrelerce öteye Suriye'nin derinliklerine atmıştır.
Oynanan bu satrançta dik durmanın önemi bir kez daha anlaşılırken dün ele aldığım yazımda belirttiğim gibi kendisini yalnız bırakmaya çalışanlar da gereken     tokatı yemişlerdir.
Aynı Erdoğan'ın unuttuğuna veya unutturulduğuna inandığım hatta gördüğüm Feto olayında ciddi anlamda bir kez daha yapışması elzem olurken Ortadoğu'da ki karanlık oyunun asıl fırsatçılarının Fetocu olduğunu da unutmamak gerekir.
Çünkü aynı, Erdoğan'ın üzerinden oynanmak istenen tüm bu oyunların arkasında Fetocuların yanı sıra Feto ile iş birliği içinde olan Ulusalcılardır.
Karanlık oyunu da bozmanın yolu okyanus ötesi ve iç politikayla ilgilenmektir..

Şehrin sorumlusu sadece 
siyasiyöneticiler değildir...

Dünkü yazımda olduğu gibi bugünkü yazımıza da bir iki soru ile başlamak isterim.
Çünkü konunun daha iyi anlaşılması için bu sorulara verilecek cevaplar çok önemlidir..
Soru 1: Yaşadığınız kentin Valisini ne kadar tanıyorsunuz, ismini biliyor musunuz, ne zaman atandı?
Soru 2: Sorunlarınızın çözümünde Validen de daha çok yetkili olan kaymakamın adı nedir, kaymakam bey ne zaman ilçeye atandı? Kaymakamlık nerededir?
Bu sorularımıza çoğumuzun cevap veremeyeceğini bilen biri olarak aşağıdaki yazımı bir kez daha okumanızı ısrarla tavsiye ederim.

Sadece siyasi yerel 
yöneticiler mi sorumlu?

Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde gözler kimin belediye başkan adayı, kimin belediye meclis üyesi veya kimin muhtar adayı olacağına dönmüş durumda.
Seçimlerin yaklaşması ile doğal bir durum olarak karşıladığımız bu bakışın asıl bakmadığı diğer bir yönde seçilmişlerin seçildikten sonra karşılaştıkları ilginç durum olmalıdır.
Ve seçilmişlerde daha etkili, yetkililer olduğunu bilmek gerekir..
Çünkü bu ülkede halkın oyları ile seçilen ve sözde demokrasinin gereği olan belediye başkanı, belediye meclis üyesi ya da muhtar seçilmenin yeterli olmadığını da bilmek gerekir.
Neden mi?
İşte tam da bu noktada Başkan Erdoğan’ın da şikâyetçi olduğu ama taahhüt etiğinin aksine azaltmayıp, var olanlara yenilerini eklediği bürokrasi imparatorluğu ve bürokratların gizli iktidarı burada da önümüze çıkıyor.
Evet siz aday olmayı düşünebilirsiniz, halkta sizi seçebilir..
Ama o makamlara oturduğunuz gün karşınıza vilayetse vali, ilçe ise kaymakam ve müdürler çıkar..
Ve siz iktidarın belediye başkanı, belediye meclis üyesi ya da muhtarda olsanız ‘Mülki Amir’ denen kişi sizin o kafanızdaki plan ve projeleri istediğiniz gibi hayata geçirmenize ya yardımcı olur ya projelerinize engel çıkarır, olmadı geciktirir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.