Güneşten yararlanma hakkı

Bir insanın Hz. Ali’ye veya Mevlana’ya 10 lira borcu olması ile Ebu Cehile veya Hitler’e 10 lira borcu olması arasında kul hakkı açısından hiçbir fark varmı dır?
Yoktur tabiî ki..
Borcumuz olan insanın dini, milliyeti, mezhebi, ideolojisi, mümin veya ateist olması borcun önem derecesini değiştirmez. Kul hakkı kul hakkıdır...Devlet hizmetini vatandaşın ayağına götürürken de aynı şekilde davranır...Hizmet alma hakkı açısından oy verenle vermeyen arasında fark yoktur. 
Osmanlı Devleti hakikaten sadece dini, milliyeti ayrı insanların değil, huzur içinde yaşadığı rüya gibi bir toplum yapısı inşa etmişti. 
Biliyorsunuz, Bursa’daki Ulu Cami’nin içinde namaz mahallinde yapılan şadırvan da zaten, cami için istimlâk yapılırken bir Rum’un yerini isteksiz vermesi üzerine, gönülsüz verilen yerde huşu ile ibadet nasıl yapılır ki düşüncesinden hareketle inşa edilmemiş miydi?
Herkesin Güneş’ten yararlanma hakkı gibi bir şey, tabiattaki adalet.…
Gönül, herşeyde gönül... Mesele gönülleri de tatmin edecek bir düzen oluşturmak…
Peki ya şimdi…. Vurdum duymaz hayatlar, adam sendecilik, düşüncesizlik ve Egoist ama sürekli eleştiren yaşamlar almış başını gidiyor.
Bunun zamanla mekanla alakası yok toplum bilinci ve insani davranışlarla ilgisi var…
Düzelir mi derseniz? Düzeleceğine dair benim şüphelerim olsa da İnşallah düzelir diyerek sözü beklentiyle ilgili bir fıkrayla bırakalım…. 
30 yaşlarında güzelce bir kadın, kucağında bebeğiyle, Ankara Garından otobüse biner. Yanına irikıyım bir adam oturur... 
Otobüs Kızılcahamama vardığında, kadın emzirmek için memesini açar, çocuğun ağzına dayar, çocuk direnir, başını çevirir, kadın sertçe uyarır, 
“Alsana yavrum, bak yoksa amcaya veririm...” Adam çaktırmadan gözucuyla bakar, önüne döner... 
Bolu’ya geldiklerinde, kadın yine memesini çıkarır, çocuk yine direnir, kadın yine uyarır,
 “Al, yoksa amcaya veririm haaa...” 
Adapazarı, İzmit, aynı replikler tekrarlanır...
İstanbul gişelere gelindiğinde, kadın yine “Al, yoksa amcaya veririm” deyince, adam patlar... “
Hanım hanım, vereceksen ver artık, Bolu’da inecektim, senin yüzünden buralara geldim!”
Vesselam..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi