Mehmet Mert
Narin'ler hep katledilecek, bizler sadece konuşacağız
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos günü kaybolan Narin Güran'ın ölümü ülke olarak hepimizi derinden yaraladı.
Her ne kadar bir itirafçı bazı şeylerden bahsetse de henüz ben net olarak konuşulanlardan, bahsedilenlerden, açıklananlardan şüpheliyim.
Bir şey anlamış değilim.
Ortada ciddi yalanlar var, sahtekârlar var.
Ek savcı ve hakim görevlendirilse de aralarında Narin’in öz annesi, babası, kardeşlerinin de içinde olduğu 24 şüpheli gerçekleri konuşmuyor.
Kime inanacağımızı bilmiyoruz.
Birisi kalkıyor bir şey söylüyor, ertesi gün kendi söylediğini yalanlıyor.
*
Narin ortadan kaybolduktan tam 20 gün sonra, Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Narin Güran'ın son görüldüğü kıyafetle çuval içinde bulunduğunu, üzerinin taş ve ağaç dalları ile kapatıldığını açıklamıştı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç dün, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bir Cumhuriyet başsavcı vekili ile 3 Cumhuriyet savcısı daha görevlendirildiğini duyurdu.
Gözaltına alınanlar arasında Narin Güran'ın annesi, babası, iki ağabeyi, üç amcası ve tutuklanan amcası Salim Güran'ın eşi de var.
İki ağabeyden biri daha önce gözaltına alınmış ve kolundaki ısırık izine rastlanmış, İstanbul Adli Tıp Kurumunda yapılan işlemlerde izin Narin Güran'a ait olmadığı belirlenerek serbest bırakılmıştı.
Narin'in öldürülmesine ilişkin itirafta bulunan şahıs ise tutuklandı.
Bu kişi sorgusunda, "Muhtar (Amca) cesedi çuval içerisinde bana verdi. Çuvalı alıp dereye götürdüm ve gömdüm. Bunun için bana 200 bin lira vereceğini söyledi” dedi.
Aynı kişi daha sonra para almadığını tehdit edildiği için bu işlemi yaptığını açıkladı.
Narin 5. gün bulunmuşmuş!
Bu yazıyı yazmaya başladığımda izlediğim ‘Demtv’ isimli youtube kanalında ise korkunç bir iddia yer alıyordu. 2020 yılında Tuğgeneral iken emekli olduğunu söyleyen ve ismini vermeyen şahıs Narin’in kaybolduğu günün beşinci gününü altıncı güne bağlayan gece jandarma tarafından kayalık bir bölgede bulunduğunu, Van 100. Yıl Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi edilmeye çalışıldığını, tedavi edilmeyince bulunduğu yere getirildiğini söylüyordu.
Şimdi buyrun burdan yakın.
Hani bir taraftan yayın yasağı olunca kızıyoruz ama diğer taraftan da önüne gelen kafasına göre konuşuyor.
Bu kişi ismini açıklamıyor.
Yayında Ak Parti Milletvekili Garip Ensarioğlu’na hakaretler ediyor.
Youtube kanalı belli ki yurt dışından bu yayını yapıyor.
Yasak vs. dinlemiyor.
İyi de şimdi bunun adı bilgi kirliliği değil mi?
Madem söylediğinden o kadar eminsin neden ismini açıklamıyorsun?
Neden 5. gün bulunduğunda konuşmadın?
Hem emekli tümgeneral olduğunu söylüyorsun hem de 15 gün sonra insanlara bu bilgiyi (tabi bilgi doğru ise) veya bu iddiayı dile getiriyorsun.
*
Bakın arkadaşlar, Narin’ler hep ölecek bizler sadece boş konuşacağız.
Sadece birbirimizi kandıracağız, birimizi oyalayacağız, birimizi suçlayacağız.
Ama elini taşın altına koymaya gelince hep başkası yapsın diyeceğiz.
Ne zaman ki inanarak, dürüstçe, namusluca, mertçe, korkmadan çevremizde olan bitene tepki koymayı öğreniriz.
Başkalarının acısını kendi acımız gibi hissederiz.
İnsan olmayı öğreniriz.
İşte o zaman belki az da olsa Narin’lerin ölmesini önleyebiliriz.
Narin’lerin kaybolmasını engelleyebiliriz.
Aksi halde sadece ve sadece boş konuşuruz.
Gürültü yaparız.
Bir kaşık suda kıyamet koparırız.
*
Çocuk cinayetleri konusunda ne kadar sicili kabarık bir ülkeyiz.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2023 raporuna göre 2023 yılında çocukların cinsel istismarı suçu ile ilgili gelen dosya sayısı 66 bin 138’e ulaştı.
2023 yılında 14 bin 919 “çocukların cinsel istismarı” suçundan açılmış dava karara bağlanmış.
2022 yılında öldürülen kadın sayısı 334’dü. 2021’de 280, 2020 yılında 300 kadın cinayete kurban gitti.
Kadın ve çocuk ölümleri, kadın ve çocuk tecavüzlerinin temel kaynağı, kadını ve çocuğu kendi malı, mülkü olarak gören erkek egemenliğidir.
Siz bu egemen anlayışı değiştirmediğiniz sürece Narin’lerin ölümünü de engelleyemezsiniz.
*
Kısa sürede Narin’i de unuturuz.
Narin’e yapılanları da.
Narin’in katillerini de.
Ta ki başka acı hikayelere kadar.
Tıpkı daha önceki Narin’lerde yaptığımız gibi.
Narin’lerin suçu kaderleri.
Doğduğu topraklar.
Sahip oldukları aileler.
Yaşadıkları coğrafyalar.
Sahiplendikleri toplum.
Narin’in ölümüne kadar bazı tedbirler alınsaydı, bazı radikal düzenlemeler yapılsaydı 8 yaşındaki bu kız evladımız bugün okulunda, sınıfında olacak, yaşama sıkı sıkı sarılarak gelecek hayalleri kuracaktı.
Bugün yine tedbirler ve radikal önlemler almaz isek gelsin sıradaki Narin’ler!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.