Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Gündemde olan

Son günlerde spor ve özellikle profesyonel futbol ve de mili oyuncuların hem oyun da hem de yaşamda yaptıkları dikkatinizi çekmiştir. Yurt içi karşılaşmalarda karşı takımı küçümseme ve spora yakışmayan tavırları gündelik yaşama da yansımakta. Her zaman spor kulüplerinin vitrininde bulunan bu oyuncular nedense özel yaşamlarına dikkatsizler. Profesyonel futbol tarihinde Metin Oktay ve Metin Kurt hem saha içinde hem saha dışında keza hem kendi taraftarları hem rakip takımın taraftarları tarafından hala saygıyla anılıyorsa “iki Metin”in yaşamlarına baksınlar.  
Günümüzde mahalle kabadayısı bitirim delikanlıları gibi afili tavırlar sergileyen sporcu topluluğu içinde ki bazı kişiler var ki bunlar halen itibar görmekte. Sporcu topluluğu içinde bu kişiler spordan çok başka “kirli” işlerle meşguller. Bu nedenle sporcular kendilerine örnek alacak kişiyi iyi seçmeli. Halkımızın bildik bir sözü vardır kişi her ne yapıyorsa  “eline, beline ve diline” hâkim olmalı. Günümüzde hala Baba Hakkı, Büyükadalı Lefter, iki Metin ve 1903 de kurulan kulübün kurucularından ilk hava pilot şehidimiz Yüzbaşı Fethi toplumda değer bulunup anılıyorsa bir değer yaratmışlardır. Ya bunları örnek alacaksın ya da pavyon kabadayılarını. 
Geçenlerde fahiş fiyatlarla transfer yapılıp yüksek paralar ödenen oyuncuların bazıları “milli” maçta gösterdikleri performans aldıkları para ve gördükleri itibarla hiç uzaktan yakından alakası yok. Bu oyun ve önceki maçlarla “milli” maçlarda küme düştükleri beyan edilmekte. Uluslararası maçlarda ulusal takımda amatör oyuncuların oynanması zamanı geldi. Hem para ve itibar verilen oyuncu ve teknik adamlar(?) yeteri kadar sorumluluk sahibi olamamışlar, mahalli ligde oynayan amatör oyuncular en az bunlar kadar performans gösterir, yetkililer bu konuda radikal tavır alabilmeli.
***  
“Fırat’ın kıyısında bir kuzu kaybolsa” haberimiz olur diyen çok vardır. Ya da “emek, ekmek ve özgürlüğü” şiar edinenlere kim olursa olsun iktidar sahipleri hep şiddetle karşılarken, komşunun muhalifini hep desteklemiştir. Dünün deve çobanları bugünün petrol zengini bir ülkenin gazetecisi/muhalifi bizim ülkemizde kendi elçiliğinde birden sırra kadem basıyor. Bu gazeteciyle ortak noktalarımız yok ama ülkede kimin ne yaptığını ne yazdığını, ne konuştuğunu sosyal medya dâhil her şeyi takip eden kurumlar nedense dün olduğu gibi bugünde iktidarın dostlarını hiç mi hiç, izlemiyor ve takip     etmiyor. 
Yıllardır kayıp olan çocukları için her hafta aynı yerde basın açıklaması yapan “cumartesi annelerinin” bir biriyle haberleşmelerini bile takip eden kurumlar nedense ülkemizdeki Suudileri takip etmiyor. Burada güvenlik/emniyet zafiyeti olabilir mi? Ceza yasalarında yıllardır bir olaya fiili karışan kadar göz yuman destek veren de suçludur diyerek 12 Eylül yargılamalarında binlerce anne, baba ve kardeş cezaevinde yattı ve ceza alırken bu Suudi gazetecinin kaybolmasından ülke güvenlik güçleri, istihbarat ve devlet yöneticileri suçlu olamaz mı?
***
Geçenlerde yakın bir dostum “zenginin parasıyla yoksulun oyunu alan” politikacıların(?) son yıllarda her yıla bir seçim sıkıştırmakta olduğunu söyledi. Devleti yöneten güçler kendi içlerinde güvensizlik yaşadıklarından (hatta ihanete uğradıklarından) güven tazelemek ve itibarını arttırmak için yetki üzerine yetki alarak seçimler         yapmakta. 
Önümüzdeki günlerde yerel seçimler yapılacak ve her partinin onlarca başkan ile yüzlerce meclis üyesi aday adayı var. Bu aday adayları içinden aday seçecek yurttaşın karşısına koyacak ama kimi?
Ülkemiz ekonomik dar boğazdan geçiyor, piyasada nakit sıkıntısı olduğu kadar üreticiler üretemiyor, üretenlerde haklarını alamıyor, enflasyon almış başını gidiyor, çalışanlar yoksulluk ve açlığa mahkûm. Ülkemiz ekonomik krizle boğuşurken meclisteki birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve diğer partilerin üyeleri nereden buldukları şaibeli parayla aday adayları olmakta. Ülkeyi yönetenler ekonomik krizle karşı önlem ala dursunlar bu aday adayları seçim harcamaları yaparak enflasyonu daha da arttırmıyor mu?
Daha adaylara gelemedik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi