Hayatımız yapaylaştı

Dikkat ettiyseniz korona yeni yıl kutlama mesajlarımızı da değiştirdi.

Artık eskisi gibi birbirimize methiyeler dizerek yeni yıl mesajı vermek yerine sadece 'sağlık' dilemeyi kafi gördük.

Yarın bayramlarda da aynı tür mesajlar geçeceğiz.

Doğum günlerinde de.

Ve hayatımızın her döneminde arık sözde değil gerçekten özde de sağlığımızı birinci öncelikli hale koymaya çalışacağız.

*

Gerçi insanoğlu biraz balık hafızalı ve biraz da nankördür.

Tak denince yarın herşeyi unutup yeniden yine o eski uslanmaz, aldırmaz, tınlamaz, yaşamımıza dönebiliriz.

Haksız mıyım?

Ders almayı becerseydik daha önceki salgınlardan alırdık.

Depremlerden alırdık.

Savaşlardan alırdık.

Yaşadıklarından ders çıkarmak ve bunu uygulamak herkese nasip olmuyor ne yazık ki.

Biz yine de iyi şeyler dilemekten, iyimser olmaktan ve çıkardığımız derslerden vazgeçmeyelim.

*

Yapay zeka diye tutturup duruyoruz ya.

Kendi hayatımızın da yapaylaştığının farkında değiliz.

Hani mutluluklarımız artık sosyal medya hesaplarındaki beğenilere ve yorumlara bağlı olduğundan yapaylaştı.

Arkadaşlıklarımız ve dostluklarımız aynı şekilde sosyal medya üzerinden yürüdüğü için çoğunlukla, belki de hayatımızda hiç görmediğimiz ve bir araya gelmediğimiz birisi ile gereksiz bir şekilde tartışmalara giriyor olduk.

Sanal mutluluklar yaşadık.

Sanal huzursuzluklar yaşadık.

Sanal kavgalar yaşadık, yaşıyoruz.

*

Oysa bir düşünceyi becerebilsek.

Arınmayı becerebilsek.

Durup beklesek.

Kalkıp yürüsek.

Oturup tartsak.

Okusak.

Değerlendirsek.

Ölçsek.

Biçsek.

Huzuru ve mutluluğu hatta başarıyı kendi belleğimizde hissetsek.

Keşfetsek.

İşte o zaman değmeyin keyfimize.

*

Aksi halde bu yapay huzursuzluklar, yapay mutluluklar, yapay kavgalar, yapay aşklar, yapay dostluklar.

Bizi dönülmez bir boşluğa sürüklemekte.

Dönülmez bir yaşamın kıyısına taşımakta.

*

Örneğin dün arşiv fotoğrafları bizler için önemliydi.

Neden?

Çünkü 3-5 adet vardı ve çok kıymetlilerdi.

Bugün hangimiz arşiv tutuyoruz dersiniz?

Mesela ben artık bıraktım.

Çünkü eskiden bir ayda 3-5 fotoğraf arşivliyordum, şimdi neredeyse saatte 3-5 fotoğraf arşivlemem gereken durumlar yaşanıyor.

Hani o sosyal medya hesaplarında yaptığımız paylaşımlar var ya.

Şıp diye paylaştık, herkesin paylaşımı akmaya başladı, şayet o saatte, o gün, o an o paylaşımı göremediğimiz, okuyamadığımız durumda.

Ne oluyor?

Ciddi bir gelişmeden habersiz oluyoruz.

Şimdi söyler misiniz?

Bu anların arşivi nasıl tutulacak?

*

Peki çözüm nedir derseniz?

Çözümü insanlık hep birlikte keşfedecek.

Şayet sevdiyse bu sanal hayatı, sanal mutluluğu, sanal huzuru, sanal aşkı, sanal dostluğu, sanal arkadaşlığı devam ettirecek.

Yok benim gibi artık yeter, bir duralım, düşünelim, arınalım, bekleyelim, nefes alalım, rurhumuzu dinlendirelim diye düşünenler çoğalırsa.

Fazla sürmez sanal bir çok şeyi rafa kaldırır, çöpe atar insanlık ve kısa sürede daha huzurlu bir hayata geçmeği başarır.

*

Açıkçası ben 2021'den en çok bunu arzuluyorum.

İnsanlığın biraz arınmasını, dinlenmesini, düşünmesini, oto kontrol sistemini geliştirmesini arzulamaktayım.

Tarımı, doğayı, çevreyi, tüm canlıları, eğitimi, okumayı, doğallığı önemsemesini arzulamaktayım.

Para ve güç hırsının iyilik ve sevgi karşısında yenilmesini, başarı için her yol mübah düşüncesinin etik değerler karşısında yerle yeksan olmasını dilemekteyim.

Sağlık tamam iyi hoş da sağlıklı bir yaşamın varolması için öncelikle sağlıksız beğinlerin, sağlıksız düşüncelerin, sağlıksız sistemlerin yok olmasını istiyorum.

Ve bütün bu dilekler, arzular, istekler ışığında gelecek yılların geride bıraktığımız yılları aratmamasını tüm dünya, tüm canlılar, tüm insanlık adına umuyor, bekliyorum...

Amin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi