Halkın gündemi ekonomi ve sağlık

ÜLKEDE sıkıntılar, geçim derdi, salgın belası, elektrik ve doğalgaz zamları, pazar tezgahlarında nerdeyse tane ile alışveriş döneminin başlaması gerçek gündemimiz. Ama öyle mi ? Aktroller, hasetinden çatlayanlar hep alarmda. Tabi bunlara çanak tutmamakta gerek ama. O da ayrı faslı bu işin. Ülke gündemini şimdi iki küçük notla özetleyeyim. Corona virüs vaka sayısında tüm zamanların rekoru kırıldı. Toplam 93.586 vaka vardı önceki gün. Ekonomi de ise enflasyon oranının  Ocak ayında son 20 yılın zirvesi olan yüzde 46,68’e yükselmesi bekleniyor. Aylık enflasyonun ise yüzde 9,80 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor, Bu arada son dakikada enflasyon ile "mücadele" çerçevesinde enflasyonu açıklayan kurum, TÜİK Başkanı yine kovuldu! Son 20 yıldır ülkenin yönetim kadrosunda olan kurumlarda görev alan bir kişi haricinde herkes defalarca değişti.Ama bu ekonomi düzelmedi ve daha da kötüye gitti.
 

Daha Ankara'dan çıkamayan Bakanlar
Dostlar sadece bir kısmını yazabildiğim gündemlerle "İmamoğlu karda balıkçıda üç saat yemek yedi" gündemi nedir Allah Aşkına. Yedi yemedi, gizledi, açıkladı bunlar ayrı hikaye de bana ne! Zaten millet yolda kalmış karda mahsur kalmış başta Ulaştırma Bakanı ve İçişleri Bakanı İstanbul'a gelebilmek için saatlerce uğraşmış. Nereden mi? Ankara'dan. Gözden kaçan şu devlet karayolu D-100 kapalı İstanbul Hava limanı kapalı gün boyu Ankara'da mahsur kaldılar. Sonra kapattıkları Atatürk Havalimanı'na inmek zorunda kaldılar. Şimdi gelmişler toplanmışlar Aktroller AKP kanadı tutturmuşlar "Ekrem de Ekrem" tüm televizyon kanalları bu kezde kar ve meteoroloji uzmanı kesilen bir garip kadronun deli saçması açıklamalarıyla doldu. Vallahi dilime geldi yazacağım "Ekrem İmamoğlu kadar başınıza taş düşsün" Ne acıdır bu arkadaş unutamıyorsunuz. A'dan Z'ye tüm AKP kadroları o 805 bin 662 oy farkını unutamadı gitti. Ama haklılar da "Hani hiçbir şey olmadı; ama bir şeyler oldu, hissettim" diyenler vardı ya. Hala orada o açıklamada kalmışlar. Ne hissediyorlarsa tabi ?

 

Karpuz gibi böldüler bizi
BUGÜNKÜ siyasi iktidarın bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük ülke insanını adeta karpuz gibi ortadan ikiye ayırmasıdır. Bu bir süreçti elbet, ancak bu oyun yapılan Anayasa oylamaları, keyfe keder referandumlar ve Türk usulü Başkanlık sistemi ile noktalandı. Şimdi her birimiz ötekine kızıyoruz. Bakın son günlerde yaşananlara; kar felaketi yaşanırken aktroller cirit atmaya başladı. Siyasi iktidarın önderliğinde yine siyasi linç; siyasi itibar yok edilmesi hareketlerini üzülerek izledik. Hatta bu arada iktidarın sevdiği isimlerden olan Sezen Aksu bile bir şarkı yüzünden linç edildi. Ama imdada yine Reis yetişerek hedefin Sezen olmadığını söyledi. Yandaş candaş kalemler bunu allayıp pullayıp "Böyle güzel özür dilenir mi" ye getirdi.

