Hak, hukuk, adalet ve Anayasa

Ülkemizde gündem üstüne gündem değiştiriliyor. İktidar ve muhalefet yarattıkları gündemin arkasına düşüp birbirlerine laf yetiştiriyor. Bunlar hakaret seviyesine gelince içinden çıkılmaz bir hal alıyor ve sonuçlanması için yukarıda belirttiğimiz gibi hak, hukuk ve adalete iş düşüyor.

Cumhurbaşkanımız kendisine söylenen ve beğenmediği ne olursa olsun eleştiri sınırına bakılmaksızın herkesi mahkemeye veriyor. En çok dava ettiği kişiler ise muhalefet partisi mensuplarından Kemal Kılıçdaroğlu grup başkanları, milletvekilleri, sanatçılar gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları geliyor. Davalara karşı onlarda hukuk yoluna başvurup üç- beş kuruşluk tazminat davaları açıyorlar.

Olaylara bakıyorum, hani, “İncir çekirdeğini doldurmayan mesele” denir ya tamda o cinsten davalar. “Vay sen bana öyle dedin”,  “Yok ben sana öyle demedim” hakaret ettin etmedin davaları.

Hukukumuzda, göz önünde olanlar, bilinenler ve yönetici konumunda olanlar hakaret içermediği sürece eleştirilirler hükmü var. Hatta bazı durumlarda hakaretimsi sözler ya da yazılanlar için , “Ağır eleştiri” kararı bile verilebiliniyor.

Eski yöneticilerimizde ve geleneğimizde böyle şeyler yoktu. Liderler birbirlerini nezaket ölçüleri içerisinde hakarete varmayan sözlerle eleştirir ve bir arada olur, hal hatır sorarlardı. Günümüze baktığımızda sakin ve ıssız bir yerde bir araya gelseler sanki birbirlerini boğazlayacaklarmış gibi davranıyorlar.

Beyler, bu ülke bizim. Gelecek hepimizin ve çocuklarımızla torunlarımızın. Oturduğunuz makamlar hiç birinize babanızdan miras kalmadığı gibi sizlerde miras bırakamayacağınıza göre, sayın yöneticiler ve talip olanlar derdiniz nedir? Neyi paylaşamıyorsunuz?

Bir araya gelin konuşun, çay kahve için, hal hatır sorun, halleşin dertleşin ve mutlaka bir olurunu bulun ve uygulayın. O adam kayırmalar neyin nesi. İnsanları kamplaştırmanın, ötekileştirmenin anlamı ne? Etmeyin, tutmayın, hepimiz aynı gemideyiz. Batarsak hepimiz batacağız.

Vatan millet konusunda konuşurken mangalda kül bırakmıyorsunuz. Sahiplenmeniz elbette güzel.  Birbirinize düşman olmadığınıza göre, o zaman dost olun. Milleti germeyin, ötekileştirmeyin, kamplaştırmayın, işinize gelmeyince “Terörist” demeyin. Vatan ve milletimize ihanet eden terörist ve vatan haini varsa bir araya gelin ve gereğini yapın. “Mesele vatan ise gerisi teferruattır” lafına uyun ve gereğini yapmak için bir arada olun.

Evet, politikacı olarak gelecek seçimi düşünmeniz doğal ve gereklidir. Bunun için birbirinizi aşağılayıp hakaret etmenize gerek yoktur. Devlet adamı olun ve her şeyi ile ülkenin geleceğini düşünün.

Anayasa meselesi

Son günlerde tartışılan önemli konuların başında Anayasa değişikliği var. Hemen herkes mevcut Anayasayı beğenmiyor. İşin garip tarafı her parti kendine göre, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı bir dönemde, taslak hazırladığını açıklıyor ve Anayasanın değişmesi gerektiğini savunuyor.

 O zaman mesele kolay. Cumhurbaşkanı, TBMM'de grubu olan partilerin ve diğer partilerin başkanları ve o partilerin yönetici ve hukukçularından bir heyeti ve katkı sunmak isteyen STK temsilcilerini davet edip,  genişçe bir masa etrafında toplasın mutabakat  sağlandıktan sonra, partilerin tek başına Anayasayı değiştirmeye yeterli olmadığına göre el ele verip oluşan taslağı parlamentoda kabul etmek zor mudur? Hal böyle olması gerekirken, o zaman boş tartışmalar ne anlama geliyor ki?

Durum böyle olursa TBMM rahat çalışır, hak, hukuk adalet uygulanır. Mesela şu günlerde görüşülmesi gereken fezlekeler talimatla değil, salim kafa ile görüşülür, suçlu görülenlere gereği yapılır olmayanlar ret edilir. Böylece tartışma biter hukuk uygulanmış olur ve vekillerimizde vicdanen rahat olur.

Kuruluş Osman’daki hukuk

Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş öncesini anlatan ve TRT’de yayınlanan Kuruluş Osman dizisinin 17 Şubat günü yayınlanan bölümde yer alan bazı hak, hukuk ve adalet replikleri dikkatimi çekti. Seyredenleriniz olduğu gibi etmeyenler içinde bu kavramların önemle olduğunu, hukuk reformu ve Anayasa değişikliğinin tartışıldığı bu günlerde hatırlatmak istedim.

Osmanlı’yı kuran Osman Bey’e kayın pederi Edep Ali’nin bazı sözleri ve öğütleri şöyle.

Din töre yolunda yürüdüğüne şahidiz. Vardığın yer uçmak ola. Emrolunduğu gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve şöyle de, ‘Allah’ın indirdiği kitaba inandım ve aranızda adaletle hükmetmekle emrolundum.”

Hz. Ayşe’den rivayet olunur ki, “ Kimdir halka yönetici seçilir de onların piri kimse adaletle hükmederse yolu aydınlıktır. Ve kimdir halkın başına yönetici olduğu halde adaleti ve halkın yolunu gözetmezse onun yolu karanlıktır. Yolun aydınlık olsun Beyim.”

 Yine bir bölümde Edebali, “Adalet olmayan yerde gökyüzü üstümüze yıkılır. Devletin dini Adalettir buyurmuş Hz. Ali Efendimiz” der.

Osman Fethettiği Söğüt pazarında gezerken rastladığı Şeyh Edep Aliye, “Şeyhim burada öyle bir düzen sağlanacak ki, nökerle bey eşit olacak. İşte o zaman adalet üstün olacak” diyor.

Hukuk reformunun ve Anayasa değişikliğinin konuşulduğu bu günlerde, yönetenler ve talipler ile halkımızın bilmesini istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi