Çalışacağız çok güçlü olacağız!

Çalışacağız çok güçlü olacağız!
Aras Marmara Eğitim ve Hizmet Vakfı (AREV) Okullarının düzenlediği “AREV Ödülleri 2023” etkinliğinde ödüller sahiplerini buldu.

Aras Marmara Eğitim ve Hizmet Vakfı (AREV) Okullarının düzenlediği “AREV Ödülleri 2023” etkinliğinde ödüller sahiplerini buldu. Törende konuşan AREV Başkanı Vehbi Orakçı, “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında şunu bilmeliyiz ki; güçlü olursak sözümüz geçer. Bunun için de üreteceğiz, çok çalışacağız ve çok güçlü olacağız” dedi.

AREV Vakfı, “AREV Ödülleri 2023” adıyla ödül töreni düzenlendi. Cumhuriyet'in 100'üncü kuruluş yılı onuruna düzenlenen ödül törenine, eğitim ve sanat dünyasından birçok isim katıldı.
Eğitime desteklerini esirgemeyen isimlere ödülleri, Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı tarafından takdim edildi. Ödül törenine; İstanbul Valisi Davut Gül, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, ünlü sanatçılar; Halil Ergün, Zihni Göktay, Saliha Aliye Uzuntağan, Besta Acar, Taner Levent, Altan Gördüm ve çok sayıda ünlü katıldı. Basın, sanat ve bilim dünyasından ödüle layık görülen isimler, vakıf okullarındaki öğrencilerin ve vakıf gönüllülerinin oylarıyla belirlendi. Ödül töreninde, Anadolu Ajansına '100. Yıl Eğitime Destek Veren Haber Ajansı Ödülü' verildi. Gecede ayrıca 'Cumhuriyet ve Atatürk Fotoğrafları' ile AREV ürünlerinin yer aldığı sergi düzenlendi.

23kh32jkh32j.webp

Geçmişi iyice idrak etmeliyiz

Geçmişin geleceğe dair çok anlam taşdığını kaydeden Vehbi Orakçı, “Yüzüncü yılda teknolojide, savunma sanayisinde dünyada örnek olmaya ve büyümeye namzet bir ülke oldu. Yeter mi yetmez. Daha iyisini yapmak sizin ve bizim elimizde. Herkes kapısının önünü süpürürse cadde, şehir, ülke tertemiz olur. İşte bizim bunu yapmamız lazım. Muasır medeniyet seviyesine çıkmak için daha çok çalışmak ve daha çok öğretmek zorundayız. Cumhuriyet, 6 asır boyunca dünyaya adaletiyle nam salan Osmanlı Devleti'nin mirası üzerine kuruldu. 6 asır boyunca 3 kıtada din, dil, ırk farkı olmaksızın varlığını sürdüren Osmanlı'nın sırrı neydi ve niye çöktü, bunu anlarsak yarınlarımız da daha iyi olur. Malumunuz imparatorluğun zirvesi Kanuni Sultan Süleyman'dır. Onun döneminde sormuşlar; “Ne ola ki devletimiz yıkıla...” O da bir rapor istemiş. Sonra bir rapor vermişler. Padişah zarfı açtığında kocaman beyaz kağıt ve kağın ortasında iki kelime görmüş, “Neme lazım” yazmışlar. Padişah kırılmış ve öfkelenmiş. Raporu hazırlayan Yahya Efendi'yi çağırmış. Kelimelerin sebebini sormuş. O da demiş ki; “Hünkarım yazdığım iki kelime her şeyin cevabıdır. Eğer bir gün zulüm alır başını gider ve onu görenler sessiz kalırsa, eğer bir gün garip, fakir, fukara yokluktan inler ve görenler neme lazım der görmezden gelirlerse; işte o zaman yıkılma süreci gerçekleşecektir” der. Gerçekten de böyle oldu. Malum son 2 asırda coğrafyamızın çektiği acıları canlı olarak gören, yaşayan; biri olarak bu acıları çekiyorum” şeklinde konuştu.

23mob23jh32hjk3.webp

Cumhuriyet bizlere miras

Cumhuryietin kuruluşunun önemli bir miras olduğunu anlatan Orakçı, “Dünyada yüzlerce ülke var. Çoğunu gezdim. ABD, Afganistan, Somali, Pakistan birçok ülkeyi gezdim. Müslüman ülkelerde yoksulluk görüyorum ve bunu gördükçe acı çekiyorum. İşte bunu gördükçe kahroluyorum. Fuzuli ne diyor; “Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar...” İşte Osmanlı'nın da son döneminde olan buydu. Rüşvet aldı başını gitti. Makamlar ve mevkiler yakınlığa, akrabalığa çıkar hesabına göre dağıtılmaya başlamıştı. Sonunda bünye zayıf düştü ve koca imparatorluk yıkıldı. Doğu Cephesi'nde; Kars, Ardahan, Erzurum işgal edildi. Dedem de sınır komutanıydı. Ruslarla savaştı. Ruslar saldırdığında baktılar ki toplarımızın atış menzili kısa; ne yapacaklardı. Yavaş yavaş geri çekildiler. Rus doğudan Erzurum'a, batıdan da İstanbul'a kadar geldi. Diğer ülkeler de diğer şehirleri işgal etti. Yurdumuzun ordusu dağıtıldı. Koskoca padişah bile bir yerden bir yere izin alarak gidiyordu. İşte o günlerde o imparatorluğun genç bir subayı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Bandırma Vapuru ile Samsun'a gitti oradan da Erzurum'a geçti. Ben Erzurum'da bir genç iken o kongre binasına bakıp; “Ne kadar da şanslısın Vehbi” derdim kendime. Çünkü o kongrede karar alındı; “Manda ve himaye kabul edilemez...” Noldu sonra? Anadolu'da bir ateş yandı. Yurdumuzun dört bir yanında insanlarımız imanla ve aşkla yurtlarını savundu ve cumhuriyeti, imparatorluğun küllerinden doğurdu. Büyüklerimiz de bize bu cumhuriyeti emanet etti. Şimdi o cumhuriyetin emanetçileri bizleriz” ifadelerini kullandı.

jk23hkj23hjk32k.webp

İyi bir yönetim sergilemeliyiz

İyi bir yönetim sergilenmesi gerektiğinin altını çizen Orakçı, “Ama şimdi neredeyiz; gençler ABD'ye gitmek için can atıyor. Çok üzülüyorum. Ülkemiz halbuki ne güzel ne zengin. Trakya'da, Karadeniz'de, Akdeniz'de, güneyinde, doğuusunda bir sürü zenginlik var. Bu ülkenin dört bir yanında iyi bir yönetim sergilemeliyiz. Biz bunu başarırsak gençlerimiz ülkeden kaçmak yerine bu vatana iyice sarılacak. İşte ben Erzurum'dan, Beylikdüzü'ne bu duyguyla geldim” dedi.

32kjh4jk32hjk342i7234.webp

Beylikdüzü nereden nereye!

Beylikdüzü günlerinden de söz eden Beylikdüzü'nün eski Belediye Başkanı Orakçı, “Ben Beylikdüzü'ne geldim burası bir köydü. Elektriği yoktu, doğalgazı yoktu, telefonu yoktu, ulaşımı yoktu. Hiçbir şeyi yoktu. Ben lise öğrencisiyken buraya elektrik gelsin diye çalışmalar yaptım. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde öğrenci iken Kavaklı Mahallesi'nde kanalizasyon problemini çözmüştüm yeri gelmişti maaşımı bağışlamıştım. Derdim neydi? Devletimizin ve milletimizin bize bahşettiği imkanlar karşı teşekkürümüzü yapmaktı. Cumhuriyetimiz Vehbi Orakçı'yı Erzurum'dan bir köyden çıkarıp buralara getirdi. Yani ben devletimin ve milletimin bana sağladığı imkanlarla okudum. İşte şimdi o feyzle göreve başladım. Ne gerekirse orada olup; hizmet edeceğim, çalışacağım ve üreteceğim. Adaletle, merhametle, vicdanla; Alevi-Sünni demeden, Türk-Kürt demeden herkesi sarıp sarmalayıp, onlara hizmetkar olmaktır bizim işimiz” şeklinde konuştu.

Beylikdüzü'nde çok iş yaptık

Beylikdüzü'nde şimdiye kadar çok iş yaptıklarını kaydeden Orakçı, “Ben Beylikdüzü'nde belediye başkanı olduğumda elime hortum alıp oturduğum sokağı yıkamakla işe başladım. Sonra sosyal yaşam, çevre, alt yapı bunları yaptık. Beylikdüzü'nü eserlerle donattık. Beylikdüzü'nde şu an 500 bin insan var. Biz varken burada 5 bin liraydı daire fiyatları şimdi 5 milyon lira. O zamanlar niye ucuzdu? Çünkü 2004'te burada bankamatik bile yoktu. İnsanlar maaş çekmek için ya Büyükçekmece'ye ya Avcılar'a gidiyorlardı. Yollar çamur deryasıydı. Kamu hizmeti adına sadece 1 sağlık ocası ve 6 tane de okul vardı. Bu 7 kurumu da devletimiz yaptı. Ama biz ne yaptık? 5 yıl içerisinde önce Allah rızası ve kul hizmeti deyip Beylikdüzü'nü hizmetlerle donattık. Yaşam Vadisi'ni bugün birileri sahiplense de orayı yapan biziz. Kültür Merkezi ile spor tesisleriyle, statlarıyla liseleriyle, Halk Eğitim Merkezleri ile Beylikdüzü'ne değer kattık. Biz geldiğimizde Beylikdüzü'nde spor adına hiçbir şey yoktu. Biz ne yaptık? Hasan Doğan Stadyumu yaptık, 10 civarı kapalı spor salonu yaptık, havuzlar ve sosyal tesisler yaptık. Çamlıkları ilçemize kazandırdık” ifadelerini kullandı.

Güçlü olursak sözümüz geçer

Konuşmasının sonunda dünyadaki İsrail-Filistin savaşına dikkat çeken Vehbi Orakçı, Müslüman dünyasının ve Türk devletinin güçlü olmasının önemine de dikkat çekti. Orakçı, “Şimdi İsrail zulmediyor. Bebekleri katlediyorlar. Ne yaptı o bebekler. Bir şehre gemiyle, bombayla dünya çökmüşsünüz. Batı da susuyor. Neymiş savunma hakkıymış. Batsın sizin savunma hakkınız. Bebeklerden, çocuklardan ne istiyorsunuz? Bu cesareti nereden buluyorlar bizden, bizden. Biz güçlü olursak ekonomide, sanayide, altyapıda o zaman bizim sözümüz geçer. Biz güçlü olmak zorundayız, dik durmak ve ayakta durmak zorundayız. Çünkü gücünüz kadar söz geçer. Biz güçlü olacağız. Çalışmaktan, üretmekten, eğitmekten vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.