Broşürde değil kışkırtıcıda sorun var

Broşürde değil kışkırtıcıda sorun var
İBB tarafından çocuklara dağıtılan kitapçıkta yer alan ve çok tartışılan din ve ve vicdan özgürlüğü görselini savunan İBB CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, olayın çarpıtıldığını söyledi. Bazı yol arkadaşlarının da bu oyuna geldiğini dile getiren Subaşı, "Çizimde hiçbir sorun yok. Sorun, o çizime sonradan o yazıları ekleyen kışkırtıcıda" dedi

İBB’nin 23 Nisan Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yayınladığı “Cumhuriyet ve Demokrasi broşürü”ne dair yapılan tartışmaları değerlendiren İBB CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, "Bu tartışmalar, kimi yol arkadaşlarımızdaki bazı hatalı eğilimleri de ortaya çıkarıyor" dedi. İsim vermeden bazı CHP'lileri eleştirmeye devam eden Subaşı, "Gerçekten de siyasal rakiplerimizden gelen her eleştiride, bu eleştiriye karşı mücadele etmek yerine, her kusuru kendimizde arayan, “onlara niye koz veriyorsunuz” diyerek "kusuru" canla başla özveri ile mücadele edenlerde bulup özeleştiri isteyen, hatalı bir eğilim de zaman zaman görülebiliyor. Bunlara bir de tarafsızlık ve adalet adına, kendisini de seyirci konumuna koyup, sahada mücadele edenler hakkında "tarafsız ve adil" ahkam kesenleri de eklemeli. Her ikisi de sakat bir bakış açısıdır ve derhal terk edilmelidir" ifadelerini kullandı.

İşgal planını örnek verdi
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti ve işgalciler arasında imzalanan Mondros Ateşkes anlaşmasının 7. Maddesi'ni örnek göstererek kitapçığı savunmaya devam eden Doğan Subaşı, "İşgalcilerin taktiği açıktı; önce karışıklık çıkarılıyor; sonra da işgalci güçler bu karışıklığı bastırmak için “mecburen” işgal ediyordu! Padişah için yapılması gereken basitti. Düşmana işgale direnilmemeli, karışıklık çıkarılmamalı, yani koz verilmemeli idi. Koz vermemek için aslında yapılacak tek şey vardı: İşgale teslim olmak, vatanın işgaline ses çıkarmamak! Çarpıcı olması bakımından, geçmişimizden bir örnek verdim. Bunun daha farklı ve hafif biçimlerine, günümüzde de rastlamak mümkün. Cumhuriyet ve Demokrasi broşürüyle ilgili tartışmalar da bunun bir örneğini oluşturuyor" diye konuştu.

Broşür çarpıtıldı
Broşürde en çok yaygara koparılan konunun, din ve vicdan özgürlüğünün anlatıldığı bir çizim olduğunu ifade eden Subaşı, "Bu broşürün üzerine yazılanlar, sonradan bir kışkırtıcı tarafından eklenmiş. Çarpıtmayı yapan bu kışkırtıcı, çizimdeki 1. adamın üzerine “İslamiyet”, 3. Adamın üzerine “Alevilik” yazıyor. Yani Alevileri İslam dışı konumlandırıyor; sonra dönüp broşürde “Aleviler İslam dışı gösteriliyor, yeni bir din yaratılıyor” diyor. Oysa asıl bunu yapan, o yazıyı yazan kışkırtıcının ta kendisi. Bunu biraz açalım; O çizimde sadece dört kişi var. Yazıyı yazan kışkırtıcı, neden 3. Adamın üzerine de İslamiyet yazmak yerine, ayrı bir dinmiş gibi Alevilik yazdı? Ya da bir başka düşünelim; acaba o yazıyı yazanın aklından, 3. Adamın üstüne İslamiyet yazmak, 1. Adamın üzerine de Sünnilik yazmak diye geçti mi? Kışkırtıcı “neden bu çizimde iki Müslüman var da, diğer dinlerden birer kişi var” diye de sormuyor" açıklamasında bulundu.


İftira atmaya çalışıyor
Kışkırtıcı diye tanımladığı kişini bunların hiçbirini yapmadığını dile getiren Subaşı, "Kendi sakat anlayışını yansıtarak, kendi kafasındaki o yazıları çizime ekliyor. 3. adamın üzerine İslamiyet yazmıyor çünkü onu "İslamiyet içi" görmüyor! Sonra da bunu biz yapmışız gibi, bize dönüp, yaygara koparıyor. Ellerindeki medya gücüyle de, kendi kafalarındaki bu sakat anlayışı, yalan ve iftirayı yaymaya çalışıyorlar. Oysa o çizimde hiçbir sorun yok. Sorun, o çizime sonradan o yazıları ekleyen kışkırtıcıda. Kışkırtıcının anlayışında. Zaten o yüzden kışkırtıcı! Bunun, net olarak görülmesi gerekir. Öte yandan, o çizimin üzerindeki yazıları yazan kişinin çarpıtma ve kışkırtmaları, sadece bundan ibaret de değil. Aynı broşürle ilgili başka çarpıtmaları da var" dedi.

KOZ VERMEYİN AMA GÖLGE DE ETMEYİN!
Tartışılan görselde yine kışkırtıcının başka bir çizimdeki evin penceresi haç işareti gibi göründüğünü dile getiren Doğan Subaşı, "Gizli Hıristiyanlık propagandası yapıldığı iddia ediliyor. Yine başka bir çizimdeki bıyıklı adam, terörist bir örgüt liderine benzemektedir; başka bir çizimdeki karalama yan çevrildiğinde Allah anlamına gelmektedir ve hakaret unsuru içermektedir vb vb bir yığın zırva! Yani kışkırtıcı için, Cumhuriyet ve Demokrasi broşüründe, bulunabilecek her türlü “koz” var! Aslında rahatsız olduğu şey, Cumhuriyet ve Demokrasi broşürünün kendisi. Bunun İstanbul’da binlerce çocuğun eline geçmesi, okunması… Tek tek şu ya da bu kısmı değil, broşürün tamamı bu kışkırtıcı için rahatsız edici. Bu çizimler, yazılar vb aslında bu rahatsızlığın göstergeleri.
Hal böyleyken ve bu durum da bu kadar açıkken, “bizim bazı arkadaşlara” ne oluyor? Bizim “hatalı eğilim” dediğimiz arkadaşlara da bakılırsa, aman koz vermeyelim diye ev resmi çizmeyelim; bıyıklı adam resmi çizmeyelim, karalama yapmayalım? Böylece koz vermemiş olalım! Bu arkadaşlarımızın kafalarında hayali bir mükemmel parti, hayali bir mükemmel mücadele biçimi var; ve siz o hayali mükemmele uymadığınızda, aslında karşı tarafa koz vermiş oluyorsunuz! Bu hatalı ütopik anlayışın, aman işgalcilere koz vermeyelim diyerek teslim olmayı seçen anlayıştan bir farkı yoktur. Siz koz vermeyin, ama gölge de etmeyin sevgili kardeşim. Tıpkı o broşürde yazdığı gibi, “Cumhuriyet ve Demokrasi birlikte güzeldir”; biz bu ışık bütün Türkiye’yi aydınlatsın diye uğraşıyoruz. Biz koz vermiyoruz, mücadele veriyoruz" eleştirisinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.