 

Gerçek gündem can yakıyor
Bakın bunlar yaşanırken ülkenin gerçek gündeminde neler vardı. Önceki akşam tüm zamanları en yüksek rakamıyla 93 bin 586 yeni vaka olarak kayda geçti. Böylece Türkiye’de corona virüsünün görüldüğü günden bu yana en yüksek günlük vaka sayısına ulaşılmış oldu. Corona nedeniyle bir günde 210 kişi daha  hayatını kaybetti.

 

Enflasyonda son 20 yılın zirvesi bekleniyor
Reuters'ın ekonomistler arasında yaptığı ankete göre, ocak ayında tüketici enflasyonunun asgari ücret zammı ve artan enerji fiyatları nedeniyle yüzde 46,68'e yükselerek yaklaşık 20 yılın zirvesine ulaşması bekleniyor. Reuters’ın enflasyon anketine göre, asgari ücret zammı ve artan enerji fiyatları nedeniyle Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) ocak ayında son 20 yılın zirvesi olan yüzde 46,68’e yükselmesi bekleniyor.Aylık enflasyonun ise yüzde 9,80 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor, tahminler yüzde 6,9 ila yüzde 13,72 bandında yer alıyor. 17 ekonomistle gerçekleşen ankette ocak ayı için yıllık enflasyon tahminleri yüzde 40 ila yüzde 52,19 arasında değişiyor. TÜFE en son Nisan 2002 döneminde yüzde 52,7 artış kaydetmişti.
Bakın bu ülkede üretim zorunlu olarak durduruldu.Fabrikaları kapattılar! Nedeni daha acı; Yıl 2022, Doğalgaz ve elektrik yokluğu. Zamanında "doğalgaz olmazsa tezek yakarız" diyen mallar neredeler acaba?  Bence kına yaksınlar! Ülkede Doğalgaz bitince, üretimde kullanılan doğalgazı kesmek de yetmeyince, "Zaten sizi öpecektik, dayanamadık biraz daha ileri gittik” dercesine,yine zam yaptılar gizlice. Doğalgaz sanayi tarifesinde son bir yıldaki artış "%435" oldu!
Birde başka açıklama var o da bakandan Nurettin Nebati  geçenlerde "Merkez Bankası bağımsızlığı diyeceksiniz ama yok öyle bir şey!" dedi. Delikanlı gibi. Erdoğan’ın “bağımsız” diye nitelediği, Merkez Başkanı’nın “bağımsızcılık” oynadığı ortamda herkesin bildiği gerçeği söyledi..İyi bir şey mi? Ülkeyi batırır o da ayrı.


 

Ekonomi tıkırında değil
İktidarın politikaları sonucu yaşanan ekonomik kriz, gün geçtikçe etkisini hissettiriyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar, çocuklarının dahi yiyeceğinden kısmak zorunda kalıyor. Çünkü markette ve pazarda fiyatlar ateş pahası.Vatandaşlar “Zamlardan bıktık. Şofben fazla elektrik yakmasın diye 2 yerine 1 kez yıkanıyoruz. Doğal gazı yakmıyoruz bile” diye feryat ediyor.Eskiden kiloyla alışveriş yapan vatandaşların, son aylarda birkaç yüz gramla hatta taneyle alışveriş yaptığı da görülüyor. Bu kişilerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Ev kirası, elektrik, doğalgaz ve su faturasını ödedikten sonra bütçeden geriye neredeyse hiçbir şey kalmıyor.

 

Fakirin ekmeğine ve simide zam
Fırıncılar maliyeti kurtarmadığı için simite yeniden zam yapacaklarını açıkladı.Ocak ayında hammadde fiyatlarının fahiş artması nedeniyle simidin 4 lira olması kararını aldılar..Bu arada Aralık ayında yapılan zamla 3 TL'ye satılmaya başlanan ekmeğe yine zam geldi. Ay başından itibaren İstanbul'da Beşiktaş, Sarıyer ve Şişli'deki fırınlarda ekmek 3.5 TL'den, Kadıköy, Maltepe ve Ataşehir'de de 4 TL'den satılmaya başlanacak.
Fırıncılar halkın alım gücü olmadığı için 4 lirada karar aldıklarını açıkladı. Fırıncılar durumu "Artık, simit bile o kadar lüks oldu ki adı ‘Hadi simitçiye öğlen yemeğine gidelim’ oldu. Elektriğe yüzde 127, doğal gaza yüzde 50 zam gelmiş. Kira artışları. Mal sahiplerinin hiçbiri devletin açıkladığı yüzde 20’yi kabul etmiyor. Hep yüzde 40-50 kira artışları yapıyorlar” dediler. En son simit zammı Kasım 2021’de yapılmıştı. 2,5 lira olan simidin fiyatı 3 liraya çıkmıştı. Ekmek zammı ile ilgili olarak Ekmek Üreticileri İşverenleri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar, önlem alınmaması durumunda 1 ay sonra 5-6 liralara ekmeğin satılacağını söyledi,

 

Karda ekmek kuyruğu can yakıyor
İstanbul'da birkaç kuruş daha ucuz ekmek almak isteyen vatandaş kar altında uzun kuyruklar oluşturdu. Eksi 3-5 derecede kuyruğa giren vatandaşlar, evinin yakınında 3 liradan satılan ekmeğe güçleri yetmediği için kilometrelerce uzaktaki Halk Ekmek büfesine gitti. Son yıllarda uygulanan ekonomik politikaların etkisiyle 40 yıl sonra yağ kuyruğu ile tekrar tanışan Türk halkı, kışın en soğuk günlerinde sofrasına biraz daha ucuz gıda ürünü götürebilmek için çaba harcıyor. Dostlar vatandaş artık kuyruklara alıştı. kar kış demeden sırakarda ömür geçiriyor. Söylenecek başka bir şey var mı? Gidip 3.5 liraya ekmek alamıyor.1.25'e mecbur bırakılıyor. Geçim dünyası. Yönetemedikleri için ülke bu durumda. Bir ev reisi evinin sevki idaresini yapamazsa kötü duruma düşer, fakirlik başlar. İşte Türkiye'nin durumu da bu.

Elektrik değil faturası çarpıyor
El yakan elektrik faturalarına gelirsek; Elektrik tüketimine aylık 150 kw sınır geldi. Bu sınıra göre farklı tarifeler işliyor.Aylık 150 kw, günlük 5 kw demek.Sadece ışığı açsanız dahi bir günde 5 kw'ye ulaşırsınız. AKP televizyon, ütü ve buzdolabını tedavülden çıkardı anlaşılan Bunlar artık yeni nesil faturalar. Halay başı nerdesin?
Ama belli olmaz bunların ne yapacağı. Doları nasıl 7/8 TL'den 18lere çıkarıp ardından 13,50 TL'ye düşürünce halay çektirdiler ise, şimdi bir konuşma ile elektrik %50 ucuzlar ve 4 katı yerine 2 katı ödediği için halkımız yine halay çeker.
Bakınız. Elektrik abone saatlerinin okuma süresini 25-30 günden, 35 güne çıkardılar. Neden biliyormusunuz ?  Çünkü aylık elektrik tüketiminiz 150 kw'tı bulduğu takdirde, fatura hesaplamanızı %127 zam üzerinden yapacaklar. Beceriksiz yönetimlerinin cezasını her fırsatta vatandaşlardan çıkarmak isteyenleri halkımız günü gelince unutmayacaktır.
Birde öneri vardı anımsarsınız et fiyatları el yakıyor; bunlar "Bütün" koyun keserek tasarruf edin diyorlar ya. Kitle güzel kitle. Sıra bende o zaman. Bu 150 KW için kopan bu tantanayı anlayabilmiş değilim! Örneğin ben, elektrikten tasarruf etmek için santral aldım, çokta memnun kaldım, herkese tavsiye ederim. Bu kadar !
Dostlar buradan söylüyorum. Elektrik devletleştirilmelidir! Elektrik faturası adı altında yapılan silahsız soyguna bir an önce  dur denilmelidir. Bu ülkede Dolar 18 lirayken pahalı olan her şey, Dolar 13/14 civarlarına  düşünce daha da  pahalı oldu! Neden ?.
Rahmetli Aziz Nesin konuyu net açıklamış demiş ki "Türkiye'de kimse kazık kendisine girmedikçe, Başkalarının yediği kazıkla ilgilenmez". Haklı tabi o birazda örgütlü toplumu kast etmiş ama seneler geçti hala öyle bir topluma ulaşamadık. Hatta bence geri geri de gidiyoruz neyse.....

