Halk sokakta salgın atakta

TÜRKİYE'de Corona salgını yeniden hız kazanır, ülkenin dört bir yanı  Coronavirüs haritalarında kırmızıya yeşile boyanırken kimileri de kalkıp Türk Tabipler Birliği kapatılsın diyor. Sağlık bakanı Koca, dikkatiniz çekerim hastane değil yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde 72 lere çıktığını kimi illerde bu rakamların daha yüksek olduğunu söylüyor. Utanmadan sıkılmadan gecelerini gündüze katan, korunaklı giysilerin altında saatler boyu adeta işkence çekerek hayat kurtarmaya çalışan sağlık çalışanları eli öpülesi hekimlerimize laf uzatanların en hafif deyişle Allah cezalarını versin diyorum. Ve ekliyorum. Kovid-19 salgınıyla mücadelenin ön safında yer alıp, gece-gündüz demeden, sevdiklerine hasret kalarak halk sağlığı için çalışan tüm sağlık emekçilerine, onların haklarını her ortamda savunan Türk Tabipleri Birliği'ne şükran borçluyuz. İyi ki varsınız!
 

Sağlık Çalışanları ÖLÜYOR
Geçen hafta COVID-19 nedeniyle kaybettiğimiz yurttaşlarımız  ve sağlık çalışanları anısına saygı amacıyla tüm sağlık kurumlarında siyah kurdele takıldı. Vaka sayıları her geçen gün artıyor. Sağlık çalışanları tükeniyor, ölüyor. Mutlaka toplum olarak öncelikler sağlık çalışanlarını korumak zorundayız.
 

Salgın şiddetleniyor
Artan vakaları ve "İstanbul’da salgın yeniden başladı" söylemlerini değerlendirmek gerekirse aslında salgının yayılmasıyla dikkatlerin diğer illere yöneldiğini vurgulamalıyız. Salgının İstanbul’da etkisi hiç azalmadı. Sadece diğer illerde de vakalar arttı. Bu İstanbul'un iyileştiği anlamına gelmiyor. Hastanelerde doluluk oranları artıyor.Yanlış ve parça parça uygulamalar nedeniyle tablo ağırlaşıyor artık  iktidarın başarısızlığını kabul ederek salgın politikasını gözden geçirmesi gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı yaptığı değişiklikle eskiden şikayeti az olsa bile hastaneye yatırılanları şimdi yatırmıyor evde izole ediyor. ÖncelikleKişinin evde kendini izole edecek imkanları var mı? Buna bakılmıyor. Başlangıçta kullanılan kriterler bugün de kullanılsa hastane yatakları yetmeyecek. Kış mevsimi, okulların açılması, köye ve tatile gidenlerin dönmesiyle İstanbul’da vakaların daha da artacağının gözükmekte. Anadolu'daki yayılım İstanbul’dan sonra geldi. Ama şimdi virüs her yere yayıldı, yaygınlaştı. Günlük can kayıpları 67’ye çıktı, korkarız ki daha da yükselecek.
 

Yanlışların acısı çekiliyor
Tutarsız, yanlış ve parça parça uygulamalar nedeniyle tablo bu noktaya geldi. Zorunlular dışında üretim alanlarının kapanması, testlerin yaygınlaştırması gerekiyor. Ama bugün asıl ihtiyaç Türkiye'nin oturup yeniden bir salgın politikasını gözden geçirmesi gerek. Ne kadar vardı bu politika tartışılır. Ama aklın ve bilimin ışığında tutarlı bir salgın politikası oluşturması gerekiyor. Parça parça, yetersiz önlemler durumu kurtarmıyor. O yüzden iktidarın başarısızlığını görmesi, itiraf etmesi gerekiyor. Oturup bütün bunları meslek odaları, sendikaların katılımıyla yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.
 

Sağlık çalışanları uyarıyor
Sağlık çalışanları , İstanbul’da koronavirüs vakalarının hiç azalmadığını ancak yaz dönemi il dışına çıkışlar ve hastaların evde tedaviye yönlendirilmesiyle hastanelerdeki yükün kısmen azaldığını söyledi. Ancak vakalarda yeniden artış olduğunu gördüklerini belirten yetkililer “Önceden 100 hasta geliyorsa şimdi 300 hasta gelmeye başladı Kovid kliniğine. Yani İstanbul'un yükü hiç azalmadı hatta çoğaldı” açıklamasında bulundu. Kapatılan Kovid servislerinin yeniden açıldığını vurgulanırken "Tüm hastanelerde doluluk oranı artmış durumda. Artık küçük hastanelere de ihtiyaç var" dediler.
 

Şimdi işimiz çok daha zor
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs salgınının başlangıçta İstanbul merkezli bir salgın olduğunu, ancak artık tüm Türkiye’ye yayıldığını belirterek “Şimdi işimiz çok daha zor” dedi. Türkiye'nin test sayısında dünyada 67. sırada olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ceyhan, test sayısının ve test politikasının da değişmesi gerektiğini söyledi. Şimdi birçok ülkenin birinci dalganın içinde ikinci bir artış dönemini yaşadığını belirten Prof. Dr. Ceyhan “Virüsün ilk başlarındaki durumu ile kıyaslama yapıldığında dünya şu anda daha kötü durumda” bilgisini verdi. Türkiye’de vakaların azalmadığının görüldüğü zaman ek bazı önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Ceyhan, “Mesailerin kademelendirilmesi, toplu taşıma araçlarında kalabalığın azaltılabilmesi, toplanmalara sayı sınırı konulması, şehirler arası dolaşımın kontrol altına alınması gerekirdi. Oysa birdenbire tamamen serbest bırakıldı” değerlendirmesinde bulundu. Başlangıçta İstanbul merkezli olan salgının tüm Türkiye’ye yayıldığını anlatan Ceyhan “Şimdi işimiz çok daha zor. Çünkü o zaman tek merkezli, İstanbul ağırlıklı bir salgın vardı, vakaların yüzde 60’ı İstanbul’daydı. Onu izleyen Ankara, Konya, İzmir, Bursa, Kocaeli, Sakarya olmak üzere 6 büyük il vardı. Diğer yerlerde bir iki vaka ya var ya yoktu. Mücadale daha kolaydı, yasaklar vardı, şimdi işimiz daha zor. Çünkü halkın yüzde 100’ü artık dışarıda. İkinci olarak salgın artık tek merkezli değil, tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. İstanbul ile uğraşılan şekilde tüm şehirlerle uğraşmak zorundayız. Yayılımdaki en önemli neden, İstanbul’daki insanların yazın gelmesiyle birlikte kontrolsüz bir şekilde Türkiye’nin her tarafına yayılması oldu” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Türkiye’nin test sayısı ve politikasını da değiştirmesi gerektiğini belirterek “Henüz daha test sayımız yeterli değil, çünkü nüfus başına test sayısı olarak dünyada 67. sıradayız” dedi. Şu an en çok yeni vaka görülen ilin Ankara olduğuna işaret eden Ceyhan “Eğer, kontrolsüz bir şekilde şehirler arası seyahat devam ederse göreceğiz ki birkaç hafta sonra İstanbul da İzmir de aynen Ankara’nın yaşadığı bu ikinci artışı yaşayacak. Şu anda sorunun az gibi göründüğü bütün iller bunu yaşayacak” uyarısında bulundu.Türkiye, günde 1000-1500 vaka hızıyla giderse toplumsal bağışıklığın ancak 11 senede gelişebileceğine dikkati çeken Ceyhan “Eğer bir mutasyon olmazsa ya da tüm toplumu aşılama gibi bir imkan doğmazsa birkaç defa bu artışları yaşayacağız” dedi.
 

Hastaneler doluyor
Son bölümde geçen hafta verilen istastitiki rakamları paylaşmak isterim. Öncelikle 11 Eylül günü vefat sayısı 6951, ağır hasta 1223,  yeni vaka  1671 günlük ölüm  56 iken, 18 Eylül'de bu rakamlar  vefatta 7377 ye,  ağır hastada 1402 ye, yeni vakada  1771 e, günlük ölüm sayısnda ise 62 ye yükseldi. Yani hızla artan bir salgın ile karşı karşıya bulunuyoruz.
Corona virüsü salgınıyla ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da hastanler ve İller bazında şu bilgileri verdi. "Hastane doluluk oranı, bütün Türkiye’de yatak doluluk oranı yüzde 51,6, yoğun bakım ise yüzde 66,3. Solunum cihazı doluluk oranı yüzde 33,6.
 

En çok vaka Kayseri'de
*En çok vaka olan il Kayseri, yüzde 39,37. Bu ili yüzde 38,84 ile Ankara, yüzde 36,99 ile Mersin takip ediyor.  Son üç günün son haftayla karşılaştırmasıyla artış yaşanan ilimizin olmaması da son derece umut vericidir.
*Hasta sayısında azalış olan illerimiz ise Artvin yüzde 27,1, Bartın yüzde 26,37.
Ankara
*Yatak doluluk oranı yüzde 52,9. Yoğun bakım yüzde 64,8. Son ay günlük ortalama pnömoni yani zatürre vaka oranı yüzde 6,02.
*Son hafta zatürre oranı yüzde 3,02. Bu özellikle zatürre oranı bizim için önemli. Erken tedaviyle birlikte zatürrenin azaldığını ve tedavi etmede de başarılı olduğumuzu gösteren tablo.
İstanbul
*Yatak doluluk oranı yüzde 55,3. Yoğun bakım doluluk oranı yüzde 60,2. Solunum cihazı doluluk oranı yüzde 36,9. Son ay; günlük ortalama pnömoni oranı yüzde 6,53.
İzmir
*Yatak doluluk oranı yüzde 54,1. Yoğun bakım doluluk oranı yüzde 72,2. Dolu solunum cihazı oranı yüzde 47,8. Son ay günlük ortalama zatürreli vaka oranı yüzde 8,38.
* Yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranlarında az da olsa kısmi bir düşme, buna karşı ventilatör doluluk oranlarımızda son haftalara göre hafif bir yükselme eğilimini görüyoruz.
* İl bazında baktığımızda yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı görüyoruz. Karşılaştırdığımızda en dolu illerimiz yatak doluluk oranı, Bartın yüzde 77,32, Batman yüzde 76,4, Sakarya yüzde 76,33, Ordu yüzde 75,98, Samsun yüzde 75,74, Giresin Yüzde 75,34, Hatay yüzde 74,92.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi