Hikmet küfede mi?

Çatalca Belediyesi Meclisi’nin 2020 Ocak Ayı 1. Birleşimi için meclis üyeleri toplandı. Bu meclis toplantısında öyle çarpıcı açıklamalar yapıldı ki skandal dedirtecek detaylar vardı. Fakat bu detayların farkına varıp gerekli cevapları verecek muhalefet yoktu. Belediyeler yer satabilir, alabilir bu konuda yasal anlamda hiçbir sıkıntı yoktur. Yerin ne amaçla satıldığı ve elde edilen gelirin ne için kullanılacağı bilgisi halk ile paylaşılıyorsa, yönetim dürüst ve samimi bir tavır sergiliyorsa, gerçekten gerekli görülmüşse satışlar tüm belediyelerin uyguladığı doğal bir gelir elde etme çözümlerinden biridir. Benim için asıl konu samimiyetsizlik ve tutarsızlıktır. Geçmiş dönemin belediye başkanı yer satışı konusunu gündeme getirdiğinde şimdi ki Belediye Başkanı Mesut Üner Ak Parti Meclis Üyesi sıralarında yer alırken,  Ak Parti İlçe Teşkilatı birçok sivil toplum kuruluşlarıyla birlik oluşturarak satışlara engel olmak için ellerinden gelen çabayı göstermişlerdi. O gün görünürde ki amaç Çatalca’nın bir karış toprağını sattırmamaktı. Görevdeki Belediye Başkanı’nın satış için gösterdiği sebepler geçerli sayılmamış, asıl marifetin yer satmadan gelir getirecek başka yöntemler üreterek sorunu çözmek olduğu dile getirilmişti. Gün geldi devran döndü küfe başka sırta geçti… Şimdi yer satışı için ileri sürülen sebeplerin geçmiş dönemdeki sebeplerle benzer şeyler olduğunu görüyoruz. Elde edilecek gelirin kullanılacağı yerler işçi ve çalışan ücretleri, borçların ödenmesi gibi… Demek istediğim şu ki Çatalca için mühim bir projenin hayata geçirilmesinde kullanılacağı açıklanmadı. Oysaki seçim sürecinde kullandığınız en gözde propagandanız “Çatalca’yı parsel parsel sattılar” değil miydi? Bu söylemle seçim propagandası yaptıysanız bu ne anlama gelir; biz yer satmadan maddi problemleri çözecek güce ve yetkinliğe sahibiz demek değil midir? Geçtiğimiz dönem belediyesinin maddi anlamda sıkıntı yaşanmasının nedeni olarak ileri sürdüğü muhalif bir parti olmasından ötürü destek görememesiydi. Peki ya şimdi Çatalca Ak Belediyeciliğe kavuşmuşken niçin iktidar partili bir belediye başkanı çözümü yine yer satmakta buldu.
Anladığım şu ki geçmiş dönem yer sattırmayız diye Çatalca Belediyesi’nin kapısına dikilip gösteri yapanların aslında derdi Çatalca’nın bir karış toprağının satılıp satılmaması değilmiş. Olay tamamen gövde gösterisi yapmak, engel olmak ve halka karşı yönetimi mahcup etmekten başka bir şey değilmiş. Amaç gerçekten toprak sattırmamak olsaydı aynı STK’lar şimdi neredeler? Geçmiş dönem karşı olan Ak Partili Meclis Üyeleri şimdi canı gönülden satış için eller havaya diyor. Anlaşılan o ki hikmet küfede. Küfe kimin sırtına binerse doğru olan fikirler bazen yanlış, yanlış olarak gördüğün fikirlerse doğru geliyor.
Benim açımdan detaylarda gizli bulduğum en mühim açıklamalardan biri Belediye Başkanı Mesut Üner’in satışı için meclisten yetki istediği alanda bulunan atıl durumdaki binaların kendini bilmez kişiler tarafından soyulduğu, yağmalandığı sözleriydi. Bu söylem içinde çıkarılacak öyle önemli anlamlar var ki. Öncelikle Çatalca’nın mülki amirlerinden biri olan belediye başkanı kendine ait olan binaya sahip çıkamadıklarını ve bazı kişiler tarafından binanın soyularak bir yerde belediyenin zarara uğratıldığını açıklıyor. Diğer yandan Çatalca’daki güvenlik zafiyetini de bir şekilde gözler önüne seriyor. Adeta Çatalca’daki güvenlik birimlerinin bu durumun önüne geçemediğini ve binanın yağmalanmasına dur diyemedikleri için daha fazla zarara uğramadan söz konusu yeri satarak sorundan kurtulmak isteniyor. Maden böyle bir güvenlik sorunu yaşanıyorsa gerekli önlemler için bir adım attınız mı? Her şey bir tarafa hani ilçe de yapılan bir Huzur Toplantısı var ya orada neden bunları dile getirmediniz. Çatalca’nın Belediye Başkanı belediyeye ait binasına sahip çıkamadıklarını haykırıyor ama muhalefet cephesi olan CHP’li Meclis Üyeleri kulakları tıkamış duymuyor, hatta farkında bile olmuyorlar. Çünkü CHP’li Meclis Üyeleri oturumda konuşmayı değil oturum kapandıktan sonra konuşmayı tercih ediyorlar.
Diğer yandan Ak Partili Meclis Üyesi Sayın Süheyla Topçu bakın ne diyor; “2009 yılında ben belediyenin mali işler müdürüyken, bende işin içindeydim maalesef hiçbir küfe taşınmadı icralar ve diğerleri tamamen düzmeceydi ben işin içerisindeydim çok daha derinlere ve kayıtlara inebiliriz” diyor. Bu ne demek oluyor, bundan ne anlamalıyız. Kanuna uygun olmayan işler çevirildi ve bende buna imzamı attım, işimi kötüye kullandım, yapılan usulsüzlükleri görmezden geldim bunu mu anlamalıyız?  Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Bu açıklamalar resmen skandal yaratacak sözlerdir. Geçmiş dönemde Mali İşler Müdürlüğü görevini yerine getiren kişi kendi ifadeleriyle düzmece işler olduğunu ve buna sessiz kaldığını açıklıyor. Madem bir usulsüzlük vardı, neden siz de sessiz kaldınız, niçin böyle bir usulsüzlüğe müsaade ettiniz? Şimdi bu düzmece işlere göz yuman birine Çatalca Halkı nasıl itimat etsin. Öfkenize yenik düşerek ağzınızdan çıkanı duymadan yaptığınız bu açıklamanın halkın gözünde güvensizlik ve şüphe yaratacağını hesap etmeden bir anlamda suç duyurusunda bulundunuz. Ve bu skandal açıklama yapılırken CHP’li Meclis Üyeleri uyuyorlardı.
Bu ne yaman çelişki dedirtecek türden bir meclis toplantısına şahit olduk. Gördük ki kendisinin bile ne söylediğinin farkında olmayanların ve söylenenleri idrak edip yorumlayamayacakların boş boş oturup karşılıklı bakıştıkları, oturum kapandıktan sonra bir cesaretle konuşmaya başladıkları bir meclis… Çatalca, geleceğin parlak çünkü farkındalığı yüksek, pratik zekalı ve çözüm odaklı yetkin ellere emanetsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi