Hayat sizi yaşarken bazen siz yaşadığınızı düşünürsünüz. Var olan yaşamı kabullenerek olur bu düşünce.
Başka birşey yapamam, elimdeki bu diyerek hayalleri rafa kaldırıldığı ve o hayatın neresinde olduğunu sorguladımız ana kadar.
Sanki bir düşünceye dalmışken cama atılan bir taş parçasının etkisiyle silkelenirsiniz o an.
Yaşadıklarınızı, yaşayamadıklarınızı, hayallerinizi, sevdiklerinizi, geleceğinizi düşünürken cesaretinizi topladığınız anda kendi iç dünyanıza dikey geçiş yaparsınız.
Ben kimde neyim sorusu yerine ben kendi hayatımda neredeyim dersiniz.
Kişilere bağımlı kalmak bu sorgulamayı yarım bırakır. Gücünüzü, enerjinizi sorumluluklar farklı konumlandırır.
Önce kararsız kalır, susarsınız mümkün değil öyledir şöyledir böyledir derken yapmak istedikleriniz hüzünle size el sallar ve sis bulutlarının arasında yer almaya devam eder.
Hayaller diyorum; bu sizin en belirgin özelliğinizin dünyanın bir numaralı insan durumuna getireceği hayal olmayabilir ama kendi dünyanızda bir numara olmak için hiç bir zaman geç değil.
Size engel olan sorumluluklarınız değil, cesaretiniz...
Hayat bir sistemdir esasında. Bu sistemin içinde kendinizi bulduğunuz anda çimenlerin yeşili, gökyüzünün maviliği, yağmurun bereketi, kuşların cıvıltısı hayatınıza farklı bir güzellik getirdiği anda siz mutlu olmuş olursunuz.
Bunu birinden beklemeyin zaten rabbim sizi siz yapan özelliklerinizle özenerek dünyaya armağan etti. Bir nar gibi mucizevi olağan üstü bir güzellik verdi. Dış güzellik bakan göze bağlıdır mevzu bahis olan iç güzelliğiniz. Ve bu güzelliğe bakan göz ile karşılaşmanızdır. Hayatı olduğu gibi kabullenip, verilen herşeye şükretmeyi bilmek gerekir. Bazen çok üzülürüz, dibe battığımızı artık hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını düşünür kahrederiz kendimizi, isyan ederiz. O üzüntü belki çok daha büyük bir sorunun olmaması içindir. Belki üzüldüğünüz konu birinin hayalidir. Herşeyin en kötüsünün de kötüsü olamaz mı o yüzden şükretmeliyiz.
Hayallerinizi gerçekleştirmek için tek bir güç var o da kendinize olan inancınızdır. Ben yapabilirim demek ile başlamak ve kişilere takılmadan, onların size özgüsü ya da eleştirisine odaklanmadan yolunuzda yürümeniz gerekecektir.
Bu satırları yazan ben "beğenmezlerse, eleştirirlerse ya da övecekler mi" diye düşünerek yazmıyorum. Kimseyi umursamadığım gibi kibirli düşünceden değil ben bu yolda yürürken ben istediğim için yürüyorumdur ve herkesi aynı anda memnun etme gibi imkansız bir düşüncem yok. Yazmayı seviyorum. Pozitif enerjimi kendime ve almak isteyenlere gönderiyorum. Kişilere odaklanırsam kendimi ifade edemem, gölgelerde kalıp kendi hayatımı yaşadığımı düşünerek avunurum bu hayat denizinde...
Bu hayat benim ve hayat beni yaşamadan ben yaşayacağım diyorum her zaman.
Üzüntüler mi onlar öyle çok ki
Hayat cennetim dediğini gün gelir alabora yapar cehenneme çevirecek kadar acımasızdır. Bu bilinçle ayağım topallayabilir ama düştüğüm yerde kalmam.
Bacağımda bir çok yada izi var küçükken ağaçtan düştüğüm zamanki izler. Bu izlere bakıp bakıp ağlıyor muyum ki; üzen kısımları sırtımda kamburlaştırayım. Hayır ben yine ayakta dimdik hayallerimin peşinden gidiyorum. İşte şimdiki gibi yazıyorum. Öyle mutlu oluyorum ki yazarken. Hayalimi gerçekleştiriyorum. Yazmak için okuyorum, her türlü yazıyı okuyorum. Yemek yaparken, metrobüste işe gidip gelirken yani her fırsatta hayatı istediğim gibi yaşıyorum. Ve mutlu oluyorum.
Hayalinizi gerçekleştirmek için emek harcayın eğer büyük paralar gerekiyorsa çalışın dua edin emek harcayın. Mucize beklemeyin bu hayattaki mucize sizsiniz öncelikle ve sevdiklerinizdir. Milyonlarca insna içinden karşınıza çıkan kişi(ler) dir. Yanınız da olsun olmasın sevgiyi öğretenlerdir. Hayatı cennete çeviren gökkuşağı gibi bir aşk yaşatanlatdır. İyiki varlar.
Emek harcadınız olmadı mı üzülmeyin ilahi adalet sizi koruyordur belki daha çok üzülecektiniz ve ilhi adalet sizi korudu. Her hayırda bir şer ve her şer de br hayır olduğunu unutmayın.
Bu hayatın bumerang gibi olduğunu her seferinde söylerim bilirsiniz. Ne düşünür nasıl yol giderseniz hayatın ilahi adaleti size onu geri getirir.
O yüzden iyi, sevgi dolu, emek harcayarak, sevdikleriniz ile birlikte ama yalnızmış gibi hedefinize ilerleyin.

"Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın.
Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin.
Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki
Aradığın ancak sensin, sen." Mevlana

Hayaller askıda kalırsa hayat sizi yönetir. Hayat sizi yaşamadan siz hayatı yaşayın.