Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

İnsanlar ve değerini bilmediğimiz ağaçlar

Hafta içinde Orman ve Su İşleri Bakanından mektup aldım. Nasıl bir yeşil Türkiye yarattıklarını anlatıyordu. Zarf içine birkaç tane de tohum koymuş. Orman ve su Meteoroloji alanlarında muhteşem yatırımlara imza atıyoruz diyor. 4 milyar ağaç dikmişler. Nereye ise. Geçen hafta İstanbul Çevre Konseyi olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü önüne gittik, basın açıklaması ile bu ağaçların yerini sorduk. Halbuki kıyımlar devam edip gidiyor. Geçen hafta, mahallemizde camlarının önünü kapatmasın diye budama bahanesiyle ağaçların kurşun kaleme benzeten insanlardan bahsederken bir dostumun adıma imzaladığı kitaptan da alıntılarla insanlık ve ağaçlar konusunu dünyanın oluşumundan başlayarak size aktarayım. 
***
Akıllı uydu COBE'nin uzay bulguları ile desteklediği bu konuda son zamanların dahisi kabul edilen Cambridge Üniversitesi fizik bilgini Stephan Hawking canlıların oluşumunu bitkilerin ve ağaçların, insanlardan 350-400 milyon yıl önce var olduğunu fosil araştırmalarından yola çıkarak bildirmişti. Bütün arkeolojik, antropolojik ve biyolojik verilere göre, ilk insanın ortaya çıkışı, bitkilere göre çok daha sonra olduğu ispatlanmıştır. 
***
Elma ağacı vardı ki Havva, Adem'e yedirdi. Diğer taraftan ağaçların ömürleri, insanlarla kıyaslanamayacak kadar uzundur. Örneğin, dragon ömrü 6000, baobap 5000, sekuya 4000, servi ve porsuk 3000, sedir ve ardıç 2000, ladin 1200, meşe, ıhlamur, köknar 1000, kayın 900, melez 600, gül 400, zeytin 350, elma, armut 300, akkayın 250, gürgen 150, huş 120 yıl yaşamaktadır. Halbuki, ortalama insan ömrü 70-100 yıldır. Bu nedenle ortalama ömürlü bir ağaç bile, birkaç kuşak insanın yaşamına tanıklık etmektedir. Daha doğru bir deyimle bitki-hayvan-insan üçgeni doğada ve yaşamlarında birbirlerini tamamlamışlardır. 
***
Tarih boyunca, insanlarla ağaçlar arasındaki yakın ilişki nedeniyle, genel olarak, bazı özel ağaçların kutsallığına inanan hatta tapan toplumlar ortaya çıkmıştır. Çağımızda da tüm dinler ve inançlarda ağaç sembolizmasının izleri vardır. Günümüzde bile, ağaçları kutsal saymak, adak adamak, bez çaput bağlamak, ağaç bayramları düzenlemek, hıdrellez kutlamaları, bağ bozumları, hasat şölenleri, evlere bereket getirsin diye başak demeti asma, çağdaş kültürlere ve inançlara aktarılan yansımalardır. Acaba tüm dinler ve inançlarda var olan ağaç, ağaç kıyımının azalmasına yetmemiş mi ki? Bütün dünyada orman kıyımı korkunç boyutlardadır. Daha 50 yıl önce yer yüzünün %15'ini kaplayan tropikal ormanlardan bu gün geriye yüzde 7'si kalmıştır. 
***
Kıyım ve kayıplar öylesine tüyler ürpertici mertebeye ulaşmıştır ki, dünyamızın akciğerleri olan ormanların, bir dakikada 16 futbol sahası (8 hektar) kadar bölümü yok olmaktadır. Bu köşe yazısını eğer okuyorsanız; başlayıp bitirdiğinizde yüz ölçümü 50 hektar olan Yıldız Parkının 20 katından daha büyük (yaklaşık 1000 hektar) orman dünyadan silinmiş olacak. İnsanın inanası gelmiyor, ama ne yazık ki gerçek. Hepimiz her fırsatta ağaç dikmeliyiz. Ben çok mutluyum yaş 78 İTÜ Uçak Uzay Laboratuarı önü, Kadıköy Kayış Dağ, İstanbul Beykoz civarı, Büyükçekmece Deve Bağırtan yokuşu ağır araçlar otomobiller yol ayrımı arasında kalan alanda diktiğim, dikilmesine vesile olduğum ağaç sayısı 7 bin 500. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi