AB bakış açısını değiştirmeli

AB bakış açısını değiştirmeli
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AB Türkiye Delegasyonu ve AB Ülkeleri Türkiye Büyükelçileri ile yemekli çalışma toplantısında bir araya geldi.

İmamoğlu, “Şu anda Türkiye’nin AB yolculuğu çıkmaz bir yola dönüşmüştür. Fakat Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin bugün donma noktasına gelmiş olmasının tek nedeni de Türkiye değildir. AB’nin de Türkiye’ye bakış açısını değiştirme zamanı gelmiştir” diye konuştu


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AB Türkiye Delegasyonu ve AB Ülkeleri Türkiye Büyükelçileri’ni ağırladı. Artİstanbul Feshane’de gerçekleşen yemekli çalışma toplantısına Almanya, Avusturya, Çekya, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Letonya, Lüksemburg, Litvanya, Macaristan, Portekiz, Romanya, Slovakya ve Yunanistan’dan Başkonsolos ve Büyükelçi düzeyinde temsilciler katıldı. Çalışma toplantısında iç ve dış gündeme dair önemli açıklamalar yapan İmamoğlu şunları söyledi:

Muhalefet olarak cevap veremedik
“Türkiye hem içeride hem de bölgesinde yine zor bir dönemden geçiyor. Mayıs 2023 seçimlerine giderken Türkiye’mizde köklü bir değişim arzusu vardı. Bu arzu sadece 21 yıldır ülkemizi yöneten iktidarın değişmesine yönelik değildi. Son 10 yılda kutuplaşmadan, siyasal çalkantılardan, iktisadi krizlerden ve adaletsizlikten bıkmış halkımız, Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına girerken yeni bir başlangıç yapmak istiyordu. Maalesef muhalefet olarak bu beklentiye cevap veremedik. Önümüzdeki dönemde hatalarımızdan dersler çıkartıp milletimizin değişim arzusunu hayata geçirecek bir siyaset inşa etmek zorundayız. Bunun için yeni yaklaşımlar, yeni bir dil, yeni kadrolar, yeni bir örgütlenme, kısacası güçlü, yeni bir siyaset gerekiyor.”

Toplumun değişim talebi var
Yeni ve demokratik bir siyasi kültürün inşası Türkiye’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendini köklü bir şekilde yenileyerek önümüzdeki dönemin ihtiyaçlarına cevap vermesiyle mümkündür. Türkiye’de demokrasi her zaman uğruna mücadele verilen bir dava olmuştur. Türkiye’nin tarihi derinlere giden dirençli ve güçlü bir demokrasi iradesi vardır. Bunu birçok zaman sizlere hatırlatma ihtiyacını hissediyoruz. Gerçekten güçlü bir demokrasi tarihi vardır Türkiye’nin. Kuşkusuz, Türkiye’nin özellikle genç nesillerin özlemle beklediği yeni bir hikayeye ihtiyacı var. Toplumun kökten ve kapsamlı bir değişim talebi var. Biz tam da burada bunun mücadelesini veriyoruz. Bugün parçası olduğum Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki tartışma, bu değişim beklentisine nasıl karşılık verilebileceği tartışmasıdır.”

Dünya da iyi bir noktada değil

“Sizler gayet iyi biliyorsunuz, Türkiye zor bir coğrafyada bulunuyor. Aynı zamanda, dünyanın da pek çok açıdan yenilendiği çalkantılı bir dönemin içindeyiz. Güçler dengesinin sarsıldığı, küresel güvenlik mimarisinin değiştiği, ekonomik küreselleşmenin yeniden şekillendiği, çoklu krizlerin olduğu, enerjiden savunmaya bütün dünyanın dönüştüğü bir dönem bu. Savaşlar ve sivilleri hedef alan çatışmalar Türkiye'nin parçası olduğu bu bölgede ne yazık ki yoğunlaşmış durumda. Böyle bir dönüşüm döneminde Türkiye'nin önündeki seçenek yelpazesi de hızla değişiyor. 2022’ye göre ne Türkiye ne de dünya daha iyi bir noktada. Geçen sene sizlerle bir araya geldiğimizde, Rusya’nın Ukrayna işgalinin henüz ilk ayını geride bırakmıştık. Rusya’nın Karadeniz’in kuzeyinde başlattığı haksız savaş, yaşadığımız jeopolitik fırtınanın sadece bir evresiydi ve geçen hafta bu savaş coğrafyasına acı bir şekilde yenisi daha eklendi.”
Filistin meselesi
“İsrail-Filistin çatışmasının geldiği korkunç durum, modern Ortadoğu’nun kronik sorunlarına kalıcı ve adıl çözümler üretememiş olmamızın en belirgin göstergesidir. Modern dünya olarak iyi bir sınav veremedik. Burada ‘biz’ diyorum, çünkü Ukrayna’da, Suriye’de, İsrail ve Filistin’de yaşananları engelleyememiş olmak, kuşkusuz hepimizin sorumluluğudur. Evlerinden ve şehirlerinden kaçan milyonlarca sığınmacı, ölen binlerce insan, yok edilen şehirler, bizim kolektif sorumluluğumuzdur. Bir kader birliği içerisinde olduğumuzun farkına varma vakti gelmiştir.”


Savaşın da bir hukuku olmalı
İsrail'i eleştiren İmamoğlu, “Filistin ve İsrail arasındaki şiddetin tırmanmasından, sivillerin hedef alınmasından ve savaş suçlarına varabilecek vahim olayların yaşanmasından büyük üzüntü ve endişe duyuyoruz. Hangi taraftan gelirse gelsin sivillere karşı saldırılar asla kabul edilemez. Savaşın da bir hukuku vardır. Filistin sorununun ne kadar derin ve karmaşık olduğunu çok iyi biliyoruz. Filistin-İsrail meselesinin çözümü, sonuçları yönetmekten değil, sorunların temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. BM kararları ile uyumlu, kalıcı ve adil bir çözümün en yakın zamanda diyalog yoluyla bulunması için hep birlikte çalışmamız gerekmektedir. Bu savaşlar hepimizi içine çekmeden önce üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi.

İlgili Haberler

Kaynak:HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.