 

Sağlık çalışanları ölüyor
Geldik bugüne. Arada neler kaynattılar derseniz. Bu yapay gündemin içinde sağlıkta son iki haftada Covid belası 1500'e yakın insanın canını aldı. Günde vaka sayısı Sağlık Bakanlığını olayı salıvermesine rağmen; 80 binlere yükseldi. Ocak ayında 10 sağlık çalışanı Covid-19’dan öldü. Türkiye'de Covid-19 pandemisi başlangıcından bugüne 543 sağlıkçı hayatını kaybetti. Sadece 2022 Ocak ayında hekim, eczacı, ve tekniker olmak üzere 10 sağlık çalışanı Covid-19'dan öldü.

 

Covid-19 salgınını unuttuk adeta…
Kanıksadık, duyarsızlaştık ! Böyle istedi iktidar cenahları da, istemeye de devam ediyor.Hemen hemen hiçbir “kısıt” yok. Aşı olup olmamak da yurttaşın paşa gönlüne bırakıldı. Ama son günlerde “resmi” verilerle doksan  bin dolayında günlük yeni Covid-19 hastası ve 150-200 arasında insanımızı kurban vermekteyiz; salgın hastalığa mı, salgının kötü yönetilmesine mi??
Salgınla savaşta etkili  güvenli aşı en temel araçlardan biri iken, halen Türkiye’de toplum bağışıklığının oranı bilinmemektedir. Çünkü “tam aşılı” kavramının tanımı belirsizleşmiştir. Son verilerle 3 ya da duruma göre 4 doz mRNA aşısı ya da 2 doz inaktif aşıya ek 2-3 doz mRNA aşısı olmak gerekmektedir tam aşılı sayılabilmek için. Bu oran kaçtır? Sağlık Bakanlığı biliyor mu? Öte yandan, kısa sürede hızla seferberlik bilinciyle etkili  güvenli aşılama yapılmadıkça bulaş (enfeksiyon) sürmekte ve bu yüzden de mutasyonlar varyant virüs tipleri evrilmektedir. Vayantlar aşı hastalık bağışıklığından kaçabilmekte, bulaş sürmekte ancak tam aşılılarda hastalık genellikle hafif seyretmekte, hastaneye yatış yoğun bakımı gereksinimi ve ölümler azalmaktadır. Ama Omicron ile olgu sayısında kısa sürede patlama gözlendiğinden, hastaneye yatış yoğun bakımı gereksinimi ve ölümlerde artış yaşanmaktadır ve dünya diken üstündedir. Ülkemizde ise akıl almaz bir pervasızlık gözlenmekte. Oysa koşullar, Omicron kaynaklı yeni varyantlar için çok elverişlidir ve beklenebilecek bu mutasyonların yönü kestirilemez. Hastalığın klinik gidişi de değişebilir, riskli hastalarda tablo hala ciddidir. Ek olarak, karmaşık ve uzun yıllar sürebilecek olan kovit sonrası (post-kovit) rahatsızlıklar gündemdedir.

SON SÖZÜM; İnsanın kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa, başkalarının hatalarıyla oynar durur- Oscar Wilde

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi