Her şey çok güzel olacak mı?

“Her şey çok güzel olacak” pankartına bile tahammül edilemiyorsa, bu sloganın kullanılması İstanbul Valiliğince yasaklanıyorsa, nasıl “her şey çok güzel olacak” diyebiliriz.
İktidarın gideren artan baskıcı, tek adam yönetimi sürdükçe öyle “her şeyin çok güzel olması” kolay olmayacak.
İki gün önce anneler gününü kutladık.
Dün tam anlamıyla bir katliam sayılabilecek Soma faciasının yıl dönümüydü.
Kömür karası gözlerinde yaş kalmayan anaların gününü de kutlayanlar oldu mu bilmem ama dünyaya bir hukuksuzluk, adaletsizlik örneği sergileyen Yüksek Seçim Kurulunun 7 üyesinin çocukları, mutlaka     çok değerli hediyelerle annelerinin günlerini kutlamışlardır.
Peki! o çocukların, anaların günahı ne ki; siz bu akıl almaz kararlarınızla onların da itibarını yerle bir ediyorsunuz.
Zamanı gelmiş emekliliklerini uzatarak bu haksız uygulamanın altına imza attırılan hakimlerin, yaşıyorsa eğer; anaları bile razı göstermemiştir inanıyorum bu duruma.
Ama ne yapsın, ana yüreği evladından     vaz geçemiyor.
Kamu vicdanını kanatan böylesi hukuk     dışı bir karara imza atanların da anası var.
Soma’da kömür ocağında yaşanan         katliamda yaşamlarını yitiren işçilerin de     anaları var.
Artlarında bıraktıkları yetimlerin de birer anası var.
Sosyal medyada bolca siyah-beyaz ya da rengi solmuş fotoğraflarını paylaşarak         analarını yad edenleri gördükçe daha bir     hüzünlendim.
Eminim onların büyük çoğunluğu sağlığında bir kez bile analar gününde ellerini öpmeye gitmemişlerdir. 
Öldükten sonra bir kez bile mezarını ziyaret etmeyenler şimdi “annem, annem, güzel annem” diyerek sosyal medya aracılığıyla vicdanlarını rahatlatmaya     çalışıyorlar.
Toplumda giderek tüm değerlerimiz yıpranmaya, yerini iki yüzlülük, samimiyetsizlik, bencillik, çıkarcılık gibi modern dünyanın bizlere dayattığı değersizlikler almaya başladı.
Kuşkusuz iktidarın uyguladığı baskı ve     hukuksuzluklara, hak gaspına karşı toplumun duyarlı paylaşımlar yapması önemli bir         gelişmedir.
Ancak hepimiz biliriz ki sosyal medya         aldatıcı, yanıltıcı, bir o kadar da pırıltılı bir mecradır.
Hele de gece geç saatlerde iki tek de attıktan sonra her şey çok kolay, her şey çok güzel ve hepimiz bu güzelliklerin mimarı, kahramanı oluveririz.
Dönüp geriye bakıp; ”her şeyin çok daha güzel olması için şimdiye kadar ben ne yaptım?” diye sorgulamayız kendimizi.
Birileri ölümüne bir mücadele sürdürecek, bedel ödeyecek, sen de uygun zaman ve koşulları gördüğünde, hele de alkışlar çoğalınca, tünelin ucunda ışık görününce, “ben de geri durmayayım, en azından sosyal medyada görüneyim”, diyeceksin.
Ya da hasbelkader muhalefet partisinde hak etmediğin bir göreve atanınca, seçimle göreve gelmiş insanları, kişisel hırs ve çıkarların için görevden alacaksın.
19 mayıs Gençlik ve Spor Haftası etkinliklerinin başladığı şu günlerde daha güzel şeyler yazmak isterdim elbet.
301 emekçinin görev ihmali yüzünden yaşamını yitirdiği Soma faciasının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen, kömür karası gözlerinde yaş kalmayan analar hala yoklukla, yoksullukla mücadele ediyorken, ”her şey çok daha güzel olmuyor.”
Türkiye’nin normalleşmesi, demokratikleşmesi adına ilkeli bir tavır takınan, stratejik oy kullanan Kürt yurttaşlarımızı hala “potansiyel suçlu”, destek verdikleri parti ve yandaşlarını teröristlikle suçlayan bir zihniyetin hala iktidarda bizi yönettiği gerçeğini unutmadan değerlendirmeliyiz gelişmeleri.
Yoksa sosyal medyada klavye kahramanlığı yaparak, var olan yetki ve örgütsel gücümüzü, kişisel çıkar ve egolarımız için kullanarak “her şey çok güzel” olmuyor.
Tüm bu kuşkularıma, kaygılarıma rağmen ben yine de “her şeyin çok güzel olması” için mücadeleden vazgeçmeyeceğim.
Ne de olsa İstanbul da değil, Bodrum’da yaşıyorum.
Şimdilik burada bu tür yasaklar yok.
Tek yasak, CHP İlçe başkanını eleştirmek.
Geçmiş belediye başkanından aldığı ders ve talimatlarla aklı sıra Bodrumu dizayn etmeye, CHP örgütüne ayar vermeye çalışıyor.
Ama bagajında defolardan yer kalmayan, parti tüzük ve geleneklerini yok sayarak siyaset yapmaya kalkanlar eninde sonunda yok olup giderler.
Üstelik de yakın zamanda bunun örneklerini çok sıcak bir şekilde yaşadık.
Bu tür haddini bilmeden siyaset yapanlara rağmen, yürekten inanıyorum
“Her şey çok güzel olacak.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi