Ekrem Gökhaner
Türkiye’de güneş enerjisinin dünü, bugünü ve yarını
Türkiye, dünya enerji politikalarındaki değişim ve artan enerji talebiyle birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, özellikle güneş enerjisi konusunda son yıllarda ciddi adımlar atmıştır. Sahip olduğu coğrafi avantaj, güneş enerjisinden yüksek verimlilikle faydalanmasını mümkün kılarken, bu potansiyelin değerlendirilebilmesi için atılan adımlar tarihsel olarak pek de hızlı gerçekleşmemiştir. Peki, Türkiye'nin güneş enerjisi serüveni nasıl başladı, bugün ne noktada ve yarın bizi neler bekliyor?
Dünü: Geç başlayan büyük fırsat
Türkiye, güneş enerjisi potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülke. Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, güneşlenme süresi ve ışınım miktarı bakımından avantajlı bir konumda. Türkiye, yılda ortalama 2.737 saat güneşlenme süresine sahip, bu da günde yaklaşık 7,5 saat güneş enerjisinden faydalanma anlamına geliyor. Yıllık güneş ışınımı ise metrekare başına 1.527 kWh olarak hesaplanmakta. Ancak bu büyük potansiyel, uzun yıllar boyunca yeterince değerlendirilememiştir.
Güneş enerjisi yatırımları Türkiye’de ilk olarak 1970'li yılların sonunda başlamış, ancak bu süreç, uzun bir süre boyunca akademik araştırmalarla sınırlı kalmıştır. Türkiye'nin 2000’li yıllara kadar enerji politikası, büyük oranda fosil yakıtlara bağımlıydı ve yenilenebilir enerjilere yeterince yatırım yapılmamıştı. Bu dönemde enerji talebinin büyük kısmı doğalgaz ve ithal kömürle karşılanırken, güneş enerjisine yönelik çalışmalar küçük çaplı projelerle sınırlıydı.
Ancak 2010’ların başına kadar güneş enerjisindeki gelişmeler oldukça sınırlı kaldı. Enerji piyasası üzerinde devletin ciddi kontrolü vardı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar kısıtlıydı. Bununla birlikte, enerji ithalatına bağlı dış ticaret açığı, Türkiye'yi yenilenebilir enerji politikalarına yönelmeye zorladı.
Bugünü: Hızlı büyüme ve rekor yatırımlar
2010'lu yılların başından itibaren, Türkiye’de güneş enerjisine olan ilgi artmaya başladı. Özellikle 2013 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) gibi teşvikler, güneş enerjisi yatırımlarında büyük bir sıçrama yarattı. Bu mekanizma ile güneş enerjisi yatırımlarına 10 yıl boyunca devlet tarafından sabit bir alım garantisi sağlandı. Bu teşvikler sonucunda, 2015 yılı itibarıyla güneş enerjisinde 249 MW olan kurulu güç, 2020 yılına gelindiğinde 6.667 MW’a kadar çıktı.
Bugün Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücü 2024 itibarıyla yaklaşık 10.000 MW’a ulaşmış durumda ve bu rakam her yıl hızla artmaktadır. Türkiye, 2023 yılı itibarıyla, güneş enerjisinden üretilen elektrikte %8 oranında bir paya sahiptir. Bu oran, 2010’ların başında %1 bile değildi. Yani, güneş enerjisi, Türkiye’nin elektrik üretiminde giderek daha önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
Yarını: Büyük hedefler ve inovasyon
Türkiye’nin 2030 ve 2050 hedeflerine bakıldığında, yenilenebilir enerjinin toplam enerji üretimindeki payını daha da artırmak istediği görülüyor. 2030 yılı itibarıyla, güneş enerjisinde toplam kurulu gücün 30.000 MW seviyesine ulaşması hedefleniyor. Bu hedef doğrultusunda hem devlet hem de özel sektör, güneş enerjisine yönelik büyük yatırımlar yapmaktadır. 2024 itibarıyla kurulan ve her yıl düzenlenen YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) projeleri, Türkiye'nin güneş enerjisindeki büyümesinde kilit rol oynamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.