Serhat Öztürk

Serhat Öztürk

Sel felaketi!

Türkiye maalesef doğal afetlerin bolca yaşandığı bir ülke. Ewn başta deprem olmak üzere, sel, su baskını, toprak kayması...

Daha geçtiğimiz günlerde Trabzon'un doğu bölgesidne 3 saat boyunca yağan aralıksız yağmur birçok bölgede sel felaketine, toprak kaymasına ve su baskınlarına neden oldu. Maalesef 65 yaşında bir vatandaşımız sel sularına kapılarak hayatını kaybetti. Karadeniz Bölgesi'nde elbette çok daha büyük afetler yaşandı. Çok sayıda insanımız feci şekilde can verdi. Peki yıllardan beri süregelen bu afetlere ne gibi önlemler alıyoruz? Daha büyük bir felaket yaşanmaması için neler yapabiliriz?

Hepimiz biliyoruz ki Türkiye'de afete karşı hazırlık dendiği zaman ilk akla gelen afetten sonra yapılacak çalışmalardır. Aslına bakarsanız afetten önce yapılacak çalışmalara hem can kaybını azaltacak hem de hayatımızı olumsuz etkilemeyecektir.

Şimdi bir uzman görüşlerine başvuralım;

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, yol seviyesinde veya altında bulunan yapılarda mutlaka su birikintilerine karşı koruyucu önlemler alınması gerektiğine işaret ederek, “Minimal düzeydeki yağışlı havalarda bile gözlemler yapılarak, suyun biriktiği alanlar basit şekilde keşiflenebilir. Böylece basit haliyle olası büyük yağışlarda veya sel durumlarında karşılaşılabilecek sorunlar ile ilgili önceden hazırlıklı olunabilir. Şiddetli yağışlara bağlı olarak oluşabilecek su birikintilerinde suyun bulanıklığı nedeniyle derinliği kestirmek mümkün olmayabilir. Bu nedenle, su birikintisi derinliği ayakkabımızı geçmiyor olsa dahi kontrolsüzce basmamak gerekmektedir. Mutlaka bir kılavuz çubuk edinilmeli ve birikinti içerisinde yürünecek ise kılavuz çubuk ile kontrollü şekilde ilerlenmelidir” diyor.

“Binalarda ani yağmur ve su basmalarına karşı hangi önlemler alınmalıdır?” sorusuna cevaplayan Uçan, “Yapıya zarar verebilecek suyun birikmesi önlenerek, uzaklaştırılması sağlanmalıdır. Ayrıca düzenli olarak bu sistemlerin sürekli olarak kontrol edilerek, su ile taşınan malzemelere bağlı tıkanma ve taşma olasılıkları da indirgenmelidir. Evlerde ve işyerlerinde yağmur veya sel sularının geri akmasını önleyecek kanalizasyon tuzaklarına ‘kontrol vanaları’ takılmalıdır. Yağmur ve sel baskınları ile sürekli karşı karşıya kalınan yapılarda maksimum su yüksekliğini hatırlatıcı olması için yüksekliği belirten kontrol çizgileri duvarlara çizilebilir. Böylece, hane veya işyeri içerisinde kullanılacak elektrikli cihazların veya elektrik priz konumlandırılması kontrol çizgisine göre yapılabilir. Kıymetli veya maddi değeri bulunan eşyaların böyle konutlarda bulundurulmaması, resmi evrakların, araç anahtarları veya ziynet eşyaların ev içerisinde nispeti yüksek bir yerde muhafaza edilmesi ile ev halkı da bu konuda bilinçlendirilmelidir. Mevcut yapılarda taşkın suyunun geri tepmesini önleyecek tadilat ile duvarlar su yalıtım bileşenleri ile kaplanmalıdır. Yağışlı ve sel baskınlarının sık görüldüğü bölgelerde yeni yapılacak yapılarda su yalıtım malzemeleri ve atık su giderlerine kontrol vanaları mutlaka takılarak, gelen suyun tahliye akışı sağlanmalıdır” önerisinde bulunuyor.

“Sel için de acil durum planı oluşturulmalı” didyen Uçan, “Böylece güvenli buluşma noktaları ve sığınma alanları konusunda ortak karar verme, kriz yönetimi ve yardımcı kitler ile her aile bireyine bir sorumluluk atanabilir. Yiyecek, su, ilaçlar, el fenerleri, piller ve ilk yardım çantası gibi temel malzemeleri içeren acil durum kitleri ve malzemeleri hazırlayın. Herkesin bir sel acil durumu sırasında ne yapacağını bilmesini sağlamak için her aile üyesine roller ve sorumluluklar atayın. Binaların çatı ve çevresinde su baskınına karşı genellikle yapılan olukların sıcak havalarda kuraklığa bağlı olarak tıkanması muhtemeldir. Bu nedenle, belirli aralıklarla oluklardan su akışını sağlayarak kuruyan maddelerin çözülmesi sağlanmalı ve olası tıkanıklık durumlarının önceden tespit edilerek, baskınlar önlenmelidir” ifadelerini kullanıyor.


İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünden Arş. Gör. Dr. Tuğçe Oral da yaptığı değerlendirmede, kullanılan elektrik tesisat kablolarının yeterli şekilde korunarak muhafaza edilmesi, her vardiya öncesinde fiziki olarak aşınma ve yıpranmaların kontrol edilmesi gerektiğine işret ederek, “Yağışlı havalarda süresi ve şiddeti önceden kestirebilmek mümkün olmadığından mutlaka açık alanda elektrikli aletler ile yapılan çalışmalara ara verilmelidir. Eğer, ani bir şekilde bastıran yağmur veya su taşkını durumu var ise enerji hattının kesilmesi bu konuda yetkili personelin eğitilmesi olası durumda bilinçli hareket etmesi sağlanmalıdır. Şantiyelerde giyilmesi önerilen iş ayakkabıları yalıtkan özellikte olup, bu nedenle herkes tarafından giyilmesi önem taşımaktadır. Su seviyesinin yükseldiğinin fark edilmesi durumunda mutlaka yüksek alanlara doğru gidilmeli, elektrikli tüm cihazlardan uzak durulmalıdır. Eğer, görüşün kısıtlı olduğu bir yer ise el feneri kullanılmalıdır” uyarısını yapıyor.


İşte uzmanların görüşü; ne kadar dikkate alınır bilmiyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serhat Öztürk Arşivi