İmamoğlu neden kazanır?

30 Kasım 2018'de İstanbul'da CHP'nin Büyükşehir Adayı'nın Ekrem İmamoğlu olacağını yazmışım.
Aynı zamanda seçimleri yüzde 52 ile kazanacağını.
Tam tamına 115 gün önce.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Ekrem İmamoğlu'nun adaylığını 97 gün önce, 18 Aralık 2018'de açıkladı.
30 Kasım'dan iki ay önce Ekrem İmamoğlu'na İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması gerektiğini söyledim.
O gün kendisi 5 yıl daha Beylikdüzü'nde belediye başkanlığı yapmak istediğini, kazanmasının çok zor olduğunu, 5 yıl sonra koşullar uygun olursa aday olacağını ve daha erken olduğunu söylemişti.
Yanlış düşündüğünü, konjektürel durumun kendisi için uygun ve Kılıçdaroğlu'nun aklındaki ismin kendisi olduğunu gerekçelerimle anlatmıştım.
5 yıl sonra CHP ve ülkedeki konjektürel durumun aynı olmayacağını ve kendisine de adaylık teklifi yapılmayacağını, çünkü Türkiye'de kartların iki yıl içersinde yeniden karılacağının altını çizmiştim.
Ardından eklemiştim. "Kılıçdaroğlu senin ismini Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak açıkladığında kabul etmeyecek misin, hayır mı diyeceksin? Aday olarak aklındaki ismin sen olduğunu düşünüyorum"  dediğimde ise net olarak Beylikdüzü Belediye Başkanı olarak kalmak istediğini ifade etmişti.

Kılıçdaroğlu'nun aklında hep İmamoğlu vardı!
30 Kasım tarihinden birkaç gün önce Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu Ankara'da genel merkezde kabul etti.
Ve kendisini İstanbul adayı olarak görmek istediğini söyledi.
O gün yapılan görüşmede, İmamoğlu adaylığı kabul etmedi ve düşünmek için izin isterken, Kılıçdaroğlu da düşünmesini ve kararını kendisine bildirmesini istedi.
Ve o zaman geldiğinde de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ikilisi Ekrem İmamoğlu'nun evine gelerek, bizzat aileden izin isteyerek Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak görmek istediğini net bir dile ifade etti.
Ve o gün İmamoğlu'nun annesi, oğlunu seçimlerde çok üzüceklerini belirterek, aday gösterilmemesini istedi.
Sonuçta, o gün yapılan görüşme sonrasında mutabık kalınarak 18 Aralık'da Ekrem İmamoğlu'nun ismi açıklandı.
Türkiye tarihinde ilk defa biri, belediye başkan adayı gösterilmek için ailesinden izin istendi. 
Türkiye tarihinde CHP, çok uzun yıllar sonra ilk defa bir Büyükşehir Belediye Başkan Adayını erken açıklamıştı.


İmamoğlu, sahada herkesin beğenisini kazandı
İmamoğlu tam 97 gündür sahalarda.
İsmi gündemdeyken çok bilmişler, İmamoğlu'nu Beylikdüzü'nde aday gösterilmeyeceğini, Kılıçdaroğlu'nun harcamak için kendisini İBB adayı yapacağını vs. konuşuluyordu.
Aday olarak açıklandığında, bu seferde İmamoğlu'nun çok zayıf bir aday olduğu kazanma şansının olmadığını iddia ettiler. Yüzde 40'dan hatta daha aşağı oy alacağını hatta oy vermeyeceğini söyleyen ciddi bir CHP seçmeni vardı.
Bugün ise sahada kendisine oy vermeyecek seçmenlerin bile sevgisini, saygısını, gönlünü kazanmış, kendisinin dediği gibi İstanbul İttifakı'nın ortak adayı olmuş bir Ekrem İmamoğlu var.
CHP'lilerin yüzde 99'unun, HDP'nin yüzde 95'inin, İYİ Parti'nin yüzde 90'nının, MHP'nin en az yüzde 25'inin, AK Partililerin ise en az yüzde 3'ünün oyunu alacak bir Ekrem İmamoğlu var karşınızda.
****
İddialı söylüyorum, Türkiye'de İmamoğlu'nun potansiyelini ilk görmüş gazetecilerden biriyim.
Kendisine, daha siyasette değilken, siyasete girmesi gerektiğini, Beylikdüzü'nde belediye başkan adayı olması gerektiğini söylemiş, başarılı olacağına inandığımı anlatmıştım.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanacağınıda ilk söylemiş gazeteciyim.
Bunun tarihe not olarak düşmesini isterim. Bu konuda mütevazi olamam.
İmamoğlu'nun nasıl merkezde bir siyasetçi olduğunu, insanların nasıl sevgisini kazandığını, nasıl bir söylem kurduğunu görünce ben hiç şaşırmadım.
Yazın bir kenara Türkiye siyaseti yeni bir aktör kazandı.
5 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı tamamlamadan, Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye siyasetinin en tepe noktasındaki isimlerden biri olacak.

Neden İmamoğlu kazanacak?
Bir, Türkiye'de ekonomide işler hiç iyi gitmiyor.
Türkiye halkının kursağından geçen lokma ve cebindeki para küçülüyor. Gelecekle ilgili umudunu yitiriyor.
1 Kasım 2015, 16 Nisan 2017, 24 Haziran 2018 seçinmlerinde ne diyordu, AK Parti iktidarının yetkilileri ve Erdoğan, "Türkiye eskisinden daha iyi olacak. Koalisyonlar dönemi bitecek. İkili bir merkez olacak. Türkiye daha süratli kararlar alacak. Bürokrasi azalacak. Ekonomi şahlanacak. Enflasyon düşecek. İnsanlar zenginleşecek. Demokrasi iyi işleyecek, hukuk daha demokratik olacak."
Ne oldu? Söylenenlerin tam tersi.
Dolar 7'leri gördü.
Enflasyon son 17 yılın en yüksek oranına erişti.
Faizler son 17 yılının tavanını yaptı.
İşsizlik arttı.
Yetkiler tek adamda toplandı.
Ekonomiden siyasete kadar herşey bozuldu.
Fiili olarak koalisyonlar ve ittifaklar  dönemi başladı.
Bürokrasi hantallaştı.
Hukuka güven azaldı. Hukuksuzluk büyüdü.
Toplum son üç yıldır bıçak gibi ikiye bölünmenin en üst seviyesine ulaştı.
Ve devleti yönetenlerin kurduğu ittifak milli, karşısındaki ittifaklar ise gayri milli oluverdi.
Yetmez terörist olarak nitelendi.
İktidarın kullandığı dil, hizmetkarların diline değil efendilerin diline dönüşeverdi.
AK Parti en çok karşı çıktığını bürokratik oligarşiyi yeniden inşa ediverdi.
En çok karşı çıktığı devlet partisi CHP, kimliğine bürünevirdi.
Ve hep beraber yoksullaştık. 
Varlık kuyrukları diye nitelenen; yoksulluğun, hayat pahallığının göstergesi olan soğan, patetes, hıyar, domates kuyruklarına şahitlik ediverdik.
****
Bu konjektürel durum iktidarında katkısı ile refaranduma döndü.
Sandığa gidecek seçmenler sadece belediye başkanı seçmeyecek. Aynı zamanda iktidarın kötü yönetimine yanlış diyebilmenin, yeter diyebilmenin bir seçimini yaşacağız.
Ve bunun sorumlusu bizzat iktidarın yürüttüğü seçim politikasından kaynaklandı.
Beka dedi, toplumun ancak yüzde 40'ı buna inanıyor. Diğer yüzde 60 bir beka meselesi olmadığına inanıyor.
Ve toplumun yüzde 66'sı Türkiye'nin temel sorunu olarak ekonomiyi görüyor.

İmamoğlu yüzde 51.8, Yıldırım 46.2 oy alır!
İstanbul'da Ekrem İmamloğlu CHP'ye tarihin en büyük ivmesini kattı. Sadece İstanbul'da değil, Türkiye genelinde de CHP'ye katkı yaptığını düşünüyorum.
İstanbul'da 10 milyon 560 bin seçmen var. Seçime yaklaşık yüzde 82 katılım olur. Yaklaşık 8 milyon 700 bin seçmen oy kullanır. Yaklaşık yüzde 2 ile 180 bin geçersiz oy kullanılır. Toplam 8 milyon 520 bin oy geçerli sayılır. Diğer siyasi partiler yüzde 1.5 ile2 arasında oy alır. Bunun karşılığı da 170 bin oy demek. Geriye 8 milyon 350 bin oy kalır.
Seçilmek için yüzde 50 artı bir gerekiyor. 4 milyon 175 bin 1 oy alan seçimleri kazanır. İstanbul'a İmamoğlu, 4 milyon 430 bin, Binali Yıldırım'da 3 milyon 920 bin oy alır. Bunun oy yüzdesi karşılığı ise şudur. Ekrem İmamoğlu yüzde 51.8, Binali Yıldırım yüzde 46.2. Diğer siyasi partilerden gelecek yüzde 0.5 ile Yıldırım'ın oyu yüzde 46.7 olabilir. 
Seçime katılma oranı yüzde 85 olduğunda yüzde 3 katılımın artmasını eşit dağıttığımızda seçim yüzde 51.5 ile İmaoğlu kazanır, Yıldırım yüzde 47 ile kaybeder.
24 Haziran seçim sonuçları ve yaşanan ekonomik krizden dolayı AK Partili seçmenin ne kadar etkilendiği üzerinden yaptığı okuma sonucudur, yukarıda ki değerlendirmem.

AK Parti'nin kalelerinde, İmamoğlu'nun oyu artacak
İstanbul'da bıçak sırtı bir yarış yaşanmaktadır. İmamoğlu seçimleri yüzde 4 puan farkı ile kazanacaktır. 
31 Mart akşamı, İstanbul'da CHP'nin belediye sayısı 19-20, İmamoğlu ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olursa hiç şaşırmayacağım. Ayrıca AK Parti'nin yüzde 60'a yakın ve üzerinde oy aldığı, CHP'nin en düşük oy aldığı; Arnavutköy, Sultanbeyli, Bağcılar, Esenler, Gaziosmanpaşa, Pendik, Sultanbeyli, Sultangazi, Bayrampaşa ilçelerinde İmamoğlu yüzde 35 ile 45 arasında oy alacak.  

Son söz:
Yarın İstanbul ilçeleriyle ilgili ayrıntılı tahminimi ve İstanbul'da İmamoğlu'nun yüzde 51-52 bandında neden seçileceğini ayrıntılı olarak yazacağım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi