Gündemimiz neden çok sık değişiyor?

Bir kalkıyoruz; dolar yükselmiş, altın yükselmiş, mazota zam gelmiş, elektriğe zam gelmiş, eyvah battık.

Bütün gün her birimiz bu zamlarla hop oturuyor hop kalkıyoruz.

Gün geçmeden anında bir başka gelişme oluyor.

Delinin biri ortaya bir bomba atıyor.

80 milyon bir türlü o bombayı kaldıramıyoruz gündemden.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kar yağdığında balıkçıya gitmiş.

CHP Milletvekili Gürsel Tekin kendisinden 26 yaş küçük birisi ile üçüncü defa nikâh masasına oturmuş.

İyi Parti ittifaktan ayrılacakmış.

HDP ittifaka bu defa açıkça ortak olacakmış.

DEVA ile GELECEK birleşecekmiş.

Gülşen konserde çok açık kıyafet giymiş.

Hadise evlenecekmiş.

Fenerbahçe çok kötü gidiyor.

Galatasaray küme düşecek.

Trabzonspor bu sene de Konya’ya takılacak.

*

Tamam bütün bunlar konuşulmalı.

Okunmalı.

Yazılmalı.

İyi de arkadaş, açıyorsunuz şu televizyon kanalı, haber kanalı görünümlü ekranları.

Her birinde kelli felli 5-6 adam.

Oturuyorlar - abartmayalım akşam 8’den gece yarısını geçene kadar – 5-6 saat bu gündeme düşen haber başlıklarının sadece bir tanesini konuşmaya başlıyorlar.

Hem de öyle böyle değil.

Hani bir ara spor stüdyosu vardı TRT’de.

Kulakları çınlasın, çoğunlukla Tansu Polatkan sunardı.

O gün her spor karşılaşmasının gollerini verdiğinde her golden sonra ‘karşılaşmanın şu dakikalarında atılan golle’ diyerek her golde mutlaka; karşılaşmanın kelimesini kullanırdı.

Ve ne zaman Tansu Polatkan ‘karşılaşmanın’ derse anlardık ki gol olmuş.

Şimdi bizim yorumcular ne zaman ekranlarda bir konuyu konuşmaya başlarlarsa ben anlıyorum ki boş konu.

Sanal gündem.

Boş muhabbet.

*

Tamam diyeceksiniz sen de Flaş TV’de yorum yapıyorsun.

Aynı şeyleri konuşmuyor musun?

İzleyenler Allah için konuşsun.

Her Perşembe günü sadece saat 14’den 15’e kadar konuşuyoruz.

Bir konuyu en fazla 15 dakika tartışıyoruz.

Üstelik Gülgün Feyman’ın programının adı ‘Beni İkna Et’ olmasına rağmen çok fazla kimseyi ikna etmeye uğraşmıyoruz.

Arada bir konuk da alıyoruz yayına.

Tabi ki insanların bilmesi gerekenleri konuşmalıyız, yazmalıyız, çizmeliyiz.

Ama.

Gerekenden fazla zaman diliminde ve gereksiz bilgiler ile insanları 5-6 saat ekranlara dikerek inanın bana o insanlara hiçbir bilgi veremezsiniz.

*

Yazımızın başında dedik ya; gündemimiz neden sık sık değişiyor?

Veya bu gündemi kimler değiştiriyor?

Öncelikle bir ülke medyasının yüzde 90’ından fazlası iktidarın kontrolünde ise o gündem iktidar nasıl isterse öyle ilerler.

Bunu asla unutmamak lazım.

Sonra bu medyanın yazanları, çizenleri, konuşanları yine o iktidar kontrolünde ise buradan da sağlıklı sonuç almak mucize.

İyi de ne yapmalı peki değil mi?

Şunu yapmalı.

Bir yolunu bulup birey olmayı başarmalı.

Birey olacak evlatlar yetiştirmeli.

Birey olmayı başaranlar ile birlikte organize olmalı.

Hareket etmeli.

Bunlar yapılırsa belki birey olmayı başaramayan insanların seçimlerine maruz kalabiliriz ama en azından otokontrol yine bizde olur.

Kimin ne söylediğinin farkında oluruz.

Kimin ne yaptığını anlarız.

Elimizden belki bir şey gelmez fakat, kendimizi kullandırmaya müsaade etmeyiz…

İyi haftalar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi