Veganizm için mücadele sözü

Veganizm için mücadele sözü
Hayvan Özgürlüğü Kolektifi, (HÖK) Türkiye’de hayvanlara özgürlük ve eşitlik hakkının tanınması için mücadele eden bireylerin bir araya geldiği kolektiflerden biri. 2019 yılında resmen ve fiili olarak kurulan aktif olarak veganizm felsefesini savunan grup, veganizmin toplumsal mücadelede yaygınlaşması için faaliyetler yürüteceğini dile getirdi.

Geleceğin hür ve adil toplumunu inşa ederken en asgari şartın “vegan olmak”tan ileri olduğunu bildiren ve Kadıköy'de bir araya gelen HÖK kolektif üyeleri; diğer vegan topluluklardan farklı olarak toplumdaki “eril tahakküme, homofobiye, transfobiye, emek sömürüsüne, gericiliğe ve ırkçılığa  karşı” da yürüttükleri mücadeleden taviz vermediklerini; toplum içinde ayrımcılığa ve zorbalığa maruz kalan tüm hayvan ve insan bireyleri savunmakla yükümlü bir ideolojide buluştuklarını dile getirdi.  İlerleyen günlerde çeşitli sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek savundukları ideolojinin “vegan olmakla” buluşmadığı takdirde toplumun tüm üyeleri için mutlak özgürlük ve barışçıl ortamın sağlanamayacağını tartışmaya açmayı planladıklarını belirttiler. Kolektif üyeleri taşıdıkları bu bilincin toplum içerisinde yer almasının yürütülecek aktivizmle gerçekleşeceğini gerekirse toplumun aile üyeleri, çocuklar ve toplumdaki tüm özgür bireylerle bir araya gelip bunu paylaşmanın yollarını yaratmaya çalıştıkları bir sürecin içerisindeler.

Vegan bir toplum şartı

Konuya ilişkin açıklama yapan HÖK kolektif üyeleri şu bilgileri paylaştı; “Günümüzde kimilerine ütopik gelen bu düşünce çeşitli tıp ve bilim kurumları, saygın eğitim enstitüleri, ekoloji araştırmacıları vb. tarafından yürütülen çalışmaların sonucunda da gelecekte “vegan bir toplum” inşa edilmedikçe ve kaynaklarımızı kullanmanın adil yollarını bulmadıkça üzerinde yaşadığımız Dünya’yı yaşanamaz bir cehennem haline getirmekten kurtaramayacağımızı bildirmekteler.  

Örneğin, 2018 yılında Oxford Üniversitesi bilim insanlarının Science Dergisinde yayınlanan makalesine göre atılabilecek “tek ve en büyük adımın vegan olmak” olduğuna işaret ederken; Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) 2016’da yayınladığı raporda insanlardaki tüm enfeksiyon hastalıklarının yüzde 60’ı, ortaya çıkan tüm bulaşıcı hastalıkların yüzde 75’inin zoonoz yani hayvansal kaynaklı olduğunu; Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ise yeni ve ortaya çıkan 4 hastalıktan 3’ünün hayvanlardan geldiğini ilan etmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ne göre et yemek ile sigara içmek neredeyse aynı efektif etkilere sahip. Bunun yanı sıra dengeli ve çeşitlendirilmiş bir vegan beslenme, sadece başka hastalıklarının evrimini durdurmakla kalmayıp onları tersine de çevirebildiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sorumlu Tıp için Hekimler Komitesi (PCRM), İngiliz Diyetetik Derneği ile Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi gibi öncü kuruluşlara göre bitkisel beslenmenin çocuklar ve yaşlılar dahil her yaştan insan için uygun olduğunu bilimsel makaleleriyle ve çeşitli basın bültenleriyle halka bildiriyor.”

İnsanlar kendi sonunu hazırlıyor

İnsanların şu anki yaşam formlarıyla kendi sonunu tüketmek dışında bir adım atmadığını vurgulayan Kolektif üyeleri, “Hayvanların gıda, kozmetik, giyim gibi çeşitli sektörlerce kaynak olarak kullanımının kişisel bir tercih olmanın çok çok ötesinde olduğunu gözler önüne seriyor bu çalışmalar. Yaşadığımız, yetiştiğimiz toplumda veganizm gibi bir felsefeyi ahlaki gereklilik olarak görmek çoğu ‘insan’ tarafından zor olsa da varlığımızın kudretini sağlayan, yaşam enerjisini bu şekilde tüketerek kendi sonumuzu hazırlamaktan başka bir şey yapmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kim bu veganlar?

“Kim bu veganlar?” sorusuna da yanıt veren kolektif üyeleri, “Toplumsal hiyerarşide hayvanların kısıtlanmış bireysel hak ve özgürlüklerinin hayvanlara tekrar geri verilmesi adına, hayvan hakları ve özgürlüğü için mücadele eden; vegan olmayan toplumda hayvanların kullanımı ve sömürüsünü tamamen reddeden kişilere vegan denmektedir. Veganlık, hayvanların acıyı ve hazzı deneyimleyen, hissedebilen bireyler olmalarından hareketle köle, eşya, meta veya yemek olarak kullanmamayı amaçlayan etik/politik bir duruştur” dedi.

HÖK’ün yayınladığı manifestodan

HÖK üyeleri yayınladıkları manifesto da ise şu bilgileri paylaştı; “Bizler feministler, ekolojistler, LGBTİ+’lar, seks işçileri, emekçiler ve ezilen halklar olarak insan harici hayvanların özgürlüğü için mücadele eden devrimci veganlarız. Çizgimiz doğrultusunda, politik bir mesele olarak veganlığı savunuyoruz ve bütünleşik eşitlik mücadelemizi sürdürüyoruz. Devrimci hayvan hakları savunucuları olarak radikal eşitsizlikler çağında en radikal şekilde eşitliği savunuyoruz. Gelecek için devrime ihtiyacımız var. Devrim ise insan harici hayvanların köle olarak kaldığı bir dünyada gerçek anlamını asla bulmayacaktır. İşte tam da bu yüzden mücadelemiz toplumdaki insan ve insan harici her birey acısız, sömürüsüz, özgür ve eşit yaşam hakkını elde edene kadar bitmeyecektir.  Bir dünya hayal ediyoruz, bu dünyayı kuracağımızı biliyoruz. Düşlemek yetmez, harekete geçmeliyiz. Dünyanın bütün ezilenlerini birleşmeye ve birbirini savunmaya çağırıyoruz. Ölümden, sömürüden yana değilsek yaşamdan yana olalım ve vegan devrime kulak verelim. Devrimci bir kopuş gerçekleştirelim. Örgütlü kötülüğün karşısında iyiliğin sıradanlığını örgütleyelim. Eşitlik anlayışımızı dünyanın tüm varlıklarına doğru genişletelim. Yaşasın bütünleşik eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!”

Aktivistlerin mesajları

Funda Gül Özdem. İngilizce Öğretmeni, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu: 
“Sınıfsız, sınırsız, özgür vegan bir dünya için veganım.”

Cem Artan. Gazeteci Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu ve Gazi Üniversitesi’nde Yüksek Lisans öğrenimini sürdürmekte:

“Mezbahalar kapanana dek barış olmayacak .”

Nergis Dokman. Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulu mezunu:
“Statüsü ‘mal’ olarak tanımlanan hayvanlar ‘doğuştan gelen haklara sahip ve duyguları olan hissedebilen bireylerdir’ olarak tanımlanmalıdır.”

Ozan Aybar. Forest Green Rovers (ilk vegan futbol takımı) taraftarı: 
“İnsan harici hayvanları kürklerini, derilerini, tüylerini giyim başta olmak üzere çeşitli amaçlar için yetiştirmek/üretmek kesinlikle yasaklanmalıdır.”

Lila Okyanus. Anadolu Üniversitesi/Sanat Tarihi mezunu ve halen sürmekte olan Veteriner Sağlık  ve Laborant Bölümü Öğrencisi:
“Hayvan Deneyleri yasaklanmalı, hayvan kullanılmayan bilimsel metotlara hızla geçilmelidir. İnsan harici hayvanlar üzerinde deney yapmayı reddetmek ‘vicdani red’ kapsamına alınmalıdır.”  MERVE MERT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.