İşçilerin sesini duyun

Bahsedeceğim işçiler, geçtiğimiz gün gazetemizde haberini yaptığımız Avcılar'daki Xiaomi fabrikasında çalışan işçiler. Aylardır hak mücadelesi arayışı içindeler. Biz de yaptığımız haberle bu mücadelelerini bir nebze olsun duyurmak ve kamuoyunun gündemine taşımak istedik. Nitekim bugün haberimizin ardından; Tele1, Evrensel, Cumhuriyet gibi çok sayıda yayın organı fabrikaya giderek işçilere ilişkin farklı farklı haberler yaptılar. Böylesi bir hadisenin kamuyounun gündemine sıklıkla taşınması sevindirici. Sevindirici ama sonuç alınabilecek mi? Bu sorunun cevabı her şeyden daha önemli...

Şimdiye kadar 186 işçinin, Türk Metal İş Sendikası'na üye olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldığı fabrika, şu an kapalı bir cezaevini andırıyor. Fabrikanın demir ve büyük kapısına yapay yeşil bir çim serilmiş. Ne içeriyi görebiliyorsunuz ne de içeridekiler sizi görebiliyor. Haber yapmaya gittiğimizde fabrika içine alınmadığımız için içerideki işçilerle kapının ardından birbirimizin yüzünü görmeden konuşmak durumunda kaldık. Varın hali siz düşünün! Fabrika yönetiminin despot rejimleri andıran bu uygulamasında insanların umudunu ve mücadele günü kırma isteği olduğu çok açık. Zira dışarıda sendika temsilcileri var. Getirdikleri otobüslerden halaylar, türküler ve çeşitli neşeli şarkılar çalarak içerideki işçilere moral veriyorlar. Fakat birbirlerini görme fırsatı vermiyorlar. Bu ceberrut düzen altında dikkat edilmesi gereken bir nokta da sorunun sadece işçilerin sendika üyesi olması değil...

Aslında işçilerin büyük bir kısmı henüz sendika hadisesi patlak vermeden evvel işten çıkarılmaya başlanmış. Fabrika yönetiminin 8 saat mesai sözü zamanla 10 saate çıkarılmış. İşçilere 2 bin 800 lira maaş verilirken, devlet tarafından yatırılan AGİ dediğimiz pay da maaştan kesilerek zamanla bu maaş 2 bin 400 liraya kadar düşürülmüş. Bu da yetmezmiş gibi işçilerden habersiz, vardiyalar sürekli olarak değiştirilmiş, gece mesailerinin süreleri uzatılmış. Öyle ki mesaiye kalan işçilerin paraları vardiya amirleri bildirimde bulunmadığı tahlilde yatırılmamış! Hal böyle olunca işçiler de tepki göstererek tavrını ortaya koymuş. Bu durum karşısında ise işçiler işten çıkarılmaya başlamış. Devamında ise sendikalaşma süreci, sendikacılığın başını çekenlerin işten çıkarılması ve ardından sendikaya üye olan 186 kişinin işten çıkarılmasıyla bu iç burkan sürecin sürdüğünü biliyoruz.

Aylardır Avcılar'ın merkezi sayılabilecek bir noktada hak mücadelesi veren işçilere ise şimdiye kadar bir tane siyasi gitmemiş! Fabrika açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la beraber bulunan ve Avcılar halkına istihdam müjdesi veren siyasilerden bir tanesi bile bugün siyasilerin yanında yok. Hadi AK Parti cenahının bu tarz mücadelelere kör, sağır, dilsiz kaldığını biliyoruz da muhalefetten de hiç kimsenin işçilerinin yanında olmaması garip! Bu konuda CHP'nin veya İYİ Parti'nin, HDP'nin bölge milletvekillerine çok sayıda iş düşüyor.

Diğer taraftan benim anlattığım ve dilimin döndüğü bir yere kadar. Bu konuyla ilgili Xiaomi Salcomp Fabrikası'nda çalışan işçilerin çağrılarını okumak daha faydalı olur diye düşünüyorum. Onlar da nitekim bu doğrultu da Evrensel Gazetesi için bir mektup yazmışlar. Bu mektubu köşemde yayınlamak, onlar için yapılabilecek olumlu şeylerden biri diye düşünüyorum.

Salcomp’a sendika girecek ve atılan tüm işçilerle yine aynı bantlarda çalışacağız”

Bizler Salcomp işçileri olarak uzunca bir süredir fabrikamızda sendikalaşma mücadelesi yürütüyoruz. Son bir aylık süreçte işten atmalar karşısında iş bırakma eylemi ile hızlanan sendikalaşma süreci hızlıca çoğunluğu sağlayacak sayıya ulaşarak yetki almayı başardık. Geçtiğimiz hafta yetkinin sendikaya ulaşması ile fabrika bize destek paketleri açıkladı, işçilerin taleplerini alacaklarını, iyileştirmeler yapacaklarını söyledi. Sendikanın adını anmayan, yetki almasına rağmen sendikamızla görüşmeyen işveren temsilcilerine her fırsatta bizim temsilcimizin sendika olduğunu bizimle değil, sendika ile görüşmesi gerektiğini söyledik.
İşverenin vurdumduymaz tutumu ve sendika ile masaya oturmamasını protesto etmek için aldığımız iş bırakma kararını biz işçiler hep birlikte aldık. 13 Eylül pazartesi günü gerçekleştirdiğimiz iş bırakma eylemine yüzlerce işçi katıldı. İşverenin ilk hamlesi iş bırakma eylemine katılmayan ve çalışmaya devam eden işçilere 200’er TL para vereceğini açıklaması oldu. Hemen ardından bahçeden soyunma dolaplarına ve tuvaletlere açılan kapılar kilitlendi içerdeki işçiler dışarı çıkmak istese de çıkamadı. Hatta kapılar açılmasın diye kapılar vidalandı bahçede bekleyen yüzlerce işçi en temel insani ihtiyacı olan tuvaleti kullanması engellendi. Bu insanlık dışı uygulamayı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Akşam saatlerinde sabah vardiyasından işçilerden verilen işi yerine getirmemesi gibi bir maddeden işten çıkartıldığı haberi yayılmaya başladı. Şu ana kadar yaklaşık 170 işçi arkadaşımız işten atıldı. Salcomp işvereni Türkiye İş Kanununa aykırı işler yapmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti iş hukukunu hiçe sayıyor; hiçbir işletmede 30 ve üstü işçinin önceden bildirilmeksizin bir şirket daralması olmaksızın işten atılması söz konusu olamaz ama Salcomp bunu yapıyor. Çalışma Bakanlığını göreve davet ediyoruz. Önce sendikaya üye oldukları için işten atmaların yaşandığı Salcomp'ta şimdi de sendika yetki aldığı halde görüşmeyi reddeden yönetimi protesto eden sendikalı işçiler topluca işten atılıyor. Bunun hiçbir hukuki dayanağı yok eyleme katılan işçiler sendikal bir faaliyet yürüttükleri için işten atılmıştır ve yasalar hiçe sayılarak bu yapılmıştır.

Peki bundan sonra ne olacak?
Üyesi olduğumuz Türk Metal sendikası açık ve net bir şey söyledi. Salcomp’a sendika girene kadar biz burdayız, bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. İşten atılan tüm arkadaşlarımızın maddi manevi tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız ve tekrar atılan işçiler içeri girene kadar da sözleşme imzalamayacağız. Biz Salcomp işçileri olarak atılan tüm arkadaşlarımızın yanındayız bu mücadeleyi hep birlikte zaferle sonuçlandıracağız. Bugün fabrika bahçesinde bekleyişi sürdüren ile içerde çalışmaya devam eden sendika üyesi işçilerin yolu birdir birliğimizi bozmak isteyenlere bizi ayrıştırmaya çalışanlara kulak asmayalım.
Bizler içerde yeni iş başı yapan hala sendikaya üye olmayan arkadaşları sendikalaştırmak için çalışacağız, bahçede ve kapı önünde direnen işçi arkadaşlarımızla da dayanışma içinde olacağız. Atılan arkadaşlarımızdan tek ricamız kapı önünde aileleri ile birlikte Salcomp’un hukuksuz uygulamalarını teşhir etmeleri, tüm kamuoyuna bunu duyurmaları. Sendikamızdan da örgütlü olduğu diğer fabrikalarda iş durdurarak, kitlesel açıklamalar yaparak dayanışmayı büyütmesini bekliyoruz ve talep ediyoruz. Bugün kapı önüne konulan işçilerin yalnız olmadığını, dayanışma ile nasıl zafer kazanılır herkese göstermesini talep ediyoruz.
Bizler içerde çalışan işçiler olarak kapı önünde duran direnen, haksız yere işten atılan işçiler için fabrikada maddi, manevi bir dayanışma ağı öreceğiz. Fabrikada sendika üyesi olmayan işçi kalmayacak, isteğiniz kadar işçi alın Salcomp’a sendika girecek ve atılan tüm işçilerle yine aynı bantlarda birlikte çalışacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Anıl Boduç Arşivi